Tarih kendini Yargılıyor.
Geçmişin karmaşık yollarında saplanan kirli mızraklar kimine göre soylu ve dikta kimine göre yenilgi ve haksızlık, İnsanoğlunun simasının gizlendiği tarih bir çıkmaz bir başkaldırı veya bir yenilgi, kimisi kahraman ilan eder kendini kimisi haksızlığa uğrar vurur bedenini. Tarih bir derinliktir ve derinliğin içerisinde sadece insanların fikirleri görüşleri ve yapacakları stratejilerin kopyası bulunmakla beraber kiminin gözyaşları umutları beklide haykırışları, dünyada bir tarih bir geçmiş ve silinmeyen izler. Kimini çaresiz kılmıştır kimini yükseltmiş ve alçaltmıştır.
Winston Churchill
İngilizlerin komutası altındaki düzensiz bir Arap kuvveti mavi Nil’e kadar direnişi kırmak üzere ırmağın doğu yakası boyunca ilerlerken, Kitchener komutasındaki İngiliz-Mısır ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan batı yakasında ilerledi. Küçük İngiliz filosu 1 Eylül'de ırmağın her iki yakasındaki kaleleri topa tutarak Omdurman surlarını delmeyi başardı. Omdurman'ın6,5 kmyukarısında, batı yakasındaki Eceyca'da ordugâh kuran Kitchener, 2 Eylül'de Mehdici kuvvetlerinin üst üste iki saldırısını geri püskürttü. Mehdici kuvvetlerini makineli tüfekler ve modern silahlar kullanarak kırdıktan sonra, klasik süvari saldırısıyla karşı hatları yararak Omdurman üzerine yürüdü. İngilizler kente girerken Mehdici kuvvetlerin büyük bölümünü katletti. Mehdiciler 10 bin ölü, 10 bin yaralı ve 5 bin tutsak verirken, İngilizlerin toplam kaybı 50 kişi dolayında kaldı.
II. Dünya Savaşı sırasında Büyük Britanya başbakanı olan Winston Churchill, ilk kitabı olan The River War'da (Nehir Savaşı) beş İngiliz askerinin ölümüne karşı, çoğu silahsız 7 bin Sudanlının katledildiği Omdurman Savaşı'nda, İngilizlerin kahramanlığını efsaneleştirmiştir. Tarihin bir yüzü burada görünüyor. Winston Churchill’i kahraman olarak gören ve onu kahramanlaştıran tarihçilerin kalemi olmamışmıdır? Hayatını kaybeden binlerce sivil sudanlı gençlerin katili olarak bilinen Winston bir taraftan kahramanlaştırılıp bir taraftan da katil olarak nitelendirilmesi tarihin işleyiş sürecini belirleyen tarihçilerin bakışı değimlidir?
Mao Zedong
Komünizm Avrupa'da doğmuştu. İlk devrimini daha doğuda, Rusya'da gerçekleştirdi. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise, daha da doğuya doğru ilerledi. 1949 yılında dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, Mao Tse-tung'un önderliğindeki komünist gerillalar tarafından ele geçirildi. On yıllardır Çin'in çeşitli bölgelerinde hükümet kuvvetlerine karşı gerilla savaşı yürüten Mao'nun militanları, böylece dünyanın ikinci büyük komünist devrimini gerçekleştirdiler. Bu ikinci büyük devrimin sonuçları ise aynı birincisi, yani Bolşevik devrimi gibi oldu: Cinayetler, kitle katliamları, işkenceler, kıtlıklar, yoksullaşma, yozlaşma ve kendi içine kapalı, donuk bir korku toplumu.
Mao rejimin de sivil ve aç bırakılan köylülerin durumu ortadaydı aç bir köylünün ağaç kabuğunu kemirerek gören dönemin askerleri devletin malına zarar vermekten dolayı aç olan köylüyü idama mahkûm etmiştir. 20. yüzyılda devletlerin katlettiği kendi vatandaşlarının sayısı 170 milyon sadece Mao rejiminde Çin’de 70 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur.
12 Eylül 1980 Türkiye
12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği Kudüs Mitingi gösterildi. 12 eylül 1980 darbesinin Türkiye’ye getirdiği kayıp
İki yıllık dönemin bilânçosu
1.683.000 kişi fişlendi
7000 kişi için idam cezası istendi
517 kişiye idam cezası verildi
50 kişi asıldı
14.000 kişi vatandaşlıktan atıldı
171 kişi işkenceden öldü
400 gazeteci için 4000 yıl hapis cezası istendi 3315 yıl hapis cezası verildi
Dünya tarihinin bize verdiği sayılar kayıplar ölümler işkenceler ve tarihte gizlenen faili meçhuller sayıları beklide daha fazladır biz sadece bu kadarını biliyoruz.
Tarihin sayfaları ölümleri kahramanları köleleri ezilenleri hayatını kaybedenleri beyaz sayfalar üzerinde bize siyah çizgilerle anlatıyor. Asırlardır sürdürdüğümüz alışkanlıklarımızdan kurtulup, tarihten özgürleşip, kendimize farklı bakmaya başlamamızla, nereden gelip nereye gittiğimizin serüveninde, yaşadığımız tarihin de yolunu değiştirebiliriz.