Süte Çözümsüz Müdahale Politikaları
2008 yılında Çiğ Süt Üreticileri miting yaptı.Mitingin adı ‘’Sarıkız Hakkını‘’ helal etmiyor idi. Hakikaten "Sarı Kız" hakkını helal etmedi. İki yıl sonra et ithalatı başladı. 300 bin ile 1 milyon arasında hamile, lohusa sarıkız kasaba gönderildi. Bu ‘’gönderildi’’ lafını sevgili Tarım Ekonomisti Akademisyenlerimiz gibi edilgen bir dille kullanmayı bir yana bırakıp;
Kim ‘’gönderdi’’ cümlesinin öznesini de iki yıldır kullanıyoruz: Süt Sanayicileri!
2008 yılında düşürülen fiyatlar için Süt Sanayicilerinin temsilcisi medyaya bir demeç patlattı:
‘’ Çiğ sütte arz fazlası var !‘’ Suçlu bulunmuştu. Çiğ Süt üreticisi ülke ihtiyaçlarının güya fevkaladesinin fevkinde çiğ süt üretiyordu!
Bu kamuoyunu yanlış bilgilendirme idi! Halbuki ithal dampingli süt tozunun çiğ süt yerine sanayicilerce kullanılmasıydı.
Bu yanlış bilgilendirme hem iktidarı hem de Tarım Bakanlığı’nı ikna etti. 30 Nisan 2009 Yılında çiğ sütte fiyat istikrarı sağlamak için teşvikli süt tozu üretim tebliği yayınlandı. Ne istiyordu süt sanayicileri: 30 trilyoncuk. Derhal tahsis edildi!
Şimdi bir tasarı var kafalarda: Ülkeye her yıl ithal edilen 20 bin tonluk süt ithalat miktarının yurt içinde teşvikli süt tozu üretimi ile Çiğ Sütte Fiyat İstikrarı sağlamak. Bu mümkün mü?
Ekonomistlere soruyoruz: 30 trilyon ile, yani 10000 ton süt tozunun piyasadan çekilmesi ile çiğ sütte fiyat istikrarı sağlanabilinir mi? (2009-2010 politikaları)
Veya Türkiye’nin yıllık toplam 20 bin ton olan süt tozu ithalatı yerine süt sanayicisine 20 bin tonluk süt tozu iç üretim teşviği verilirse Çiğ Sütte fiyat istikrarı sağlanabilirmi?
Biz diyoruz ki: Sağlanamaz; 20 bin tonluk süt tozu 200 bin tonluk çiğ süt eder. 2009/Ekim-2010/Ekim Döneminde çiğ süt üretiminde artış % 19’dur. Bu artışı bahane edip 2010 Ekim Ayının son haftasında 10 kuruşluk fiyat indirim kararının tüm ülkede uygulamaya kalkışan Süt Sanayicileri’ni Bürokratlar rica minnet ile durdurdu (Seçim var gerekçesi ile)
Demek ki 10 bin tonluk teşvikli süt tozuna karşılık gelen çiğ sütün piyasadan çeklmesi yetmiyor.
20 bin tonluk teşvikli süt tozu iç üretim politikaları çiğ sütte fiyat istikrarı sağlayacakmı ? Şimdi onu inceleyelim.
Geçen yılki çiğ kayıtlı çiğ süt üretimi 5 milyon 75 bin ton olduğuna göre şimdiki fazla miktarı 2 milyon tondur.
Ekonomik olarak 2 milyon tonluk bir çiğ süt üretim fazla üretimin 200 bin tonluk(20 bin ton süt tozu) miktarının piyasadan çekilmesi ‘’ ile fiyat istikrarı sağlanamaz.
Çiğ Sütte fiyat istikrarı sağlanabilmesi için şayet süt tozu teşvik politikaları uygulanacak ise üretim fazlası kadar süt tozu üretimi gerekir. 2 milyon tonluk fazla çiğ sütün karşılığı= 200 bin ton süt tozudur.Bu kadar üretilecek süt tozunun da ihraç edilmesi imkansızdır. Süt tozunu teşvikli üreten , Dünya’da rakipler de var. Bu kadar üretilecek süt tou teşviğinin devlete maliyeti 600 milyon Türk lirası olacaktır.
Tüm tarım ve hayvancılık sektörüne ödenen desteklerin % 15’i, Hayvancılık ve yem bitkilerine 2009 yılında ödenen desteklerin % 45’ i kadardır.
