Tek Kişilik Millet, Ordu Hakka Yürüdü
ÖLÜM…
MEZAR TAŞINDA ÖLÜM,
AĞLAYAN BİR BÜLBÜLÜM,
ÂHİRET’TE DÜLDÜLÜM,
ÇÜRÜMÜŞ KEFEN TÜLÜM,
BOYNU BÜKÜK SÜMBÜLÜM,
GERÇEK BÖYLEDİR GÜLÜM!
KEMÂLİ
TEK KİŞİLİK MİLLET, ORDU HAKKA YÜRÜDÜ
“Bir kişinin himmeti, Milleti ise, o kişi tek başına Millettir” diyen Asrın Tâbibi ile ölümü anlatan gönül erleri: “Ölümü özüne sevdir, nasıl olsa gelecek .Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur. Ölümün bizi nerde beklediği belli değil; iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.Bütün günler ölüme gider, son gün varır.Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?” ne güzel ölçüler, temel değerler bırakarak Tarih Kabristanına gömülmüşlerdir.
Kendisini, mücadele ve hizmetlerini, gayretlerine yakinen bilen bir kişi olarak, acı haber tez ulaştı.
İstanbul’da ikamet eden, tek kişilik bir ordu ve millet olarak mücadele ve cihad eden Mehmet Naim Karaman Hocamız Hakka yürüdü.
İstanbul’un ilk camilerinden Arap Camisi ile Sarıyer ve Fatih C amilerinde, uzun yıllar imam/hatip olarak görev yapan gönül ve dava adamı Karaman, aynı zamanda şair, hatip ve doğruları yazan bir yazardı.
İnandığı Tevhit davasından taviz vermeden, hayatınız ortaya koyan İmam-Hatip Mehmet Naim Karaman, eserleri, konferansları, şiirleri ve makaleleriyle yüz binlere hitabetti, binlerce talebe yetiştirdi.
İslami neşriyatın, gazete ve dergilerin desteklenmesindeki canhıraş mücadele ve gayretlerini biliriz.
İstanbul’da beş camide birden vaaz veren tek imam/hatip olarak tarihteki yeriniz aldı.
Her yıl gelenek haline getirdiği, İstanbul Fatih camisindeki Fetih ve Fatihi anma programlarını unutmak mümkün mü? Mazide unutulmayan bir hatıra olarak, bir programına bende katılmış, istifade etmiştim.
İmam, hatip, Şair, Yazar, Tebliğci, mücahit hocamız, yıllarca hasta yatağına çakılı kaldı, hizmet ve mücadele edememenin acılarını yaşadı, geçenlerde rahmete kavuştu.
Bilmem kimlerin ölümlerinde; şarkılarla, türkülerle, marşlarla, işaretlerle, pankartlarla kuru kalabalıkları meydanlara dökenler, anma günlerinde şampanya patlatıp, dansöz oynatanlara yer veren malûm/mâhut bazı medya, kurum ve kuruluşların, böyle Âlim ve mücahitlerin ölümlerine, bir satır bile yer vermeyenlerin halleri, ne acı, düşündürücü ve derinden üzücüdür.
Aslında esas olan ölüm gerçeğinde; kuru kalabalıklar, gürûh ve ölümü ve ölenleri bilemeyen cüce beyinler, Devirimciler, Akl-ı Evveller utansın. Kabirde ve hesâp gününde, yazılan defterler ile Meleklerin şahâdetleri yeter.
Mehmet Naim Karaman Hocamıza rahmetler diliyor, geride kalanlarına ve onu sevenlere, talebelerine sabır diliyorum.
Her lâyık nefis ölümü tadacağından, ölüm yokluk değil, vuslattır. Önemli olan o Âleme boş gitmemek, Mîzân başında Amel-i Salih, İman-ı Kâmil olarak hesap vermek, Cennet’t e buluşmaktır.
Yazımı ölümle ilgili bir şiirimle bitirmek istiyorum:
“ÖLMEK İÇİN YAŞARIZ”
Herkes ölmek için yaşar, hayatı bilen bilmez,
Lokma peşinde koşarız, Hak Dâvân’a eğilmez,
Yeri geldi mi coşarız, ölüm için irkilmez,
İbret-i Âlem’e şaşarız, kendi günahın silmez.
ÖLÜM ALLAH’IN EMRİ, ÂMEL HEYBEN HAZIR MI?
PAS ERİTİR DEMİRİ, KÜREK TOPRAK KAZIR MI?
Her nefis ölüm tadar, bâki kalan boş Kubbe,
Günah göstermez radar, küre olsa da hâbbe,
İnsan mahşere kadar, muhtaçtır daim Rabbe,
Cürmü kendisi bu kadar, dağları eder hîbe,
HAYAT AKAR SULAR GİBİ, KABRİNE DOĞRU GİDER,
ZAMAN OLUR BORAN/TİPİ, BİR ÖMÜR BÖYLE BİTER.
Dünya kadar malın olsa, götürürsün bezden kefen,
İnsan oğlu hakkı bulsa, soru kalmaz; niçin, neden?
Kervân kalksa, yolda kalsa, çile çeken serde beden,
Gül açmadan bağda solsa, suçlu olmaz kenden eden.
NEREDE GEÇEN ZAMAN, ASIR GEÇTİ ARADAN,
AMAN İÇİNDE “AMAN” TÂBİB EL ÇEK YARADAN.
Nûtfeden yaratıldın, ana rahmi sarayın,
Dokuz ay donatıldın, gün geldi, çattı ayın,
Duyguyla kaynatıldın, emir geldi koymayın,
Kandın, hem oynatıldın, olanları saymayın,
NERDE ANANLA BABAN, YAŞ GEÇİNCE ANLARSIN,
KÊM’E DİYORLAR ‘YABAN’, YAŞIYORSAN KAVRARSIN.
Koparsan öz ruhundan, cansız ceset olursun,
Balçıktan çamurundan, istersen yorulursun,
Mayalı hamurundan, pişmeyen aş bulursun,
Fitnenin yağmurundan, imanla kurtulursun,
KEMÂLİ HAYATINDA, DOĞRUDAN AYRILMADI,
VE BİR GÜN VEFÂTINDA, DÜNYADAN TAT ALMADI.