Terörde Sona Doğru Kritik Eşikler
Başbakan Erdoğan'ın, terörle mücadele konusunda son iki aydır uyguladığı strateji ve taktikler, devlet yetkililerinin teşhis ve mücadele yönteminde içinde bulundukları akıl karışıklığından kurtulmaları ve Kürt kardeşlerimizin örgütün gerçek yüzünü fark ederek tepkilerini koyabilmeleri, bu çözülmeyi hızlandırıyor.
1. Erdoğan'ın kararlı tutumu: Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devletin karar mercii, son çeyrek asırdır ilk defa terörle mücadelede kararlı bir tutum içinde olmuştur.
2. Güvenlik operasyonları: TSK ve Özel Harekât birimleri, 1986'dan beri en tesirli mücadeleyi vermişlerdir. Özellikle Çukurca saldırısından sonra başlatılan sınır ötesi operasyonda çok sayıda terörist etkisiz hâle getirilmiş ve terör örgütü önemli ölçüde dağıtılmıştır.
3. KCK operasyonları: 2005'ten beri faaliyetlerine devam eden KCK'nın bir 'terör örgütü' olduğu açıkça teşhis edilmiş ve yargı eliyle yürütülen soruşturmada örgütün yönetici kadrosu tutuklanmıştır. KCK operasyonları terör ağının belini kırmıştır. Diğer taraftan KCK-BDP ilişkileri de ortaya çıkmış; bu durum PKK'ya da önemli darbe vurmuştur.
4. Apo'nun tecrit edilmesi: Teröristbaşı yıllardır örgütü İmralı'dan idare etmiş; avukatları vasıtasıyla militan ve partizan kadroya rahatça ulaşabilmiştir. Bunda, devlet ilgililerinin Apo ile görüşme yanılgısının da payı büyüktür. İlgililerin nihayet hatâlarını fark ederek teröristbaşı ile teması kesmeleri üzerine, PKK bocalamış ve Kürt halkının tepkisini çeken eylemler yapmaya başlamıştır.
5. Kürt halkının tepkisi: Eylemler sivil vatandaşlara da yönelince, bölge halkı PKK'ya tepki göstermeye başlamıştır. Örgütün yoğun baskısına ve ısrarına rağmen Kürt halkı herhangi bir ayaklanma eğilimi içine girmemiş; son olarak Gemlik yürüyüşü tam bir fiyaskoyla neticelenmiş ve Diyarbakır'daki eylem de amacına ulaşmamıştır.
6. Tasada ve kıvançta beraberlik: Başbakan'ın 'Ulusa Sesleniş' konuşmasında belirttiği gibi, 'Van depremiyle yer sarsılırken kardeşliğimiz daha bir güçlendi. Bir defa daha görüldü ki bu ülkenin mayasında kardeşlik var'dır. Görülmüştür ki, terör örgütü ve uzantıları 'ayrımcılık' hususunda kendisine bir taban oluşturamamıştır. Zira Türkiye'de ortak değerleri olan 'tek millet' vardır.
Sınır ötesi harekât çerçevesinde oluşturulacak 'Güvenlik Bölgesi' en sağlam tercih olacak; bu sâyede teröristlere sınır dışında müdahale edilebilecektir.
KCK operasyonları, örgütün tam olarak çökertilmesine kadar devam ettirilmeli ve bu konuda geri adım atılmamalıdır.
Örgüt, silahını bırakıp teslim olmadan onunla hiçbir müzakere yapılamaz. Yeni bir 'barış dönemi'(!), örgütün kendini toparlayabilmesine imkân verecek ve terörün sonlandırılmasını önleyecektir.
Terörle mücadelede bu kritik dönemi hatâ yapmadan tamamlayabilirsek, kısa sürede terörü bitirebiliriz. Aksi takdirde, gene aldatılırsak terör de aynen devam eder.