Terbiyesiz
Gözlerini açtığında zelzelede kalmış gibi her bir zerresi titredi. Gördükleri karşısında dehşete düştü. Hızlıca doğruldu. Mahmur bakışlarla etrafa göz attı. Şafağın karanlığı yırtan rengi, gece lambasını hükümsüz kıldığı vakitti. Telaşla başından
sıyrılan beyaz leçeğini kınalı saçlarına örttü. Yüzükoyun uyuyan kocasın seyretti. Onca yıldır bir yastığa baş koyduğu adamdan ikrah etti. Sonra gördüğü hal karşısında utandı kendi kendine. İstiğfar çekip elleriyle kendi yüzünü sıvazladıktan sonra yatağına sırtüstü uzandı. Bulanık düşünceler içinde kirpiklerini bir birine kavuşturdu.
Ne kadar uğraşsa da gördüklerini bir türlü aklından silemiyordu. Uyumak için kapattığı gözlerinin önüne kocasının etrafını saran kadınlarla oynaştığı geldi. Onlar eğlenirken kendisi de yanan yüreğiyle uzaktan uzağa seyrediyordu. Olanlar hayalinde büyüdükçe büyüdü. Hayalinde ki büyüdükçe kini de beraber büyüdü. Elli yıllık eşi, yedi çocuğunun babası rüyada da olsa böyle bir şeyi nasıl yapardı.
İyice hiddetlendi.
Şafak yerini güneşe bırakırken pencereden süzülen bal tadındaki ışıklar odayı aydınlatmaya başlamıştı. Kaşları iyice çatılmış, yüzü iyice asılmış, neredeyse yere kadar düşmüştü. Gözü yanında hafiften horlayan kocasından başka bir şeyi görmüyordu. Bir çırpıda yastığından doğruldu. Yorganı hızlıca ayakucuna doğru fırlattı. Ruhu kıyama kalkmıştı bir kere ne bedenine, nede aklına gem vurabiliyordu.
İri ela gözlerini ince çizgi olana kadar kıstı. Sonrada çocuk masumiyetiyle uyuyan kocasını bütün hiddetiyle dürtükledi. “Kalk yeter artık.” dedi.
Telaşlı fıtrata sahip olan adam, şimşek hızıyla yerinden fırladı; “Ne oldu? Deprem mi oldu, yangın mı çıktı, çocuklara mı bir şey oldu? Ev mi yıkıldı? Şehir mi göçtü? Savaş mı çıktı?” diyerek soruları makineli tüfeğin tetiğine basmış gibi art arda sıraladı.
Kocasının paniğini bir süre seyretti. Sonrada bir kumandan edasıyla omuzlarını dikeltti. Bir anda mağrurlandı. Sözünü bitirmesine fırsat vermeden yüreğini yakan kızgınlıkla; “Terbiyesiz sen rüyamda neden öyle şeyler yapıyorsun. Konuşmuyorum seninle. Çol çocukta da falanda hiç bir şey yok.” diyerek içinin acısını bir çırpıda boşaltı verdi.
Uyku sersemliği ile ne olduğunu anlamaya çalışan adam. Gülümseyerek; “Tamam ne yaptıysam bir daha yapmam.” diyerek başını tüy yastığına gömerek uykusuna kaldığı yerden devam etti.