Tezatlar Ülkesinde Sanatı Ağlatanlar…
Sanata ihanet edenler adıyla bir yazı yazmıştım,son zamanlarda yaşananlara baktığımda aslında az bile yazmışım.Sanatçı asla BİAT etmez,sanatçı asla kişisel çıkarı adına birine yada birilerine yalakalık dalkavukluk yağdanlık yapmaz.Ama şimdi karşımda kilere bakıyorum,toplum bu güne kadar bunlara nasıl sanatçı diye bakmış şaşkınlık içindeyim.
Siz sanata '' UCUBE,MÜSVEDDE,ULAN'' diyen bir zihniyete biat ederek ayaklarına kapanacaksınız yazıklar olsun.Bu güne kadar kendime asla ben sanatçıyım demedim,yaptıklarımla asla övünmem,ülke tanıtımında bulunmanın milli bir görev olduğu inancıyla çalışmalarımı sürdürdüm.Ama kişisel çıkar uğruna asla kimseye biat etmeyip yalvarmadım.
Bu ülkede sinemalar yıkıldı,tiyatrolar bir biri ardına kapatılıyor,opera bale bir çağdaş anlayışın simgesi,ama şimdi kapatılmaya çalışılıyor kimsenin gıkı çıkmıyor,yıllarca sanata sinemaya ömrünü vermiş insanlar bir köşede perişan açlık içinde yaşarken ölüyor kimsenin umurunda değil.
Siz çağdaş düşünceye,aydınlığa, Atatürk ve devrimlerine,cumhuriyete,düşman.Laik değil ümmetçilik evladır diyen bir anlayışa teslim oluyorsunuz yazıklar olsun.Bu biat etmenin arkasında bana göre kişisel çıkarların yattığını düşünmemek mümkün değil,onların ne Atatürk, ne cumhuriyet, ne çağdaşlık ve aydınlık, hiç biri umurlarında değil,sadece acaba ilerde ben nasıl bir yatırımda yer alabilirim,işte sanatın anlamı burada sadece kişisel çıkarların arasında idam ediliyor.
Bunlar adlarını bile zikretmek istemediğim sözde sanatçılar,şimdi sanata ihanet edenler değil mi? Sanatın adını bile doğru tanımlaya mayan bunlar,ve sanata yıllarını verenlere gösterdikleri saygısızlık değil mi yaptıkları.Sen sana hakaret eden,sana küfreden,sana saygı göstermeyip eserini tepene yıkmaya çalışan bir anlayışın etrafında resim vermenin adına sanat diye bilir misin?Senin BİAT ettiğin anlayış '' ben böyle sanatın içine tükürürüm'' demedi mi? Sanatçı toplumun aynasıdır,sen cehaletin pençesine sürüklenmiş halkın aydınlanması için çalışacağın yerde, sana küfreden anlayışın yanında yer alıyorsun.
Baksana bu cahil bırakılmış toplum şimdi neyi nasıl kimi neden seçecek durumda olmadığı için,onu 12 yıldır bu anlayış nasılda kullanıyor bunu gör.Çağdaş dünyayı görsel ve yaşamsal olarak algılayamayan bir toplum yaratılmış,Atatürk ve tüm cumhuriyetin değerleri adeta katledilmekte sen bunu gör,bu ülkeye binlerce bilim adamı gerekirken,imam hatip öğrencisini on kat artıran bir eğitim sistemine karşı çık.Gazeteciye yazan düşünen aydınlara gösterilen saygısızlığa sesini çıkar,çağdaş eğitim,okul kütüphane açma yerine inadına cami açmaya çalışan anlayışa dur de.Çağdaş özde dolaysız bir demokrasi yerine,ılımlı İslam cumhuriyetine sürüklenen ülkenin yaşayacağı felaketi düşün.Siyasal bir parti anlayışından uzak,tarafsız tüm halkını kucaklayacak,ülkesinin uluslararası saygınlığını kazanmasında çalışan halkına bağırmayan korku salmayan bir düşüncenin cumhurbaşkanı olması için çalış.Türkiye tüm bu değerlerin ötesinde her geçen gün otoriter bir anlayışa doğru sürükleniyor bunu gör.
Ülkede 30 milyona yakın bir kesim açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor,her seçim döneminde bir çuval kömür,yada bir kutu makarnaya onuru satın alınan bir toplum var bu ülkede.Cahil bir toplum seçme karar verme yetkisinde değildir,kimi neden seçmenin,yada onun nasıl bir anlayış içinde olduğunu kavrayamaz,ama birileri bu kesimi çok iyi duygusal etkileşimle etki altına almasını iyi biliyor.İşte Türkiye'nin geleceğine bu toplum karar veriyor.Cahil bırakılmış güdülmüş bir toplum yarattılar her zaman istedikleri alanda kullanabilmeleri için.Şimdi böyle bir düşüncenin yarın cumhurbaşkanı olması,Türkiye'nin felaketi yaşaması demektir.Kin ve öfke ihtiras duygusunu atamayanlar felaketin davetlisi olacaklardır bu ülkede.(RTE) bu anlayışa sığınmak istiyor,yani cumhurbaşkanı olmak ve tüm ülkeyi tek elden tek başına yönetmek.Bunun adına siz şimdiden otoriter bir sistemin adı diyebilirsiniz.Böyle şey olmaz,Türkiye bu sisteme hazır değil,bunun adı Atatürk devrimlerine,onun bıraktığı çağdaş düşünceye karşı alınacak bir darbedir bana göre.Ama bu ülkede kimse kendisini ATATÜRK yerine koymaya kalkmasın.Dünyanın hiç bir yerinde bir Başbakan,bir hukuk kurumun başında bulunan zata ''haddini bil edepsizlik yapma'' sözlerini sarf edemez.Toplumun bilgilendirilmesi görevini yapan bir kişiye bu konuşma demektir.
