Süt!…
Ülkemiz, süt ve süt ürünleri konusunda; et ve et ürünleri konusuna nispeten, daha duyarsız davranmıştır dersek, pek de yanlış söylememiş oluruz. 1963 yılında Tarım Bakanlığına bağlı olarak ve sermayesinin tamamı, devlete ait olmak üzere “Süt Endüstrisi Kurumu” adı altında, bir Kamu İktisadi Teşebbüsü kurulur. Ancak, bu kurum faaliyetine 1968 yılından itibaren başlayabilir. Bu kurumun görevleri şunlardır: Türkiye'de ve yurt dışında gerekli araştırmaları yapar, teknik ve idarî personel yetiştirilmesini sağlar, süt üretimini arttırmak amacıyla kurslar açar, yayın yapar, ürettiği süt ürünlerini satmak için pazarlar oluşturur, gerekli gördüğü yerlerde tesisler kurar.
Kurum'un; Adana, İstanbul, İzmir ve Kars’ta, süt ve süt ürünleri konusunda, üretim yapan fabrikaları bulunmaktadır.
1995 yılına gelindiğinde ise, özelleştirilmesine karar verilen kurumlardan birisi olarak listede yerini alır. İstanbul İşletmesi, aynı sektörde faaliyet gösteren küçük ve orta büyüklükteki sanayici ve gıda toptancılarından oluşan 164 kişilik bir grup tarafından satın alınır. 1997 yılında da “Koç holding” tarafından hisselerinin % 68’i satın alınarak holding bünyesine katılır.
Ülkemiz; yıllık 10 milyon ton süt üretimi ile, en çok süt üreten ilk 15 ülke içinde yer almaktadır. Coğrafi olarak üretilen süt’ün; % 38,8’i Ege, % 26,5’i Marmara bölgesinde üretilmektedir.
Gıda maddesi üretimi yapan tesislerin % 16’sı süt ve süt ürünleri işlemektedir. Toplam süt üretimimiz ise, toplam tarımsal üretimimizin % 8,5’u civarındadır.
2005 yılı verilerine göre; ülkemizde üretilen süt'ün 510.000 tonu içme sütü, 1.010.000 tonu yoğurt, 265.000 tonu beyaz peynir, 80.000 tonu kaşar peyniri ve 158.000 tonu da tereyağı olarak tüketilmektedir.
Son günlerde basında yer alan, tereyağı ve krema ithalatı konusunda yer alan haberleri okuduğumuzda, böyle bir şeye neden gerek duyuluyor! anlamak mümkün değil. Zira ülkemizin yıllık tereyağı üretimi haricinde, ithal edilmesi kararı verilen miktar devede kulak bile değildir. (158.000 ton tereyağı üretimimize karşılık ithal edilmesi düşünülen tereyağı ve krema miktarı 2.500 ton)
İthal edilmesi düşünülen miktarın, derde derman bir miktar olmadığı görülmektedir. Sonuç olarak; bu ithalat’ın ileride bir takım farklı uygulamaların yolunu açması için yapılıyor, olduğu düşüncesi gelişmektedir.
Kalın sağlıcakla.