Şimdiki uygulanan 10 bin tonluk veya önümüzdeki günlerde Tarım Bakanlığı’nca işareti verilen 20 bin tonluk ( 60 trilyonluk ) teşvikli süt tozu üretim planlaması üreticiyi oyalama taktiği değil ise çiğ sütte fiyat istikrarının nasıl sağlanabilineceği konusunda ekonomik bilgi kıtlığıdır.
1,5 milyar ile ayağa kaldırılamayan hayvancılığımız 20 bin tonluk teşvikli süt tozu üretim politikalarıyla mı ayağa kaldırılamaz. Gerçekçi Müdahale politikası bu şekilde olamaz.
Sahte reçete doğru uygulanacak olursa süt tozu üreticilerine bir yıl için ödenecek miktar budur. O da doğru ödeme düzenlemeleri yapılır ise!
Bu hesaplamalarımız yanlış ise hangi doğru rakamlardaki süt tozu üretimi ve hangi emredici düzenlemeler ile Çiğ Sütte fiyat istikrar düzeninin sağlanabileceği ortaya konulmalıdır, tartışmaya açılmalıdır.
Çiğ Sütte fiyat istikrarının şimdiki süt tozu teşviki ile sağlanabildiğini sanan Tarım Bürokrasimiz yanılıyor. Bizce yeterli olmayan ama Tarım Bürokrasimizce yeterli görülen 75 kuruş fiyat istikrarını süt tozu teşvik politikası değil Süt sanayicilerine yapılan ricalar koruyor. Bu ricayı politikacılar yapıyor.
1 milyon sayıyı bulan çiğ süt üreticinin kaderi, ülkenin et, süt fiyatlarındaki istikrarı, sayısı çok gibi görünen aslında tek alıcı olan süt sanayicilerinin insaf ve merhametine terk ettirilemez.
Ziraatçılar Birliği Başkan’ı sayın İbrahim Yetkin diyor ki:
"Dünya’da nasıl müdahale kurumu varsa, Türkiye'de sütte müdahale kurumunu kurmadığımız taktirde fiyat istikrarını sağlayamayız, bugün ahırları doldururuz yarın kesime göndeririz. Başka yolu yok, sütte acil müdahale kurumuna ihtiyaç var" (Dünya Gazetesi)
Sayın Yetkin süt ineklerini kesime göndeririz diyor? Kesime gönderten kim? Hayvan sahipleri mi? Tarım Bürokrasi’simi? Tarım Politikacılarımız mı? Süt sanayicileri mi? Açık konuşmalıdır. Bizim gibi apaçık konuşmalıdır ki sütte müdahale politikaları düzenlenirken, % 68 kazanç sağlamak için çiğ süt fiyatlarını dibe vurdurmak için yasa dışı toplantı yapanlara karşı ‘’ müdahale edemeyecek politikalar ‘’ gerçekleştirilmelidir.
Tarım Bürokrasimiz ‘’ Dünya ‘’ denilince ‘’ AB ‘’ yi anlamamalıdır. Çünkü AB’ mevcut süt tozu, ve tereyağ müdahale politikaları ile bile çiğ süt fiyatlarında istikrarı sağlayamıyor!
Öyle ise kurulacak Müdahale Kurumu veya politikaları süt tozu veya tereyağ ürettirecek ise peşinen başarısızlığa mahkum edilmiş olacaktır. Hele de 20 bin tonluk süt tozu hedefi ile!
Müdahale Nihai ürün ile olur. Süt tozu nihai ürün değildir. İkincil üründür, hammaddedir.
Çiğ Sütte hammaddedir. Destekleme politikaları ile iki hammaddenin biribirine rakip yapılması eşyanın tabiatına aykırıdır. Teşvikli süt tozu politikaları ambalajlı süt tüketim fiyatlarında da fiyat istikrarı sağlayamaz.
Nihai ürün; Süttür, ayrandır, peynirdir, tereyağıdır.
Çözüm:
Çiğ sütte fiyat istikrarı sağlamak için; Çiğ Süt alımında süt sanayicilerinin karşısına gerçekçi bir şekilde rekabet edecek Alıcılar ortaya çıkarılmalıdır. Gerçekçi bir şeklide ortaya çıkarılan alıcılara ambalajlı süt ve süt ürünleri yani nihai ürünlerden süt, ayran, peynir, tereyağı ürettirilerek tüketicilerde korunmalıdır.
Bunun adı eskiden SEK (Süt Endüstrisi Kurumu idi. Hem çiğ süt-damızlık üreticisini hem de tüketiciyi koruyordu!