Türkiye yanlış yönetiliyor,Türkiye felakete sürükleniyor,Türkiye'de yarın mezhepler savaşı başlayacak,Türkiye yavaş yavaş bölünmenin eşiğinde duruyor,birileri kendi siyasal gelecekleri kin ve ihtiras kültürünü yaşamak için her şeyi çekinmeden düşünmeden hayata geçiriyor.Türkiye hiç bir dönemde bu kadar parçalara ayrılmadı,beni en çok üzense kabul edemediğim şey.Başbakanın Atatürk'ün son nefesini verdiği Dolma bahçe sarayında bir ofis açması bu gerekiyor muydu sormak gerek,neden inadına başka yer değilde Dolma bahçe.(RTE) her yerde bir ofis açarak farklılık getirmeye çalışıyor bunu kabul edemiyorum.Devasa saraylar konaklar milyonlarca dolar harcanarak Başbakana çalışma ofisi hazırlanıyor,merak ediyorum acaba bunlardan hangisinde Başbakan çalışma fırsatı bulacak.Atatürk orman çiftliği Başbakana saray yapılmak adına tarumar edildi,Çamlıca tepesinde cami inşası inadı kabul edilir gibi değil.Tarih yok ediliyor ve tarihi yazanlar düşman ilan ediliyor.Atatürk ve arkadaşları cumhuriyet için mücadele ederken,bugün ona düşmanca bakanlar daha analarının karnında değildi.Şimdi bakıyorum sözde sanatçılar bu felakete ortak olmak
için her türlü yadan lığın ortasına atılmaktan utanmıyorlar.UNESCO 1985 yılında İstanbul'u Dünya Mirası Listesi'ne aldı,şimdi Başbakan Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesini istiyor,işte o zaman Ayasofya Unesco listesinden çıkar.Yılda 3,5 milyon turist ziyaret ediyor Ayasofya'yı.Bu acaba şimdi kimin umurunda merak ediyorum?Sözde sanatçılar Başbakanın yanında görünebilmek için yalakalık yapıyorlar,acaba hangisi bir gün olsun Türkiye'de sanatın yalınız lığını Başbakana anlatabilme cesaretini gösterebiliyorlar,sanatı kişisel çıkarlar uğruna satan birine ben sanatçı diyemem utanırım bundan.Gün gelecek her biri yalınız kalacak ama şimdi bunun farkında değiller.
Dış politika yerle bir olmuş saygınlık kalmamış,Mısır,İsrail,Suriye,ABD ve diğerleri,yaşananlar kimsenin umurunda değil,Başbakan kendi siyasal geleceğini korumak adına her türlü oluşumun içinde olmaktan geri kalmayacak.Toplumu inandıracak bir politika üretememenin sancısını yaşıyor,ancak toplama topluluklarla başka kanallara mesaj vermek bana göre inandırıcılığın ötesinde bir felaketin habercisi.(RTE) nın politik sergilemesinde bana göre ülke sevdası,tolumun barışı huzuru,Türklük kavramı değerleri,Atatürk ve cumhuriyet,çağdaş anlayış aydınlık paylaşım,bilim ve sanat,hiç bir yok.TEK adam olma inadı ve ülkenin otoriter bir rejimle idaresi işte istenilen budur.Çağdaş dünyanın değerlerinden uzakta cahil bir toplum yaratmak yapılan sadece 12 yılda budur.Ülkenin geleceğini de işte her tarafa sürülerek giden bu eğitimsiz toplum tayin ediyor.Türkiye şimdi Dünya ülkesi hikayeleriyle topluma sunulmak isteniyor,aslında bunun yalan olduğu ve asla gerçekleşmeyeceğini bu yalanı söyleyenler çok iyi biliyor.Türkiye ne yazık ki bu tarihi fırsatı 1950 de kaybetti.Şimdi 12 yıldır sadece kendi geleceklerini hazırlayanların bu gerçeği çok iyi düşünmeleri gerek.Din afyonuyla narkoz lanmış bir toplum bundan sonra asla özgür olamaz,sözde sanatçılarımız asıl bu felaketin baş mimarları bana göre.Türkiye'de alkışlanacak tek bir sanatçı var mı acaba? Gerçekten var olanlarında bu tabloya baktıklarında acı duyduklarını biliyorum.
Prof.Dr.Levent Seçer