Tavır Koymak
Mehmet ALPEREN
SON DURUM
Cumhuriyet bayram kutlamalarında yine bir dizi düşündürücü, ibret verici manzaralar ile karşılaştık. Yine bazı subaylar baş örtülü bayanlara karşı değişik yerlerde değişik biçimlerde tavır sergilediler. Bu kadar cahil, bu kadar düşüncesiz bu kadar basit düşünün bu kişilerin Türk silahlı kuvvetlerinde bulunmalarından şahsen ben ziyadesi ile rahatsızlık duyuyorum. Bu subayların tavırlarını gördükçe işgal kuvvetleri geliyor aklıma. Bir Fransız askerinin 1919 yılında Maraş’ ta yolda giden Maraşlı Müslüman hanımlara sataşarak “ Burası artık Fransa dır Fransa memleketinde ise çarşaf ile dolaşamazsınız” diyerek kadının çarşafına el atmıştır. Sonrası malum. Kodca bir şehir halkı sokağa inmiş, ne açlığa ne silahsızlığa nede düşman kuvvetlerinin üstün ateşe gücüne aldırmadan, buna rağmen 22 gün gece gündüz savaşmış ve Fransız memleketine gönderilmiştir. Maraş Kahraman olmuştur. Şimdi Kahramanmaraş olarak anılır. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Burada tavır işgal kuvvetlerinin zihniyetini anlatmaktan ziyade fiili işgalin yaptırım gücünü fırsat buldukça şehir halkına hatırlatmak gibi bir taktik olduğunu düşüne biliriz. Benzer bir olayda bayrak vakasıdır. Yani bence bu bir tavırdır. Cumhuriyet resepsiyonlarında, protokollerde veya sair zamanlarda bu subayları gördükçe acaba burası Fransa mı oldu, yoksa bu subaylar Fransız mı? diye sormadan edemiyorum.Bu tavır kime ? Neden ? Bu subaylar Müslüman değiller mi? Değillerse Türk silahlı kuvvetlerinin içinde ne işleri var.Eğer Müslüman iseler dinin bir emrini yerine getiren bir bayana bu tavır neden? Bilmiyorlar mı bunun Allahın emri olduğunu? Bilmiyorlarsa neden genel kurmay bu konuda subaylara bilgi vermiyor Şehit kavramını bu kişiler için nasıl kullanacağız? Allahın emrine karşı gelen. Bir ibadeti yerine getirdiğinden dolayı bir Müslüman bayana tavır koyan bu kişiler şehit olur mu? Konu burada kadın değil. Kadının inancına olan tavırdır. Herhalde aynı kadın başı kıçı açık orda olsaydı bu subaylar bu tavrı koymayacaklardı. O zaman tavır İslam dinine olan bir tavırdır. İslam dinine tavır koyan kişi gayri mislimdir. Gayri Müslim bir kişi de şehit olmaz. Zira bu kavram kuran kaynaklıdır ve kimin şehit olacağını kuran da açıkça okumak mümkündür.
Müslüman Türk milleti ordusunu ne için besler. Neden evlatlarını bile bile ölüme gönderir. Bu vatan için. Bu vatanı vatan yapan denir. Vatan içinde inançlarımı hür olarak yaşadığım bir toprak parçasıdır. Bunun için gönüllü askere gideriz. İnancımın değerlerimin olmadığı, hür olarak yaşayamadığım bir toprak parçası vatan olmaz. O zaman dünyanın her hangi bir ülkesine giderim orada yaşarım. Oranın ordusunda da aynı işi yaparım.
