TEOG Adil Değil
Muayyen aralıklarla muhtelif isimler alan “Seçme ve Yerleştirme Sınavları” en son TEOG olarak bilinmektedir. TEOG temel eğitimden orta öğretime gidecek olan öğrencilerin yerlerini belirlemek için yapılır. Daha önce SBS, LGS, OKS ve muhtelif adlar altında, farklı uygulamalarla hayatımıza bir girmiş, bir çıkmıştır.
Eski sistemlerin tamamını devlet yapmaktaydı. Öğretmenin eğitim vermekten öteye giden bir yanı yoktu. Aday yapılan “seçme” sonucunda puanına göre bir yere yerleşiyordu. Şimdi durum farklı boyutlara geldi.
Öncelikle şunu belirtelim ki öğretmenin notu da devreye girince veliler öğretmenleri abluka altına aldı. Her veli öğrencisi için öğretmenden not “dilenir” hale geldi. Hatta aba altından soba göstermeler, bunun hesabı sorulur diyenler cabası.
O kadar baskıya hiçbir öğretmen dayanamaz. Hele il veya ilçenin yetkili kişileri kendi bölgelerinin daha başarılı olması için yaptıkları baskıya ne denecek? Okul müdürleri öğrencilere fazla not verilmesini istemekle başarının artacağını sanıyor. Acaba öyle mi?
Peki öğrenciye fazla not verirsek suç işlemiş olur muyuz?
El cevap:
Öğrencinin lehine olduğu için hayır…
Peki adil mi?
El cevap:
Öğretmenin tasarrufu…
Alın size bir soru da benden. İster mantığınızla, ister vicdanınızla cevaplayınız. Soru şu: “Kendi okulundaki öğrencilere fazla puan verip diğer okuldaki bir öğrenciyi geçmeye sebep olmak ne kadar vicdani veya kanuni?
Başka okulun öğrencisi bu memleketin değil mi?
Bir öğrencinin lehine olan şey diğer öğrencinin aleyhine sonuçlanırsa bunun hesabı kimden sorulacak?
Bütün bu sorulara nasıl bir cevap bulunur bilmem ama TEOG adil değil.
Seçmeyi kesinlikle devlet yapmalı ve nereye terleştirmek istiyorsa oraya yerleştirmeli.
Öğretmenleri veli dırdırından, tehdidinden, azarlamasından, aşağılamasından hâsılı her türlü sözlü tacizden kurtarmalı.
Nasıl olacaksa buna bir çare bulunmalı.
İşi gücü bırakıp veliye laf anlatacak değiliz. Bizim de bir haysiyetimiz var. Kimseni bizi bu kadar aşağı düşürmesine izin verilmemeli.
Haa… Biz kimsenin notuna karışmıyoruz siz istediğiniz gibi veri falan derlerse de; can tatlı kardeşim durup dururken başımızı belaya sokmayalım.
Bizi korur musunuz?
Külahımızı?