Tatlı gelin.!
Günümüze kadar olduğu gibi günümüzde de gelmiş ve geçmiş ne kadar seçilmiş ve atanmış idarecimiz varsa (hayatta olanlara sağlık ve afiyetler dilediğimiz, ebediyete intikal edenleri rahmet, minnet ve şükranla yâd ettiğimiz, (rahmetli Adnan Kahveci,
Recep Yazıcıoğlu, Muhsin Yazcıoğlu, Sadettin Tantan ve isimlerini hatırlayamadığımız birkaç saygın seçilmiş ve atanmış idarecimiz) hariç, tümü ne yazık ki devlet ve millet için değil kendileri ve yandaşları için çalıştılar ve halende öyle çalışıyorlar.
Bunun acı örneklerini sorumluluk duygusuyla görevlerini ifa eden televizyon kanallarından izliyoruz.Bazılarının vefatlarının ardında akıl almaz mal varlıklarını aileleri ve müştereklerinin eşit paylaşamamaları sonucu mahkemelik olduklarını sorumluluk sahibi medyaya yansımasından öğrenebildiğimiz dışında tabiî ki medyaya yansımadığı için öğrenemediklerimiz “ hariç.
Bunlar ülkemizde yaşanan idareci sorumsuzluklarını göstermeye ve anlatmaya yetmez diyorsanız el insaf demekten öteye denecek başka sözümüz yok doğrusu!
Bu konuda ülkemizde yaşanan yanlışlığı, vurdumduymazlığı sadece biz değil dünya âlem biliyor. Ama onlarda hallerinden memnun ve mutlu olacaklar ki böyle gelmiş böyle gitsin diye sessiz çoğunluğun feryadını duymazdan geliyorlar.
Dolayısıyla bulanık suda balık avlamak onlarında işlerine geldiği için devletin ve milletin toplu çıkarı yerine sadece kendilerini ve bir avuç yandaşlarının çıkarını düşünerek bile bile yanlış işletilen sisteme böyle gelmiş, böyle gider anlayışıyla göz yumarak yollarına devam ediyorlar.
Devlet adına seçilerek millet hizmetine getirilenler, eski hamam eski tas anlayışıyla görevlerine devam ettikleri için, kendinden emin iyi niyetli siyaset adamları bize de bulaşır anlayışıyla aday olamıyor. Ve bu yüzden adam gibi çalışacak seçilmiş ve atanmış idareci sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor!
Bu durumda cennet vatan ülkemiz ve üzerinde insan onuruna yakışır biçimde yaşam sürmek için beş yılda bir yapılan yerel ve genel seçimlerde devlet adına kendisine adil bir şekilde hizmet etmek için aday yapılanlara partilerinden ziyade genel başkanlarının hatırına oy vererek parlamentoya gönderen aziz milletimiz ne yapsın nasıl yapsın da bu yanlışlığa dur diyebilsin!
Parlamento içindeki ve dışındaki siyasi partiler ve sorumluları geçmiştekiler ve günümüzdekiler gibi sadece kendisinin değil de ülkesinin ve insanının toplu çıkarını istiyorlarsa hep beraber mevcut sisteme karşı çıkacak kanuna destek vererek yanlış gidişata dur diyebilirler.
Günümüze kadar olduğu gibi bugün dahi seçilenlerin büyük bir bölümü kendi küplerini doldurmanın peşinde koşarak arada bir yerine, sık sık dostlar alışverişte görsün misali bazen otobüsle, bazen nüfuzlu birilerinin araç ve gereçleriyle, bazen de devlete ait resmi araçlarla Ankara’dan ayrılarak seçim bölgelerine gelip her seferinde yanlarında yer alan aynı isim ve aynı yüzlerle gezip boy göstermekten öteye varmayan ziyaretler yapıyorlar.
Bu durum dün öyleydi bugünde artarak devam ediyor. Ülkenin ve insanların durumunu bizden daha iyi biliyorsunuz. Hâlbuki bu şekilde sık sık geleceğinize ülkenin kötü gidişatına dur demek, huzur ve güveni tesis etmek için gece-gündüz parlamentoda kalarak asli görevlerinizi yerine getirin yeter.
Çünkü dünya artık eski dünya değil.Yatan varlıkların değil,çalışan ilim irfan sahibi insanların başarılı buluşları sayesinde geliştirilen teknoloji ile Dünyanın diğer ucunda yaşanan güzellikler ile burnunuzun dibinde yaşanan çirkinlikler anında duyulmaktan öteye net bir şekilde görülüyor. Öyleyse sizlerin yalandan yere bölgelerinize gelerek zaman harcamanıza ve sizleri ağırlamak mecburiyetinde kalan seçmenlerinize amire ve memura esnafa sanatkâra boşa zaman harcatmanıza gerek yok.
Saygıdeğer seçilmiş ve atanmışlar Anadolu da“tatlı gel” diye bir özdeyişimiz var. Kadın yeni evli kızının evine her gidişinde her şeye karışır, tatsızlık çıkarırmış, bunu gören oğlanın annesi dünürünü uyarmak için, ‘’Dünürüm tatlı gel,’’ demiş. Kadın bunun üzerine gelirken tatlı yapıp getirmiş ama yine her işe karışmış, aile (Seçmen)kavgası çıkmış, bu durumun birkaç kere daha tekrarlanmasından sonra öbür dünür açık konuşmuş: ‘’Dünürüm tatlı gel derken, tatlı getir demek istemedim. Biraz az gel!’’ demiş.
Bizde sizlerin sağlık ve selameti, ülkemizin huzur ve güveni için açık konuşarak diyoruz ki; sık sık seçim bölgelerinize gelerek boy göstermekten ve kısır çekişmelere sebep olmaktan öteye varmayan ziyaretlerinizi ya tamamen kesin ya da Ankara’da kalarak asli görevinizi eksiksiz yerine getirin.
Biz büyüklerimizden böyle gördük. Bu iş sizin bildiğiniz gibi değil! Eski köye yeni adet getiremeyiz. Bu yüzden göz boyamak adına sık sık ziyarete gitmemiz gerekli diyorsanız, bizde gelin ama lütfen” tatlı gelin “diyor, saygılar sunuyoruz.
Ahmet Yenin
Tatlı gelin.!