Tek Faktörle Olmaz..”Tükenişin” iktisadi-Felsefi Açıklaması..
Değerli dostlarım;
Hayat tek yönlü gitmez.
Tek düşünce, tek yol, tek çözüm, tek model, tek felsefe mutlaka tükenecektir.
Diyelim ki; siz bir yerde, bir makamda görev aldınız.
Hem fiziksel sınırlar vardır, hem de zaman ilerledikçe tek modeller, tek yönlü bakışlar mutlaka sona doğru yaklaşacaktır.
Örnek mi verelim;
Hemen buyrun; eğer sizin büyüme "modeliniz" tek yönlü ise, örneğin sadece inşaata, tüketime dayanıyorsa gün gelecek, tökezleme olacaktır.
Eğer sizin yönetme "modeliniz" sadece buyruklara, talimatlara, gereğinin yapılması diye başlayan yazılara dayanıyorsa, gün gelecek tepkiler, itirazlar artacaktır.
Tüketim modelinin yanına üretimi, hiyerarşik yönetimin yanına demokratik katılımı, yerel bakışın yanına evrensel yaklaşımı, bencilliğin yanına insancıllığı koyamazsak yenileşme olanağımız olamaz.
İktisatta çok önemli bir ilke(kural) vardır;
Azalan marjinal verim ilkesi ve Azalan marjinal fayda ilkesi.
Marjinal verim ilkesinde, diğer faktörleri sabit tutup, sadece bir faktörü arttırırsak, toplam ürün önce artar, sonra üst noktaya gelir,sonra azalır, bir noktadan sonra da negatife gider.
Marjinal fayda ilkesinde, tükettiğimiz her birim arttıkça toplam fayda önce artar, sonra azalır, giderek de negatife doğru gider.
Her gün tek gıda alın bakalım, sonuç nereye gidiyor?
Ne üretimde ne tüketimde ne siyasette, ne yönetimde, ne de yaşamda tek faktör ile işler yürümez.
Nasıl olacak?
Çok faktörle yaşayacağız, çalışacağız, çok değişkeni dikkate alacağız.
Çoğulcu olacağız.(Çoğunlukçu değil.)
Sadece inşaatı değil, üretimi, istihdamı, geliri, çevreyi, adil gelişmeyi ve hızlı kalkınmayı esas alan büyüme modellleri uygulayacağız.
Sadece dışlayıcı değil, kapsayıcı, geliştirici, her kesimi ilerletici yönetişim modelleri içinde çalışmalıyız.
Buyurgan bir dille ve katı bir söylemle değil, lirik, sıcak, edebi, yalın, güvenli uslupla yaklaşacağız insanlara-kitlelere..
Ah şu iktisat ilkelerini yeniden okusak, tarihsel deneyimlere bir göz atsak, sözlerimize, davranışlarımıza, politikalarımıza bir edebi-estetik kazandırsak..
Hep özlediğimiz toplumsal yaşam bu.
Nerede bir ekonomi modeli tek faktörlü ise, nerede bir siyasal düzen tek yönlü ise, nerede bir insan ve aile ilişkisi tek dayanaklı ise orada "çözülme, tükeniş" başlıyor demektir.
Tek faktörle olmuyor sevgili dostlarım, o zaman çoklu modellere, felsefelere, bakış açılarına yeniden dönsek, diyorum.
Hayatın "zenginliği, karmaşıklığı, değişken çokluğu, sınırsızlığı", bizi TEK FAKTÖRLERDEN uzaklaştırıyor.
Sizce de öyle değil mi?