Tescilli Erkekten Uzakdur!
En nefret ettiğim yazı konusu, kadın erkek ilişkileridir. Her ne hikmetse nefret ettiğim bu konuyu da ben sıkça yazarım. Aslında yazmak istemiyorum, konu gelip yakama yapışıyor veyaz beni diyor. Hal böyle olunca bana dizimi kırıp oturup yazmak düşüyor.
Şimdiki ilişkileri hiç beğenmiyorum. Samimiyetten aşktan uzak bir anda biti veren ilişkiler yaşanıyor. Ne aşkın kıymeti ne de karşıdaki insanın kıymeti biliniyor. Bunlara ilişki demekte pek doğru olmuyor. Bence resmen sapıklık. Önceden önemli olan sevgiyken şimdi tamamen beden. Sözde kız erkek ayırt etmeden herkesin ağzında sevgi var aşk var. Ama hayatlarında ne aşkın A sı, nede sevginin S si var. Yalan bir ilişkinin temeli. Ardından çiftlerin karşılıklı çıkarları, ne kopartırsam yanıma kar hesabı. Aldatma ise en vazgeçilmezi. Böyle bir durumda güvenden söz etmek sanırım büyük aptallık olur. Hal böyle olunca da ilişkilerin ömrü kısa oluyor.
İşin özü, ilişkilerde sadece erkeklere kızmıyorum. Kadınlara da çok kızıyorum. Fakat son zamanlarda öyle şeyler duyuyorum ki ister istemez, damarlarımda ki feminist kanı harekete geçiyor. Bir genç kız 25 yaşına kadar evlenirse evleniyor. 25 yaşından sonra evlilik kararı almak zorlaşıyor. Sanırım 25 yaşına kadar duygularınla hareket ediyorsun. İş 25 den sonrasına gelince duygu yerini mantığa bırakıyor. Bir kişiyi ne kadar beğenirsen beğen, ne kadar aşık olursan ol, bir yerde ufak da olsa bir pürüz gördüğün zaman ince eleyip sık dokumaya başlıyorsun. Zaten o yaşa kadar da bir çok olay görüyor, bir çok şey yaşıyorsun. Haliyle güven yerini güvensizliğe bırakıyor. Yine de öyle anlar oluyor ki, yeter artık diyorsun, birilerine inanmak güvenmek istiyorsun. Ölçüp, biçip, tartmak yok diyorsun. Bazen bu iyi sonuçlar verse de çoğunlukla kötü sonuçlar veriyor.
İşte bu kötü sonuçları yaşayanlardan bahsetmek istiyorum. Tam anlamıyla olmasa da ben de bir Güzin Ablayım. Bu bazen iyi olsa da bazen kötü oluyor. Çünkü sinirlerim geriliyor. Şuan revaçta, zengin, tip önemli değil, orta yaşlı, gece kuşu ve çapkın erkekler var. Böyle insanlara baktığınız zaman çevrelerinde birbirinden güzel kızlar oluyor. bu güzel kızlarda bir parmak şaklatmasıyla her şeyi yapacak kızlar. İlk anlar bu kişiler erkekler için çok cazip gelse de ilerleyen zamanlarda önemini yitiriyor. Zor olan ilgi çekiyor. Güzel olup olması da önemli değil. Kadın mı kadın... Kandırma taktikleri de aynen şu: ' ben artık bu hayattan çok sıkıldım. Ama uzun zamandır bu hayatın içerisinde olduğumdan alışkanlıklarımdan kolay vazgeçemiyorum. Vazgeçmek istesem bile arkadaşlarım rahat bırakmıyor. Fakat hayatıma ciddi anlamda biri girdiğinde, evimde beni bekleyen biri olduğunda eminim ki bu alışkanlıklarımdan daha çabuk vazgeçeceğim. Ne olur seni sevmeme izin ver.' Bu ve buna benzer sözlerle yapıyorlar kızların yakalarına. Hatta öyle bir yapışıyorlar ki anlık nefes almalarına bile izin vermiyorlar. Kız bir hayır diyor iki hayır diyor olmuyor. Mantık ne kadar devrede olsa da ya olur mu olur. Bende yoruldum zaten bu hayattan bir birimize ilaç gibi geliriz düşünceleriyle kabul ediyor. İlk etapta her şey gayet iyi gidiyor. Aradan birkaç hafta geçiyor telefonun çalıyor:
- Asuman, bu adam beni deli ediyor!
- Neden, ne yapıyor?
- Baş başayken çok iyi. Ama ayrıldığımız anda araya anlamadığım bir soğukluk giriyor. Beni hiç aramıyor. Benim yanımdayken tüm arkadaşlarının telefonlarına cevap veriyor, fakat arkadaşlarının yanında bana cevap vermiyor. Bana tekrar dönmesi ertesi günü buluyor.
- At gitsin o zaman bu adamdan sana hayır gelmez.
Yine buna benzer bir örnekle başka arkadaşım geliyor yanıma. Hemen hemen aynı hikayeleri anlatıyor. İlkini duydum ya hemen uyarıyorum. Bak dikkatli ol tavizler verme diyorum. Ama bu farklı diye cevap alıyorum. Böyle bir cevabı da alınca bana bekleyip görmek düşüyor. Ve yanılmıyorum. Çok sürmeden o da aynı şikayetlere gelip bana dert yanıyor.. Son yine aynı oluyor...
Ve arkası hiç kesilmiyor. Sanki bir moda akımı gibi... Kişiler ve yerler farklı oluyor. Konu ise hep aynı.
Tamam zengin erkek arkadaşlarımda var hani az önce bahsettiğim tipler. Onların niyeti gerçekten evlenmek oluyor. aklı başında hoş bir bayan buldukları anda evlenmek istiyorlar. Fakat onlarında şikayeti bayanların kendilerine güvenmemeleri.
Şimdi burada hata kimde??? Kimi erkekler vardır onları çapkın olmaya kadınlar iter. Kimi erkeler vardır çapkınlık onların kanındadır. Ama adın bir kere çıkmaya görsün, güvenilmez bir şahıs olup çıkıyorsun.
Her türlü pisliği yapıp ardında temiz aramak ne kadar erkekliğe sığıyor anlamıyorum. Ve akıllanmak istediğini sakin huzurlu bir yuva kurmak istediğini söyleyip bayanların yakasına yapışan erkekleri de merak ediyorum. Aceba hiç yaşlanmayacaklarını mı düşünüyorlar? Ya da kesin kendilerine çok güveniyorlar kesin aptal bir kadın karşılarına çıkar ve istedikleri hayatı onlara verir. Bence böyle düşünüyorlardır ve böyle düşünmekte de haklıdırlar.
Bu durumlar karışık çorba gibi pek aklım ermiyor. Sinirleniyorum ve sinirlendiğim yanıma kar kalıyor. Bu durumlar için şunları söyleyebilirim:
Çevresinde çapkın olarak adlandırılan, hayatı hızlı yaşayan tescilli erkeklerden uzak durun. Bunlardan fayda değil zarar görürsünüz. Ama yok ben değiştiririm düşüncesi ile hareket edecekseniz keyfiniz bilir. Sonra kalkıp aşkı ve sevgiyi arama, yerden yere vurma...