Terör Silahla Hastalıklar İlaçlarla Önlenemez
İnşallah daha fazla “zayiat” vermeden “hastalıkların ilaçlarla önlenemeyeceğini” de kavramış oluruz.
Gıda ve ilaç endüstrisi el ele vermiş insanları “hasta ve tedavi etme yarışındalar”.
Sağlıklı olmanın hastalıklardan korunmanın yolu ilaçlardan değil hayat tarzımızın “doğru” olmasından geçiyor.
Önce bir “kolesterol fobisi” yaratıldı, kolesterol “öcü” gibi gösterildi.
Tereyağı, kuyruk yağı “tu kaka” edildi.
“Kalbini seven yumurta, yağlı yoğurt, yağlı peynir, kaymak zinhar ağzına koymasın” dendi.
“Margarinden, sıvı nebati yağlardan şaşmayın” diye kulağımıza üflendi.
Bizim Kardiyoloji Derneğimiz margarin firmasıyla “Kalbinizi sevin, margarin yiyin” diye kol kola girdi.
İnsanlar zamanında iki paket margarin alabilmek için saatlerce kuyrukta bekledi.
“Light ürünler” göklere çıkarıldı.
“Yağsız süt, yağsız yoğurt, yağsız peynir” sofralarımızın başköşesine kuruldu.
“Zeytinyağlı yiyemem aman” diye türküler yakıldı.
Tüm dünya bu “yağsız diyet” yüzünden “obez oldu, diyabet oldu, kalp hastası” oldu.
Kolesterol seviyeleri her sene biraz daha aşağı çekildi, çekildikçe kolesterol haplarının satışı arttı.
Kolesterol hapları dünyanın en çok satan ilaçları oldu; küçücük çocuklara bile kolesterol ilaçları yazılmaya başlandı.
Hamburger menülerine “kolesterol hapları” ilave edildi.
“Şehir şebeke suyuna kolesterol hapı konsun” diyen bilim adamları çıktı.
Obezite, diyabet, kalp hastalıkları azalmadığı gibi roket hızıyla artmaya devam etti ve ediyor.
Kolesterol haplarının “faydasından çok zararının olduğu” ortaya çıkıyor.
Artık Metin Şentürk bile bizi “yağsız besinlerin” ve “kolesterol haplarının” hasta ettiğini görüyor.
Fabrikasyon gıdalar, ilaçlar çöpe.
Sağlığın sırrı tabiatta.
Parayla saadet, ilaçla sağlık olmuyor.