Bu topraklar için dökülen kanların tek sebebi İslam dinidir. Aksi halde Fransız subayların istediğin yaparak Maraşlılar başlarını açsalardı, bu gün laiklerin oluşturduğu kamusal alandan her halde çok daha medeni olurdu ortalık. Fransa da yasak değil de…
Diğer taraftan Üniversite kapısındaki baş örtülü kıza !Ya kendinizi doğru okuyun, ya da içinde bulunduğunuz hayatı. Bir sürü gibi, oynan iğrenç oyunlara alet olmayın. Eğer gerçekten Allahtan korkuyorsanız iffetinizle zarafetinizle bir Müslüman hanım olarak Allahın huzuruna gitmek istiyorsanız.Erkeklerle yarışmayı bırakın fıtratınızın gereği gibi davranın. Kiminiz baş örtüsü takın, sonra ortalıda flörtünüzle ağız ağza dudak dudağa sigara içerek dolaşın. Sonra da Müslüman olduğunuzu söyleyin. İyi mi? Kiminiz okulun kapısında başınızı açın, dışarıda kapatın. Sanki içerdekiler erkek değil. Onlara günah yok. Sorarsak okuma hakkımız deyin. İyi mi? Sanki okuyunca bir halt olunacak. Allah tarın hesap günü “ çocuklar okumak için açtılar başlarını zararı yok” diyecek herhalde. İslam ile takva ile iffet ile daha da önemlisi Allahın hükümleri ile alay ettiğinizin farkında mısınız acaba? Diğer taraftan kiminiz kıçınızda ki dona kadar açın, göğüslerinizi tahrik ederek ortaya dökün sonra da “bende Müslüman’ım “deyin. Sorarsak da “benim imanım içimde sana ne” dersin. “ Bu Allah ile benim aramda sana ne” dersin. Dersin tabi demokrasi var.
Aslında senin imanını bilmek zorunda olmadığımı bilmiyorsun. Kimsenin imanını kimse bilemez. İslam olmak Müslüman olmak zorunda da değilsiniz. Ancak Müslüman’ım diyorsanız yukarıdaki sözlerinin tekrar gözden geçirin. Biz zahire bakarak hüküm veririz. Özellikle şu okumak iddiası ile üniversite kapılarında iğrenç bir görüntü sergileyen türbanlı kızlara bir çift sözüm var. Sizin bu şekilde okumanız Allahın emri değildir. Bu şekilde üniversite bitirmeniz memleketi düzeltmez. Siz sadece kendi şahsi ikbaliniz ve istikbaliniz için bu iğrenç oyuna alet oluyorsunuz. Ama eğer gerçekten imanlı birer hanım olarak evinizde sadece kendi çocuğunuzu eğitseniz İnanın bana yirmi seneden memleket düzelir. Yani okuduğunuz zaman emekli olmadan, yetiştirdiğiniz çocuklarla Allahın emirlerini daha çabuk uygularsınız. Hem de iffetinizi kaybetmeden. Güzelim duygularınızı dejenere etmeden. Sizde biliyorsunuz ki bu üniversitelerden mezun olmanın insanlığa hiçbir faydası yok. Kendi menfaatiniz içinde dini alet etmeyin. Ya açın başınızı öyle okula gidin gelin. Ya da hiç okumayın. Bunu da sakın “ ıkra “ suresi ile karıştırmayın. İzin şahsınızda İslam şereflenmeyecek merak etmeyin. Ya sisteme uyun ya da tavrınızı doğru kuyun vesselam .İslam dini garip geldi garip gidecek
saygıdeğer mehmet Alperen
Aralık 17th, 2008 at 05:21görüşlerinizdeki dile getirdiğiniz gerçekler bugün tamamiyle türkiye gerçekleridir ve vatanını, milletini seven bir alimin klasik tablosu zaten kısaca böyle olmalıdır.
Kahramanmaraş tarihi incelendiğinde de zaten adını hak etmiş bir ilimizdir kutludur. Selam olsun.
Yazınızı okuduğumda son derece açıklayıcı ve doğru buldum tabi kendimce, lakin dile getirdikleriniz malesef noktasına, virgülüne kadar doğrudur ve müspettir tabi aklı olan müslüman kardeşlerim için.
Cumhuriyet bayramımızda o tavırları sergileyen subayımızın kendi aile yapısına baksanız büyük ihtimalle ya annesi hacıdır,ya da teyzesi kapalıdır, hatta ve hatta büyük atamızın rahmetli annesi zübeyde hanım annemizin resimlerine baktığımızda da aynı tabloyu görebiliriz. lakin söylesen duyan yok,sussan gönül razı değil.
sizi ilk olarak hakan yılmaz çebi'nin programında gördüm ilminizi ve hikmetinizi allah'tan aldığınız için sahip olduğunuz herşeyle yine Allah'a hizmet etmeye çalıştığınıza gönülden inanıyorum
Kurtuluş savaşında şehit olmuş isimsiz kahramanları şaşırtıcı bir şekilde;gerçekci detaylarıyla roman adı altında da olsa halkımıza hatırlatmanız vesilesi ile size kalpten teşekkür etmek istedim.
Allah yolunu açık etsin güzel insan.