SEK farklı bir biçimde yeniden kurulmalıdır. Farklılığı; kamu personeline değil, siyasetçiye değil, siyasetçinin atadığına değil, tekleştirilecek üretici örgütüne teslim edilmelidir!
Parasal kaynak nasıl sağlanacak diyorsanız?
Kaynak: Üreticiye verildiği söylenen ama aslında süt sanayicilerine üretici eliyle sevk edilen hayvancılık ve yem desteklerinin tamamıdır: 1,5 milyarlık bir iki yıl sürecek kaynak!
Üretici koltuk değneği değil yürümeyi istiyor.
Başka çözümler; üreticiyi oyalamadır, süt sanayicilerini desteklemeye devam demektir. Süt ineklerinin tekrar sanayiciler tarafından kasaba gönderilmesi demektir.
Fransız Çiftçiler traktörleri ile Paris’e yürüyorlar. Onların müdahale sistemi doğru olsa idi hiç Paris’e yürürlermiydi!
Süt tozu teşvik politikaları AB’de doğru uygulanıyor olsa da ülkemizde de yanlış uygulanıyor olsa da AB’ de ve ülkemizdeki Süt sanayicilerinin sahte politikalarıdır.
Sahte politikalar doğru bile uygulansa çözüm getirmez.
Kamu kaynaklarının sahte reçeteler ile yok edilmesine Üretici Birlikleri izin vermemelidir.
Ey tüketiciler bizim sayımız 1 milyon. Aile fertlerimizle 4-5 milyonuz veya ülke nüfusunun % 27’siyiz. Köylüyüz.
Sütüne, peynirine,tereyağına sahip çık.
Sütünün, peynirinin, tereyağının fiyat yüksekliğini biz değil süt sanayicileri ve süt sanayicilerinin talimat verdiği düzenler sürdürüyor ve sürdürecek.
Bu ülkenin % 27’si olan tarım kesimi kendi ürettiği sütün, peynirin, tereyağının gerçeğini yiyor. Yiyemediğini, kimisi süt sanayicilerine satıyor, kimisi de peynir tereyağı yapıp kasaba pazarında satıyor.
Soğuk zincir içinde satılan çiğ sütten pastanelerin kullanımına Tarım Bakanlığı’mız ruhsat veriyor ve pastanelerimiz soğuk zincir içinden çiğ süt kullanıyor. Çiğ süt kullanmayan pastaneler dondurma yapımında süt tozu kullanmaktadırlar. Süt tozu gerçek süt değildir.
Ey tüketiciler;
Bizi süt sanayicilerinin insaf ve merhametsizliğinden kurtarmak için kendi sütünüzün gerçekliğine, fiyatına ancak siz gerçekçi müdahale yaparsınız. Süt sanayicilerinin yöneteceği süt tozu politikaları benimsenirse senin sütüne ‘’ su katılmaktan ‘’ daha beter olur.
Ey tüketiciler adaleti siz sağlayın! Sütün kalitesine, fiyatına müdahale ettirmeyin.
Çiğ süt-damızlık üreticilerine üretim terk ettirilirse süt sanayicileri batmaz, AB’ ni süt çamuru (süt tozundan yapılan süt konsantresi) ithal edilip sizin için paketlenip önünüze getirilmeye hazırdır.
Ey Tüketiciler;
AB’nin EFSA’ sının süt tozunun 1 kilosunun içine 0,5 miligram kanserojen melamine izin verdiğini unutmayın. Tüm tehlike çanları sizin için çınlatılıyor, tüm selalar sizin için okutuluyor.
Gıdanıza sahip çıkın. Tüketici derneklerimizi uyaralım. Süte süt tozu ile müdahale politikaları tüketicilerin cebinden gidecek para, sağlığından edecek politikalardır.
Süte müdahale şekli sadece çiğ süt üreticisinin değil tüm tüketicilerinde kaderidir.
Biz Tarım Politikacılarımızın gerçekçi bir piyasa düzeni kurabilmede cesaret sahibi olduklarına inanmıyoruz. Cesaret: Üretim ve tüketimin en az % 20’sinin süt sanayicileri haricindeki bir düzende kontrolünü sağlamaktır.
Sütte neler oluyor? merak etmek demek Gıdana sahip çıkman demektir. Çiğ Süt üreticisine sahip çıkman demek kendi sütüne, etine sahip çıkman demektir.
Süt sanayicilerinin kendilerinin dışında da sahibi var. Biz sahipsiziz. Bizim sahiplerimiz sanılan sözde sözcülerimiz bile ‘’ et, canlı hayvan ithal edilmeli ‘’ diyor.
