Tapu Siciline Kaydedilmeyecek Taşınmazlar
TMK.m.999/f.1’de; özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazların, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması sözkonusu olmadıkça kütüğe kaydolunmayacağı hükmü konulmuştur. Daha açık bir söyleyişle, özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar tapu siciline kaydedilmeyecek, ancak, özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlarla ilgili tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması sözkonusu ise taşınmazlar tapu kütüğüne kaydolacaktır.
3402 sayılı Kadastro Kanunun Kamu Malları başlıklı 16.maddesinde aşağıdaki hükümlere yer verilmiştir.
Kamunun ortak kullanmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:
A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami, genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri (hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye, köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği, adlarına tespit olunur.
B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen (orta malı) taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.
Bu sınırlandırma, tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler.
Kabule göre miktar fazlasının mer'a olarak sınırlandırılması ile yetinilmek gerekirken, hazine adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir[1].
Kamu malı meranın sınırlandırılması ile yetinilmesi gerekirken davalı köy adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru değildir[2].
Yol, meydan, köprü gibi (orta malları) ise haritasında gösterilmekle yetinilir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B ve MK.nun 912. maddeleri gereğince, yol niteliğinde olan taşınmazlar tescile tabi değildir.Bu sebeple, kamulaştırma sınırı içinde bulunan taşınmazların tespit dışı bırakılmasına ve haritasında yol olarak gösterilmesi gerekir[3].
Onaylı imar planında yol olarak gösterilen veya eylemli olarak yola dönüştürülen taşınmaz kamu malı sayılacağından, kazandırıcı zamanaşımı veya zilyetliğe dayanılarak tescili istenemeyeceği gibi, MK.un 912. maddesi uyarınca özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline de olanak yoktur.Ancak, imar planında yol olarak ayrıldığı tarihe kadar MK.nun 639. maddesinde yazılı koşulların oluşmuş bulunması halinde, bu yer üzerinde zilyetliğin tespitine karar verilmesi ve zilyetliğin tespiti ile yetinilmesi gerekir[4].
C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.
Maddenin bu C bendindeki istisnadan, özellikle 3402 sayılı Kadastro Kanunun 18.maddesi uygulama alanı bulmaktadır.3402 sayılı Kadastro Kanunun 18.maddesi kapsamında, tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin özü değiştirilerek özel mülkiyete konu teşkil edebilecek özellik kazandırılması halinde, bu yerlerin tescili mümkün bir ayni hakka konu olabileceği Medeni Kanunun 999 (eski 912) maddesi gereğidir. Diğer taraftan 3402 sayılı Yasanın 18. maddesi halen özel mülk niteliğinde olmasa dahi ileride bu niteliği kazanabilecek veya ekonomik yarar sağlaması mümkün olacak yerlerinde hazine adına tescilini olanaklı kılmıştır. Belirtilen yasa hükmü uyarınca, hazine adına tescil isteklerinde, Medeni Kanunun 713 (eski 639) maddesinin uygulama yeri yoktur[5].
D) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabidir.
TMK.m.999/f.2’ye göre, tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.
Yol olarak elatılan ve bedelinin tahsiline karar verilen taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile TMK.nun 912. maddesine göre tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir[6].
Mahkemece, taşınmazın bedelinin tahsiline karar verildiği halde, yola dönüştürülen bölümün Türk Medeni kanununun 912.maddesi uyarınca tapudan terkinine yeşil alan olarak elatılan bölümün ise davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir[7].
[1] (1.HD.T: 13.12.1983, E:1983/12584, K:1983/13573)
[2] (HGK. T: 16.5.1990, E: 1989/16-531, K: 1990/309)
[3] (16.HD.,T: 11.4.1997,E: 1997/1933, K:1997/1873)
[4] (8.HD.T. 13.3.1995, E. 1994/3642, K. 1995/2417)
[5] (1.HD. T: 16.1.2003, E: 2002/14196, K:2003/409)
[6] (5.HD. T:12.2.2001,E: 2001/20277, K: 2001/2605)
[7] (5.HD.T. 28.11.1996, E. 1996/15500,K. 1996/17132)