Tek Dişli Çark
Avrupa’nın bize dayattığı bilinç bizi benliğimizden etmek ve kendilerine benzetmek. Bunu da Ursula Plassnik 22 nisan 2008 Salı tarihli bir gazetede Ali Babacanla yaptığı ikili görüşmelerindeki röportajında şöyle dile getiriyor ; Türkiye’nin AB değerlerini tanıması yetmez uygulama önemli Batı Haçlı seferleri ile bizden çaldığı bilim ve teknolojik ilerlemenin metotlarını ilerleme ve medeniyet ölçüsü sayıp insanı, insan yapan sosyal değerleri ve toplum yaşantısını düzenleyici manevi boyutu unutarak ilk çağlardaki insanların ilkel yaşantısına dönmüştür.
Buda bize insanın sadece bilim ve teknikte ileri olmasının insanlık için yeterli olmadığını, önemli olan toplumsal hayatı düzenleyici ahlaki değerlerin olmasıdır .Bunlar yoksa bilim ve teknik insanın sadece bir robot gibi kılar. Ve sonuç itibari ile Avrupa bu maddi gelişme ile İtalya’da ki gibi şuursuz bir tabloyu ortaya çıkarır. 1998 de İtalya’da ki genç kadınların çöp kutularına terk ettikleri bebek sayısı her geçen gün artınca gönüllü bir kuruluş çareyi çöp tenekelerinin üzerine afiş yapıştırmakta bulmuş. Bu afişlerde “ben bir bebeğim” beni bir hastaneye bırakın, çöp tenekelerine değil , diyerek kampanya başlatmış. Bu uygulama ilk olarak Roma’da başlatılmıştır.
Yani gelişim iki boyutludur. Maddi ve manevi olmak üzeredir. Eğer Avrupa gibi sadece maddi gelişiyorsanız o zaman sizi insan yapan vasıflardan soyutlanmış ve robot olmuşsunuz demektir. Bir benzer örnek ise İsveç’ tir. Dünyanın en yaşanılası ülkesi İsveç ‘te bile intiharların en çok olduğu yerdir . Bu intiharların sebebi tamamen maneviyatsızlıktan kaynaklanıyor. Yani manevi değerleriniz yoksa mili gelirin yükselmesi bir anlam ifade etmez .
Hollanda da ise gençlerin uyuşturucu, türlü sapıklık ve ahlaksızlık dan kıvranması Avrupa’nın bize verecek bir değerinin olmadığını, tam aksine bizi değerlerimizden soyutlamasıdır .Manevi bir bunalım geçiren dünya Türklerin değerlerine muhtaçtır.Bunun için çeşitli Türk derneklerin vasıtası ile kendi insanlarına yeniden insanlık vasıflarının aşılatmak amacı ile kendi ülkelerinde açılmalarına izin vermektedirler .Bizim ölçümüz Avrupa değil ,geçmişimizdir.
Çünkü önemli olan Avrupa gibi bilimsel ve teknik başarı yanında hayatı düzenleyici manevi değerler ve buna bağlı olarak mutluluğu yakalamaktır. Ecdadımız bunu geçmişte başardı, bizde başarabiliriz. Bunun için yönümüz Avrupa değil ,geçmişimiz doğrultusunda geleceğimizi yeniden inşa etmekten geçer. Bu doğrultuda öze dönmemiz ve milli değerlere sarılmamız bize yeterli olacaktır.