Tel Tel Dökülen Dava
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun 397 yılla yargılandığı İzmir Büyükşehir Belediyesi davasının bilmem kaçıncı duruşmasındayız.
Tutuksuz sanık sayısı 129.
Hakim soruyor; ismi okunmayan sanık var mı? Üst sıralardan sesler yükseliyor, beni okumadınız, önlerden bir kadın kalkıyor ayağa; benim ismim de yok.
O kadar davalı olunca mahkeme heyeti atlıyor haliyle.
2010’dan bu yana sürüyor dava. Belediye çalışanlarından kimi iki ay, kimi beş ay, en uzun da Genel Sekreter Pervin Şener Genç 1.5 yıl yattı hapiste.
İsimler okunurken, geçmişe dalıyor ilk duruşmalardan birini hatırlıyorum;
BEŞ YIL ÖNCE
Bir belediye başkanına yapılacak en büyük zulüm yapılmış, çete lideri ilan edilen Kocaoğlu tutuksuz yargılanırken, çalışma arkadaşları tek tek tutuklanmıştı.
O duruşmada, sanıkların büyük bölümü tahliye olurken, Genç’in tutukluluğuna devam kararı verilmişti.
Başkan’ın yüzündeki o vakur dehşeti gördüm.
Hem vakur hem dehşet nasıl olur diyorsanız. Kocaoğlu’nun yüzünde ikisi aynı anda vardı.
Vakur olmaya, haklılığını duruşuna yansıtmaya mecburdu ama içindeki kan gözlerine oturmuştu.
İhtimal öyle beklemiyordu Başkan, tüm çalışanların tutuksuz yargılanacağına inandırılmış ya da inandırmıştı kendini.
Genel sekreteri, çocukluk arkadaşı, belediye kasasını emanet ettiği yoldaşı 40 yıllık memuriyet hayatı olan Genç’e yeniden kelepçe takıldığında, dondu kaldı. Elleri; sinirden titriyordu.
Hakimin, salonda sessizlik çağrısıyla yeniden bugüne dönüyorum.
Rüzgar tersine döndü
Yaklaşık beş yıl sonra herşey farklı.
İddianameyi hazırlayan Savcı Birol Çengil, FETÖ Terör Örgütü’yle bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklanmış, hakimler Menderes Yılmaz ve Cahit Kargıl’ gözaltında. EXPO 2020 adaylığı sunumu için Paris’e gidildiği gün belediyeye yönelik ikinci operasyonu yapan dönemin İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Kavak da gözaltı listesinde.
Avukatların beyanlarına göre mübaşir dahi aynı gerekçeyle gözaltında.
Dosya tümüyle hukuk dışı kalmış.
Soruşturmayı yürütmekte olan kolluk görevlileri bu terör örgütünün üyesi olduklarından tutuklandılar.
Yargı, kolluk ve maliyede FETÖ yapısı deşifre olurken, ortaya konulan deliller hukuki değerini yitirmiş durumda.
Bütçesi 15 katrilyon lirayı bulan Büyükşehir için soruşturmaya konu iddialar zaten tartışmalıydı;
Mandalinayı üreticiden satın aldın, neden okullarda dağıttın, kamu zararına yol açtın. Durak ihalesini belediye şirketine kazandırdın. Köfte paraları bu kadar tutar mı? Şevval Sam’a ne kadar ödeme yapıldı?
Yani davaya artık neresinden bakarsan bak elinde kalıyor, tel tel dökülüyor.
Bu kez duruşmada Başkan ve çalışma arkadaşları dahil herkes rahattı.
Avukatlar öncelikle davanın Anayasa’ya uygunluk teşkil etmediğini vurgulayarak tüm sanıklar için beraat talep ettiler.
Duruşmanın 17 Şubat tarihine ertelenmesi bile adeta kimseyi üzmedi çünkü kamuoyu ve İzmir nezdinde aklandıklarını biliyorlardı.
Başkan Kocaoğlu “İzmir azizdir, Aziz kalacak” sloganlarıyla adliyeden uğurlanırken, hukuki yanı çöken davanın artık her uzamasının kendisine olumlu yansıyacağının farkında.
Beş yılda büyük bir felaketten bugünlere gelindi.
Görülüyor ki; FETÖ terör örgütünün hedef gördüğü kurumlara ağır zarar verdiği olaylardan biriydi bu dava.
Hani bugün ‘Fethullahçı yapılanma yüzünden ne badireler attlatık’ diyenlere sesleniyorum; kumpasın acılarını siz önce İzmir’e sorun.