Bu ülkede ‘’ çiğ sütte adil fiyat politikaları nasıl düzenlenir ’’ konusunda İlim adamlarımızdan, politikacılarımızdan ümidimizi kestik.
Ey tüketiciler, gelin, bizim sahibimiz siz olun. Köylü milletin efendisi değil köylü süt sanayicilerinin kölesi yapıldı.
Ey tüketiciler! biz köleliğe alıştık. Sahip değiştirmek istiyoruz. Gelin, bizim Efendimiz, sahibimiz siz olun. Süt sanayicilerine değil size çalışalım. Siz de süt sanayicileri için değil kendiniz için tüketin!
https://groups.google.com/group/cigsutureticileri
Çapar Bey,
Açıklamalarınızda haklısınız,size katılıyorum. Türkiye'de Süt Hayvanı yetiştiricisinin üretip sattığı çiğ süt'e özel sektör tarafından uygulanan akıl dışı fiyat politikalarına çare bulunmayıp, karşıdan ilgili bakanlık seyretmeğe devam ettiği sürece kimse mucize beklemesin,bu ithalat dediği miz kör döğüş ömür boyu devam eder gider.Sonuçta ithalat yaptığımız ülkeyi ve o ülkenin çiftçisini kalkındırmış, zengin etmiş oluruz,selamlar.
Adnan SERPEN
Ocak 7th, 2011 at 07:53Veteriner Hekim
İZMİR
çarpar bey
Ocak 7th, 2011 at 11:35süt konusu çok hasas ve önemli bir konu dile getidigiz için tebrik ediyorum. birde esas günlük hayata coçuk maması olarak bile kulanılan uht sütler var.bunları konuşmak lazın yüksek ısıda proteinleri denatüre olan bu sütlerden nasıl kurtulacagız uht esnasında yok olan probiotiklerden işe yaramaz protinlerdenve coçuklarımızın gelecegini tehdit etmesindenmi . zekaların geişmemesi hastlıkları artması ve saglıksız bi nesil geleceginden. bu konuda size görevler var sizin bunları anons edip halka duyurmak gerekir halk mikrosuz süt veriyorum diye hiç bi şey vermedigini bilmiyor.bu konuda neyapilirsiniz yardımlarınızı bekliyorum.
Vallahi bu yazı bir doktora tezi gibi. Kim bunu sonuna kadar okuyabilir? Okuyanı kutlar selamlarımı sunarım. Saim Turan.
Ocak 9th, 2011 at 13:35Çapar Bey,
Şimdiye kadar hep tüketicinin bilinçlendirilmesine yönelik çalışma, gayret ve yazıralınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.
Yazılarınızın bir kısmını okuyorum ama çoğunu zaman sıkıntısı nedeniyle malesef okuyamıyorum. Ama genel düşünce ve bakışınızı bildiğim için ayrıntılar da mesleki alanıma doğrudan girmediği için yer yer izleyici kaldım.
Ama artık sonuca gelelim. Bütün bu gayretleriniz ve/veya gayretlerimiz bir sonuç versin.
Bunun için adım atalım.
ŞAHSIMIN ÇÖZÜMÜ:
Çiğ Süt Üretici Kooperatifi Kurun. Mümkün mü bilmem ama, bu kooperatife yasal tabanı varsa tüketicileri de ekleyebiliriz.
Böylece önce büyük şehirlerde, sonra her ilde Çiğ Süt Ürünleri Kooperatifi satış ofisi oluşturulmalı. Bu kooperatifler üretim tesislerinin yakınında doğrudan satış şeklinde bir tesis kurulabilir.
Bu tesiste üretim aşamaları ilgili veya meraklılara açık bir tesis olmalı. Yani saydam olmalı. Dileyen kişiler sürecin tamamını üretim bandında görebilmeli. Bu şekliyle Türkiyemizde ilk ve tek prototip bir model ortaya koymuş oluruz.
Bu organizasyon çalışmalarında size şahsım, fizibilite etüdü, swot analizi, (futz analizi), vb alanlarda ücretsiz danışmanlık verebilirim.
Kurumsal anlamda da bütün bilgi ağı siteleri olarak tanıtım yapabiliriz.
Bu konuyu çevrenizde en güvendiğiniz kişilerle istişare edin. Makul görürseniz uygun bir coğrafyada bu konuların konuşulacağı bir ön hazırlık toplantısı yaparız.
Sevgi ve saygılarımla.
Bu konuyu http://www.bilinclenme.com ile http://www.ulusalbilinclenme.com sitelerimizde daha detaylı duyurabiliriz.
Ocak 9th, 2011 at 14:59