Tam Zamanı Ağaç Dik Ülkene Sahip Çık
Ağaç dikme seferberliği ilan etmek yetmez; bunu bir vatanseverlik görevi olarak ele almak ve sahip çıkmak gerekiyor. Askere giden, evlenen, okula başlayan, hayır işe adım atan herkes ağaç dikerek başlamalı ve bunu yapmak her Türk Vatandaşının aslı görevi olmalı.
Ağaçlarla kaplı dünyamızı yakıp yıkmış tarumar etmişiz. Doğanın dengesini bozmuş, kuşlara hayvanlara barınak olmaktan çıkarmışız. Bu yetmemiş halen zarar vermeye hor kullanmaya ve kirletmeye devam ediyoruz. Bakın çevrenize bizden başka vatanına, toprağına zarar veren bir başka bir millet var mı?
Ülkemizin geleceği için iki şeye önem vermeliyiz. Birincisi, okumayı tutku haline getirmeli ve okuma alışkanlığı kazandırılmalı, ikincisi de ağaç dikmeyi bir sevda- görev kabul edip çevremizi ağaçlandırmalıyız...
Yüce dinimiz İslam emrettiği ve okumayı öğütlediği halde biz inatla okumaktan kaçıyoruz. Peygamberimizin ağaç dikin tavsiyesine rağmen, ısrarla ağaçları katlediyoruz. Bilmem ki, bu çılgınlık nereye kadar devam edecek?
Ağaç ve Orman bir ülkenin zenginlik kaynağıdır. Soluduğumuz havadan içtiğimiz suya, okuduğumuz kitaptan yazdığımız kaleme kadar hemen her yer de ağacın varlığını görürüz. Canlıların yaşayabilmesi için gerekli olan oksijeni ormanlar bir fabrika gibi üretir, çeşitli hayvanları ve kuşları sinesinde barındırır. Orman, toprağın erozyonla denize sürüklenmesini önler.”
Bu sebeple ağaç yetiştirmenin iyi bir evlat yetiştirmek gibi çok hayırlı bir iş olduğu asla unutmamalıyız. Ağaç dikip yetiştirmek ne kadar hayırlı bir işse, ağaç kesmek, ormanları yok etmek de o denli bir suç günah sayılmalıdır.”
Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor; “kim yaş bir ağaç keserse Allah-u Teala o kimseyi kıyamet günü baş aşağı Cehenneme atar.”
“Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa bunu kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse hemen diksin, bırakmasın...”
“Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir şey eker de ondan bir kuş, bir insan veya bir hayvan yerse bu, kendisi için bir sadaka olur... “Bir kişi ağaç dikerse, diktiği ağacın meyvesi kadar defterine sevap yazılır...”
Cenabı Hak insanoğlunu yaratınca ona, içinde huzur ve güvenle yaşayabileceği yemyeşil bir vatan bırakmıştır. Ortasından şırıl şırıl ırmaklar akan, kuşların ve hayvanların neşelendirdiği bu güzel ormanları bizler sorumsuzca yok ederek dünyamızı çöl haline getirmişiz!...
Isınmak için kestiğimiz ağaçların yanı sıra, tarla açmak, ev yapmak, arsa oluşturmak amacı ile kestiğimiz fidanlar bugün bize, ciddi tehlikenin varlığını haber veriyor. Bu da hepimizin bildiği gibi toprak erozyonu oluşturuyor. Erozyonla her yıl Kıbrıs Adası büyüklüğündeki toprağımızı kaybediyoruz.
Her yıl baharla birlikte birer aylık çalışmayla pek ala çevremizi yeşertip ormanla donatabiliriz. Buna mecburuz, bu hepimiz için bir vatanseverlik görevidir. Karadeniz Bölgemizi bilirsiniz, Denizi, doğası ve yemyeşil alanları ile Cennet gibi bir mekândır... Bu güzellikleri ülkemizin her yanında görmek bizim elimizdedir. Meyve ağaçları, çam fidanları ile bölgeye uygun seçilecek fidanlarla Anadolu’yu yeniden Cennete dönüşebiliriz. Çözüm: Okuma alışkanlığını yaygınlaştırmak ve ağaç dikme seferberliğine katılmaktan geçiyor...