Tarhan Erdem: Başörtüsü Baskısı Geliyor!
Tarhan ERDEM buyurmuş;
Böyle devam ederse bu şehirde kalamam (pardon bu Müslüm babanın söylediği bir şarkıydı)
Ne buyuruyordu hazret?
Böyle devam ederse 3–4 yıl sonra erkekler kız arkadaşlarına’ neden örtünmüyorsun’ diye baskı yapacakmış. Bu durum gelecekte üniversitelerde başı açık kız sayısının çok az olmasına yol açacakmış…
Neden böyle bir derdimiz olsun?
Bunca sorun varken (hiç sorunumuz olmasa bile) böyle bir şey neden sorun olsun?
Kızların başının açık veya kapalı olmasını niye dert edinelim?
Kızlarımızın nasıl giyindiklerini problem haline, dert haline getirirseniz “gün olur devran döner” misali olunca da birileri kaşınmaya başlar. Bu ülkede kim nasıl giyinmek istiyorsa, nasıl soyunmak istiyorsa rahat olmalı değil mi?
Baskı olacakmış…
Olabilir,
Bunca zaman örtünmesinden dolayı zulüm görenlerden bazıları kendilerine reva görülenden ibret almayıp diğerlerine baskı uygulama yoluna gidebilirler. Oysa akıl ve vicdan tattığınız bir acıyı başkalarına tattırmamanızı gerektirmelidir.
Ama şunu da rahatlıkla söylemeliyim ki;
Eğer gerçekten günün birinde kızlarımızın-hanımlarımızın başının açık olmasını sorun edecek birileri çıkacaksa ilk karşı koyan ben/biz olacağız.
Her şey bir yana çektiğimiz acıyı kimseye tattırmayız.
Kızlarımın örtülü olması az çektirmedi. Eğitimlerinin yarıda kalmasının ne demek olduğunu bir baba olarak en iyi ben bilirim. İmam Hatip Lisesinde okumalarına rağmen sabahları okula giderken hangi endişelerle gittiğinin sancılarını anneleriyle beraber çektik. Akıl sahibi hiçbir insan bu derdi başkalarına yaşatmaz yaşatmamalı…
Tekrar Tarhan ERDEM Hz.lerine dönelim;
"Zaman içinde başı örtülü olanlar başı açık kızlara karşı bir tutum takınacaklar. Erkekler de 'Niçin örtmüyorsunuz' diyecekler. Kanaatime göre böyle bir baskı kendiliğinden oluşacak. Erkek arkadaşlarından, kız arkadaşlarından, komşularından, ailelerinden. Bu baskıyı önlemek lazım".
Tarhan ERDEM ülkesinin insanı için endişelenmelidir. Hem de hiç gecikmeden endişelerini dile getirmelidir. Bu endişelerini kendisinin belirleme hakkı vardır elbet.
Ancak;
Şu an yaşanan çok tehlikeli bir gidişattan endişe etmemesi acayip anormal.
Tv’lerin reyting rekorları kıran dizilerinden etkilenerek kızlarımızın Bihter’leşmesinin endişesini taşımalı değil mi? Sayın ERDEM’in o gençlerin annelerine, babalarına da bir şeyler söylemesi gerekmiyor muydu?
Aile içi (ensest) ilişki, Fatmagül’den esinlenerek çocuk yaştakilerin tecavüzcü olmalarını dert edinmemiz gerekmez mi? Bu çocukların ebeveynlerine, öğretmenlerine bir şeyleri söylememiz “ba’del harab-ul Basra”ya mı kalsın?
Tarhan ERDEM’in amacı toplumun nabzını tutmak, dolayısıyla insanımızı çarpık ve kirli ilişkilerden uzat tutmaksa bu konuda da bir anket, bir araştırma yapsa ya?