TANSAŞ’tan Sonra KİPA ve Aynı Son…
Geçen yıl bu sütunlarda yayınlanan ‘40 yıllık tecrübe’ başlıklı yazımda, şu satırları kaleme almıştım;
“Aralarında ABD’li fon Harris Associates’in de olduğu büyük hissedarların, KİPA’nın Türkiye’den çıkması yönünde baskı yaptığı iddaları arttı.
Ekonomide bitmeyen dalgalanmalar birçok yabancı yatırımcı gibi TESCO’yu da endişelendirdi. İngiliz TESCO geldiği günden bu yana uyum sağlamakta zorlandı. Çok sayıda genel müdür değişti. Yeni CEO Bill O’Neill 40 yıllık bir birikimle geldi.
O Neill’le sohbetten şu izlenimi alıyorum; TESCO sıkıntılı olduğu Türkiye pazarına yeniden sarılmak için en deneyimli ismi göndermeyi tercih etmiş olabilir. Ya da satışa kadar kar/zarar dengesini koruyabilmektir amaç. Beğendik Mağazaları ve Anadolu Grubu ile pazarlıkları sürdürdüklerine göre ikinci ihtimal ağır basıyor.”
O günden bu yana gelişmeler gösterdi ki; TESCO, Türkiye’den çıkmakta kararlı.
Anadolu Grubu’nun TESCO KİPA’yla anlaştığı iddiaları ağırlık kazandı.
Önümüzdeki günlerde tarafların açıklaması bekleniyor.
Konu İzmir, Ege için ayrıca önemli.
Bu kentin, birçok zorluk aşılarak doğan, bölgeye hatta ulusala yayılarak büyüyen iki perakende markası vardı; TANSAŞ ve KİPA.
İzmirli’nin ilgisi, kentin bir parçası olarak gördüğü mağazaları teveccühü ile iki yerel marka da hızla büyüdü.
Örnek güçbirlikleri yaşandı.
KİPA için perakende sektöründe bir ilk olarak 100 işadamı biraraya geldi.
O günleri İzmir işdünyası iyi bilir.
Ama bugüne geldiğimizde büyüyen bir soru çıkıyor karşımıza; İzmir kendi yarattığı, ulusala taşıdığı markaları neden ulusal/küresel markalara kaptırıyor?
HEYECANI KAYBEDİYORUZ
El değiştirmeler yalnızca ticari açıdan mı değerlendirilmeli?
İzmir, bu mağazaları alacak bir büyüklüğü yaratamadığı gibi heyecanla kurduğu, geliştirdiği modelleri yaşatmakta da sıkıntı çekiyor.
Kentin yüzlerce holdingi adeta kabuğuna çekilmiş gibi. Ses, seda çıkmıyor.
Genel tabloda yaşanan satış büyük farklar yaratmaz. İngilizlerin merkezi değiştirmemelerinin de etkisiyle tüketici bu satıştan etkilenmedi. Sonuçta nihai tüketici kalite ve ucuzluk dengesine bakacaktır.
Ancak yaratılan değerlerin, katma değeri yani vergi gelirleri İzmir’in hanesine yazılmayacağı gibi kentin sosyal, kültürel hayatındaki etkileri de azalacaktır.
Asıl endişeyi değişen tabelalarda değil, azalan yatırım heyecanında duymalıyız.
Gelecekte ancak torunlarımıza anlatırız; “TANSAŞ vardı, KİPA vardı, bu kentin de yatırıma hevesli işadamları vardı!” diye.
Tabelalar yine inecek
Anadolu Grubu satışın ardından tabelayı Migros olarak değiştirecek. TANSAŞ’ların ardından KİPA da yalnızca bilenler için tatlı bir nostaljiye dönüşecek. Rusya yatırımlarını azaltarak perakende de büyümeyi seçen Anadolu Grubu, her iki markasını satın alarak tarihe gömmenin karşılığında umarız sosyal, kültür ve sanat projelerini destekleyerek Ege’ye ayrı bir borcu olduğunu unutmaz.