TAT / sız!
Emel ŞEN
UÇUKKAÇIK
Tadında kalmalı içtiğimiz ilk çayın sıcak havası…aslında inandığımız şey değildi yaşanılanlar…değildi seni bana getirenin adı ”aşk”…bırak bir fincan çayın içinde kalsın kandıklarımız…
gerçekler çıkmışken su üstüne ne anlamı var sonradan söylenen sözlerin avutturdukları…!
ki avutmak çare miydi yüreği kandırmaya….
ve sen bana geldiğinde kimbilir kaç sevdalı kanmışdı ve kaçı sözlerinde umut bulup sabaha kuşlar salıyordu gökyüzüne…
Dokunma sonradan değerini bildiğin yüreğime….
Gitmek için gelen aslında hep geldiği yerdedir….Bundandır arada mevsimsel boşluklar yaradışımız ve o boşlukları bir türlü dolduramayışımız….
Bıraksaydın inandığımla kalacaktım ve
bilmeyecekti ellerim yalancı tutuşlarını…
Ben seni nasıl bildiysem ve bildirdiysen yüreğime
Öyle Sevecektim…!
Gözyaşlarımı nasıl hesapsızca harcadıysam yoluna onlar bile yakama yapışıp kimliğini sorgulamaycaklardı
ve geceler katili olmayacaktı gözlerinin…
bana yalandan gelen ayak izlerini silmeliyim
suçu günahı olmayan masum cümlelerini arıtmalıyım beynimden
rüya ile gerçek arasından çekilmeliyim
ve sen sadece ÖZNE olarak kalmalısın yüreğimde…
Tadı da kalmadı…
Tadında kalsaydı keşke…