‘Tek Devlet’ ne Demek?
Başbakan Erdoğan'ın ünlü sloganındaki 'Tek Devlet', hiç tartışmasız 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Türk Milleti, bin yıldan beri bu vatan topraklarında çok çeşitli büyük devletler kurmuş; bu devletler; bu devletler ayyıldızlı Türk Bayrağı’nın altında asırlar boyunca şan ve şeref içinde yaşamışlardır. Türkiye Cımhuriyeti’nin ‘tebaası’, devlet sınırları içinde Türk Vatanı’nda yaşayan aralarında hiçbir din, dil, urk ayırt, mezhep, cinsiyet ve siyasi düşünce ayrımı gözetilmeyen ‘Türk Vatandaşları’dır’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bağımsız, egemen, milli ve üniter bir devlettir. Özerk, Yönetim, federasyon gibi ayrılıklara gidilemez ve aslâ bölünemez.
****
Türk Milleti, devletine her zaman çok önem vermiş ve emrine bağlı olmuştur. Devleti vasıflandırmak için bazen mübalağa edilerek ‘Kerim Devlet’, ‘Rahim Devlet’ dahi denildiği olmuştur. Millet yüz yıllar boyunca ‘Devlet’e de Millet, Vatan, Bayrak gibi mukaddes bir kavram olarak bakmıştır.
Osmanlı Devleti, ‘Devlet-i Aliyye’ olarak adlandırılmış; merhum Prof. Dr. Osman Turan’ın ‘Türk Cihan Hâkimiyeti Mefküresi’ bir ‘İlâ-yı Kelimetullah’ ideali olarak anlatılmış; Türk Devleti ‘Devlet-i Ebed-Müddet’ olarak tavsif edilmiş ve nihayet Atatürk de ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidar kalacaktır’ vecizesini söylemiştir.
Batı’da elin oğlu (Hobbes), devleti ejderhaya (Leviathan) benzetirken; kapitalist, anarşist ve sosyalist teorisyenler devleti yerden yere vururken, bizde devlet kavramı daha ziyade müspet mânâda anlaşılmış; padişahlar, ‘Olmaya devlet cihanda’ diye başlayan şiirler yazmış; devletlülar devlethanelerde ağırlanmışlar ve devlete bağımlılık ön plânda değerlendirilmiştir.
***
Lâkin, Osmanlı’nın İttdihatçı devrimde vatandaşlarına zulmeden, baskıcı ve çapulcu devlet anlayışı ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyet’in 1950’ye kadar devam eden ilk döneminde ise Tek Parti Dikta yönetimi ceberut, zorba devlet anlayışını hâkim kılmıştır. Türkiye 1950’den bu yana, Prof. Dr. Sami Selçuk’un kaleme aldığı ‘zorba devlet anlayışı’ndan hukukun üstünlüğü’ne ulaşmaya çalışmaktır.
Ancak bunun için köklü bir zihniyet ve sistem değişikliği şarttır. Anayasalar devleti milleten korumak için değil, milleti ve bireyleri zorba devletten korumak için yazmalı; ‘Kutsal Devlet’ ve Hikmet’i Hükümet algılarından kurtulmalıdır.
Gerçek ‘Kerim’ ve ‘Rahim’ devlet, insan hak ve hürriyetlerini koruyan demokratik ve açık rejimi savunan, daima vatandaşlarının yanında yer alan devlettir. Rahmetli Özal, ‘Devlet bana, Baba değildir’ diyerek modern demokratik fikrini savunmuştur.
***
Şu gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım: Türk Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünemez bir bütündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Başbakanı Erdoğan’ın 30 Eylül 2012 Kongresi’nde Türk Milleti’nin önüne koyduğu iki hedef (Kızıl Elma’ya) uygun olarak 2013’te dünyanın ilk on ekonomisi arasına girecek ve 2071’de ise bir ‘süper güç’ olacaktır.
Tek Devlet ‘Türk Devleti’nin aydınlık istikbalini gurur ve heyecanla selâmlıyorum. Müslüman olduğum için; böyle şerefli bir millete mensup olduğum için, şehit kanlarıyla yoğrulmuş bir vatana, ayyıldızlı albayrağa sahip olduğum için Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olduğum için Yüce Rabbime şükrediyorum.