Tefecileri Kâbus Bastı
Tefeciler Davos’a moralsiz gelmişlerdi. Moralsiz gittiler.
Uluslar arası finans sistemi( uluslar arası tefecilik),Davos’da, gelecekleri için yeni sömürü mekanizmaları üretememelerinin sıkıntısı içindeydiler.
Beyanatlarında, ikili görüşmelerinde ve yorumlarında hep bu vardı. Siyasetçilerin sermaye ile daha uyumlu çalışmasını talep ediyorlardı. Sanki mevcut hükümetler kendilerinin hükümetleri değilmiş gibi.
Sonunda bulabildikleri tek çare; işçi çıkarma ve daha az işçi ile çalışma oldu. Yani krizlerin bedelini emekçiye ödetme…
Kapitalizm ve onun sözde yeni modeli olan finans (tefecilik) kriz içindeydi. Yeni bir model bulmalıydılar. Hep buna benzer şeyler söyleyip durdular.
Fakat Davos’dan ne yeni bir kapitalizm modeli çıktı, ne de bir model yaklaşımı…
Bırakınız yeni modeli, patronlar önlerini hiç göremiyorlardı. Bu Davos, eski Davoslara hiç benzemiyordu. Patronlar mevcudu muhafaza etmeyi hedefliyorlardı. Hatta mevcudu muhafaza edebilmek için biraz küçülmeye bile razılardı.
Aslında geçen Davos’dan bu Davos’a yarım milyon işçi çıkararak, Davos’a gelmişlerdi.
Peki, tefecilik, yani para piyasası, yani kâğıt satmak neden bu kadar çıkmaza girmişti?
Asıl neden emperyalizmin pazarı daraldı. Üretimi azaldı. Bastığı kâğıdı satamadı elinde kaldı. Sistem tıkandı.(Borç krizi)
Amerika daralan pazarını genişletebilmek için 13600 tonluk, dağları delebilecek bomba imalatı üzerinde çalışıyormuş. Savunma Bakanı Leon Panetta
Amerika, Sovyet’lerin yıkılmasından sonra, tüm dünyayı kendi pazarı sandı. Oysa Asya’da büyüyen üretim rakamları, her geçen gün Amerika’nın daha az para basmasını gerektiriyordu. Amerika para basmaya, yani borçlanmaya devam etti. Şimdilik bu borçlar Amerikan devletinin borçları gibi görünüyor ama Amerikan halkı bunu eninde sonunda ödeyecektir.
Eğer nükleer atarız, borçları da ödemeyiz diyorlarsa, başkaları da nükleer atar hayatınızla ödersiniz.
Davos, sermayenin kâbuslar içinde yüzdüğünü göstermesi bakımından, önemli bilgilerin gün ışığına çıkmasına neden oldu.
Emperyalist sermaye bir çıkış yolu arıyor ama tüm çıkışların kapalı olduğunu tespit ediyordu. Çıkış demek, kendisini değiştirmek, kendisini yenilemek demek oluyordu. Yeni ise eskiyi yıkmak anlamına gelirdi. Onlarda bunu yapamazlardı.
Haklıydılar. Çözümü onların kendisi değil onların dışındakiler getireceklerdi.
28.1.2012, bulentesinoglu@gmail.com