Tarihte ve Günümüzde Darp, Darbe ve Karşıdevrimler
Karşıdevrim veya 2. cumhuriyet adlı 11 Kasım 1938 tarihli bu eylem, 7 Ocak 1946’ya kadar adeta bir fetret devri zulmüyle sürmüş; Atatürk ilkeleri, Türk inkılâbı ve milli hafıza tarihin karanlıklarına gömülmek istenmiştir. 1938 -1950 arası bu nedenle kâbus gibi karanlık ve kayıp bir dönemdir. Milli Şef ve kabinesi Mussolini ve Hitler’e özenmiş, bunları bile dahi kıskandıracak bir sulta, saltanat, zulüm, diktatörlük, kara-kirli despotlukla 14 Mayıs 1950’ye kadar, tam bir baskı, zulüm, azap ve işkence ile hüküm sürmüşlerdir.
İşte bu nedenle; Mustafa Kemal Atatürk’ün 11 Kasım 1938’de çöpe atılan Programını tekrar hayata geçiren, tarihi ve kadim; Efsane Demokrat Parti’nin gerçek sembolü: “Yeter!... Söz Milletindir” anlamına gelen, başparmağı açık “SAĞ EL”dir. Bu amblem 1972’de Ferruh Bozbeyli, Sadettin Bilgiç, Dr. Faruk Sükan ve arkadaşlarınca 18 Aralık 1970’de kurulan Demokratik Parti hariç; 19 Haziran 1992 tarih ve 3821 sayılı kanun gereği 1992’de yeniden açılan tarihi ve hakiki “Demokrat Parti”ye kadar hiçbir parti tarafından kullanılmamıştır.
Sonrası malum. Prof. Dr. Orhan MORGİL ve Mustafa Nevruz SINACI tarafından yeniden açılışı yapılan Demokrat Parti’nin, 1993 – 2005 arasında başına gelmeyen kalmadı. Sırasıyla Hayrettin Erkmen, Aydın Menderes, Hüseyin Murat Uzman, Korkut Özal, Yalçın Koçak, İsmet Hacısalihoğlu, Yaşar Aydın ve nihayet Ömer Yıldırım; Merhum ve müstesna, demokrasi Şehidi Genel Başkan ve Başvekil Adnan Menderes’in koltuğuna oturdular!...
Yani, yeniden açıldıktan sonra, pek çok badire, dahili-harici müdahale, darp, vesayet, cunta-sulta kıskacına rağmen ruhlanan, istikamet tutturan tarihi, hakiki ve kadim DP’nin 19. sıra sayılı (pazara düşürülmeden önceki) son 10.uncu olağanüstü Büyük Kongresi 08 Mayıs 2005 tarihinde, Balgat Ziyabey Caddesindeki Genel Merkez salonunda yapıldı. Ondan sonra pazarlamacı, peşkeşçi ‘siyaset simsarı-misyon taciri’ sözde başkan İsmet Hacısalihoğlu, Yaşar Aydın ve Ömer Yıldırım; alıcı ANAP adına simsar Erkan Mumcu ile şeriki Mehmet Ağar!..
Yani, Demokrat Parti’nin DYP tarafından gasp ve ANAP tarafından 2. kez, (hukuk ve ahlâka) aykırı pazarlanmasını müteakip aldığı D(y)P adı ile önce Mehmet Ağar, sonra “annem bana, “sen büyüyünce başbakan olacaksın” diyen Süleyman Soylu ve nihayet Namık Kemal Zeybek emanetçilik görevlerini ifa ve icra etmeye çalıştılar..
Lâkin bakın şu samimiyetsizliğe ki; Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar şürekası ile başlayan süreçte silsile-i meratibe asla uyulmadı. Orijinal Tüzük ve Program çöpe atıldı. 46 ruh, dava ve misyonunun ilzamı olan “başparmağı açık ‘Yeter!.. Söz Milletindir..anlamına gelen’ Sağ El” amblem olmaktan çıkartıldı.Vakıa, tarihi ve kadim Demokrat Parti şimdi işgal, intihal, gasp ve tasallut altındadır. Hakiki ve samimi mensupları cebren ve hile ile kapı dışarı edilmiş; Partinin manevi şahsiyeti, değer ve potansiyeli sömürülmekte, istismar edilmektedir.
2005 sonrası süreç ve enteresan “demokratlıklardan” bir örnek…
Bakınız: Ülkeyi, 50 yılda 90 yıllık birikim, ilim-irfan, zenginlik ve mutluluk, olabildiğince varlık, asgari müşterekte birlik, iyilik, emniyet, huzur ve güvenlikten eden zihniyetin icraatına!..
HÜSAMETTİN CİNDORUK’UN PARTİSİ:
Hüsamettin Cindoruk’un emanetçiliğinde vaki, kain ve adı “Demokrat Parti” olan yeni oluşumun adını DP koydular ve emanetçi oldular. Oysa DP geleneğinde emanet, vesayet gibi kirli işlere yer yoktur. Partinin sahibi millet’tir, milletten başka kimse partinin sahibi değildir. Çünkü: Demokrat Parti'de ‘demokrasi, medeni siyaset ve fazilet anlamında cumhuriyet bütün usul, umde, ilke ve unsurlarıyla yaşanır.
Parti vazifelerinde mutlak ehliyet, kesin liyakat, ahlâk ve demokrasi hâkimdir.
Ve nihayet; İşareti EL, temel söylemi: Yeter!.. Söz Milletindir.. ise, O, gerçek DP’dir. Kadroları tertemiz, şaibesiz, pırıl-pırıl ak, berrak ve Millidir. Her DP’linin kalbi vatan, millet, hürriyet, bayrak ve adalet için çarpar. Siyaseti fazilettir. Aksi takdirde, taklit ve mukallittirler. Adları “DP”, at’ları AB-D patentli “Truva Atı” olsa bile, tarihi ve kadim, gerçek Demokrat Parti ile ilgi, alâka, rabıta ve bağlantıları iddia olunamaz!..
Olsa dahi, bu koskoca bir yalan ve kadim Demokrat Parti’ye iftiradır.