Tecavüz Günlükleri – Telaşa Mahal Yok
50 milyon kimlik bilgisinin çalınmasını o kadar da dehşetle karşılamadım. Olsa olsa alışıldık bir taslak tepkisini biraz hissettim. Zayıf bir yer sarsıntısını hisseder gibi.
Salon tavanına bakıyorum. Yüzeyde bir çatlak oluşmuş. Sonra, yan odaya geçiyorum. Şu anki yazı yazdığım masanın arkasındaki sütunda, yüzey alanında da bir çatlak var. Sağlıklı çatlaklar bunlar. Her ne ise. Bu iki çatlağın uçları aynı yöne bakıyor. Ege Denizi'nde bir yön. Sarsıntı suyun altından geliyor. Ve çatlak yönü bu küçük depremlerin hangi yönden geldiğini gösteriyor.
Duvarlara bakmanın da faydaları vardır. Her ne ise. Akşam akşam sismograflaşmanın gereği yok.
Kimlik bilgilerinin çalınması üzerine öyle bir cılız tepki hissettim içimde. Bu, nedensiz değildi. Düşünsene; bir hükümet var, ve eli kanlı bir örgüte silah gönderiyor. Hırsızlık, vurgun, soygun... haddi hesabı aşmış, çok çekirdekli bilgisayar işlemcilerini bile yakacak karmaşık ilişkiler...cemaatler, tecavüzler...
Düşünsene, sen zaten böyle bir hükümetin elindesin. 50 milyon kimlik bilgisi çalındı diye niye sarsılıyorsun o zaman.
Dertlenmeye hakkımız yok.
***
21.İzmir Kitap Fuarı'na gideceğim. Fakat aldığım bir karar üzerine, kitap mitap almayacağım. Fakat sözlük alacağım. Tarama sözlükleri, veya bilemiyorum... başka tür Türkçe sözlükler. Sözlük çok önemli bir bir şey.
Türkçe konusunda sorunlarımız var. Anlama sorunlarımız var. Yanlış bilinen kelimelerin yanlış bilinmesi bir yana bir de insanlar birbilerini öldürecek seviyeye geliyorlar.
Tarafgirlik yapmadan, şu son siyasi çalkanış içerisinde geçen deyimi düşündüm.
Önüne yatmak deyimi cinsel bir tabir değil. “Altına yatmak” cinsel bir andırış içerir.
Yıllar önce bir okulda öğretmenlerin çift nöbet tutmasıyla ilgili yönetmeliği okuduğumuzda bir sesli yorum yapmayıp, insanların nasıl yorum yaptıklarını dinlediğimde Türkçe'yi bilmediğimiz sonucuna varmıştım.
Ör-üneğin; ben içinizden birine şöyle desem:
Gökhan! (veya Selen) Haftaya sana ziya-rete geliyorum. Çarşamba günü gelmeyi düşünüyorum. Eğer ki -bir nedenden- çarşamba gelemezseeem... işte yani o günlerde sana geleceğim.
“o günlerde sana geleceğim” ne demek?.. Yani ben Gökhan'a veya Selen'e haftaya o günlerde derken, birden çok defa geleceğim anlamı mı çıkıyor?
Ne çıkıyor?