Tarihi Hatırlamak ve Hatırlatmak
Tarih ders alınması gereken gerçeğin aynasıdır. Türk Milleti tarihte esaret yaşamamış bir millettir. Bağımsız yaşama gönül vermiş Türk Milleti dış ihanetten dolayı değil genellikle iç ihanetler sonucu sıkıntılara düşmüştür.
Tarihten alınması gereken dersler vardır. Ve bu dersler hatırlanmalıdır.
Tunus, Mısır, Cezayir, Yemen, Fas, Libya, Bahreyn ülkelerde ayaklanma ve gösteriler başlatılmıştır. Şimdi ise Suriye üzerinde oyun oynanmaktadır. Bunlar salt o ülke dinamiklerinden olmamıştır. Yıllarca hazırlanan ajanlar ve o ülkenin hainlerinden istifade edilerek yapılan operasyonlardır. Kuzey Kafkasya ve Ortadoğu’da 22 Ülkenin sınırlarının yeniden çizilme çalışmasıdır. Operasyonlarda 3. ülke ajanları kullanılmaktadır.
İran hariç diğer ülkeler, Osmanlı Devleti idaresinde kalmış, Osmanlı Devletinin parçalanması sırasında, İngiltere, Fransa, İtalya tarafından işgal edilerek sömürge olmuşlardır.
Mısır ve Türkiye Jeopolitik ve Stratejik ülkelerdir. Ortadoğu’nun ortak özelliği; petrol ve doğal gaza sahip olmalarıdır. Bu bölgenin ellerinde olması veya bu ülkelere kumanda edebilecek, kendilerine bağımlı bir yönetici kadrosu olan ülkenin kullanılmasıdır
Fas’tan Endonezya ya kadar İslam dünyasında bir kaos var. Bu kaosu, diktatörlüklere karşı çıkan Müslüman halkların başkaldırısı olarak yorumlayanlar olduğu gibi Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin somut uygulamaları olarak görenler de var.
Türkiye; emperyalizmin siyasi, sosyal, ekonomik kültürel baskısı altındadır.
Emperyalizmin kabul edilmesi halinde ardından işbirlikçilik gelir. Rahatsızlığın sebebi budur.
Türk Milleti’nin yolunu çizen; içinde yaşadığı yurt ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığı neticelerdir.
Unutulmamalıdır ki; Tarihten alınması gereken derslerin daima hatırlanması gerekir.
Tarihte yaşamış uzun ömürlü devletler Roma ve Osmanlı imparatorluğu Anadolu, Boğazlar, ege, Akdeniz ve Ortadoğu bölgesine milli güçlerine artırarak sahip olmuşlardır.
Anadolu ve Trakya da geçmişte birçok devletçik, beylikler de yaşamıştır.
Ancak denizlere hakim olamadıkları için ömürleri kısa olmuştur.
Alparslan’ın Malazgirt savaşı ile açtığı kapı, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’la 1074 İznik te kurulan Anadolu da Türk devleti; haçlı savaşları ile uğraşırken bir yandan da Anadolu’nun Orta Asya dan gelen Türklerle yerleşik hale getirilmiştir.
Miryokefalon savaşı; Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru I. Manuel Komnenos arasında, Isparta Gelendost yakınlarında Miryokefalon da yapılan savaş (17 Eylül 1176 Salı günü, Isparta) Anadolu’da Türk hakimiyetinin kabul edildiği savaştır.
Aynı var olma yok olma, 1922 yılında Sakarya savaşı ile verilmiş, Mustafa Kemal liderliğinde savaş kazanılarak, Anadolu ve Trakya bütünlüğü korunmuştur.
Bugün aynı bölgeye sahip olmak uğraşı veren ABD, İngiltere, Fransa şer üçgeni vardır. Bütün çaba, bölge üzerindeki stratejik hedeflerdir.
Türkiye toprakları üzerindeki Yunanistan’ın Enosis beklentisi değişmemiştir.
Ermenistan’ın anayasasında yer alan bayrağıyla Doğu Anadolu özlemi devam etmektedir.
Türk Milleti’ni etnik kimliklerle bölmek, parçalamak, ortak dokuyu parçalamak çabası içinde olan gaflet dalalet ve hıyanet içinde olanlar, dün de vardı, bugün de var, yarın da olacaktır.
Bugün Türkiye fetret devrini yaşamaktadır.
Türk Milleti’nin ortak aklı olan Milli irade; tarihin her kaos döneminde, Türk Milletinin varlığını ve bekasını korumak ve kollamak görevini yapmıştır. Bu irade; her dönem yenilenmiştir. Milli iradenin ortaya konulacağından hiç ama hiç kimse endişe etmemelidir.
Günün Sözü: Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar çirkindir.