Suyun Don Kişot’u…
Su…
Anlatmaya gerek var mı?
En büyük nimet olduğunu.
Doğanın özü, canlının varoluş sebebi.
Yaşamın ana kaynağı.
O yoksa, hiçbir şey yok.
Bitkisi, hayvanı, insanı.
O nedenle…
Suyun anayasası tek madde;
Korunacak, kollanacak.
Yeryüzü mirası olarak nesilden nesle sağlıklı devredilecek.
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, uzun süredir savaş veriyor.
Don Kişot örneği gibi.
Her fırsatta haykırıyor;
“Suyumuz giderse, Allah sonumuzu hayır etsin”
Sanki duvara bağırıyor. Kimseden ses yok.
Odalar, üniversiteler, dernekler, lafta akiller, sözde kanaat önderleri suskunlukta.
Sanki şehrin suyunu kullanmıyorlarmış gibi.
Merak etmiyorlar; “ Bu Reis ne diyor?”
***
Halkın oylarıyla seçilmiş kişi, hatırlatıyor:
“İzmir’in en büyük su deposu, Tahtalı barajı… Burası biterse, hak getire.
Yakında bitirecekler, tükenecek.
Su havzalarında yasal değişiklikle yetkimiz gitti.
Altın madeni açtılar, suyu yok saydılar.
Havzada denetim yapamıyoruz.
Suyun tahlili için numune alamıyoruz.
Toplantıya çağrılıyoruz, hiçbir şeye karıştırılmıyoruz.
Maden sahasına giremiyoruz.
Su kirleniyor, tek barajımız tehdit altında.
“Konuşmuyor, konuşmuyor” diyorlar, konuşuyorum da ne değişiyor?
Koca İzmir’in sağlıklı havzası olsa, bizim Gördes, Akhisar, Manisa’da ne işimiz var?
Yarın çok geç olacak.
O zaman kimlerden hesap sorulacak?
Hayat bittikten sonra mahkeme ne işe yarar?
***
Başkan Kocaoğlu’nun bahsettiği havda Çamlı Barajı projesi var.
Parası hazır.
Yapılsa, tüm yarımadaya hayat verecek.
6 yıldır onay bekliyor.
Verilmiyor.
Özel izinle çalışan Altın madeni faaliyetini aralıksız sürdürüyor.
***
Neye yanalım?
Paranın, doğaya tercih edilmesine mi?
Başkanın yalnızlığı, çaresizliğine mi?
Adı İzmir gibi şehirde, gerçeğe karşı sinikliğimize mi?
Bizden sonrakilerin hakkını yok ettiğimize mi?
Suya karşı nankörlüğümüze mi?
Göz göre göre dünyayı bitirdiğimize mi?
***
Gün gelir, suyu çok ararız.
Çiçekler, böcekler, kuşlar, balıklar, çocuklar olmadığında…
Altın nedir?
Sarı rengiyle!
*********