content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
19 Haz

Susun Bakalım Susun!..

İsyanlardayım...

Kahırlardayım...

Şu sıralar öylesine karamsarım ki, geleceğe yönelik en ufak bir umut ışığım dahi kalmadı...

Hepsi söndü neredeyse...

Kim mi söndürdü?

Siz söndürdünüz... Evet evet, siz söndürdünüz.

Bu satırları okuyan kim varsa, bu gazeteyi kim alıyorsa, bu gazetenin dışında yerel gazeteleri kim takip ediyorsa, onlar, sizler, hepiniz...

Farkındayım, çok ağır bir ithamda bulunuyorum, ama aynen söylediğim gibi de düşünüyorum.

Günlerdir, iktidarın yerel basına yönelik ihale ilanlarını internet ortamından yayınlayacağını ve bunun da resmi ilanlar ile ayakta zor bela duran ve yaşam savaşı veren gazetelerin kapanacağı anlamına gelen haber ve yorumları yayınlıyoruz.

Üzüntüm nedir biliyor musunuz?

Bir Allah’ın kulundan, bizlere destek verecek bir tepki gelmedi!..

Bir de deriz ki, demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra, basın dördüncü güçtür.

Basın, bu gücü nereden alıyor?

Yayınlanan 8-10 sayfalık veya daha fazla sayfa adedindeki gazetelerden mi?

Tabii ki hayır. Bizler, yani basın gücünü tamamen halktan alır.

Ama şimdi, buna olan inancımı da yitirdim.

Demek ki, halk bizi desteklemiyormuş!..

Anlaşılan, bizi desteklediğimizi sandığımız halk da dört gözle bizlerin kapanmasını bekliyormuş...

Bizler, yerel basın onların hiç mi hiç umurlarında bile değilmişiz...

Eğer öyle olmasaydı, sivilinden siyasisine kadar, kişi ya da örgütler, bizlere destek olur, “Yerel basın susturulamaz” diye demeçler yayınlar, bizlere destek olurdu.

Var mı böyle bir destek?

Ne yazık ki yok!..

Susun beyler, susun bayanlar... Susabildiğiniz kadar susun...

Ağızlarınıza fermuar çekin, o fermuarların ucuna da koca koca kilitler asın...

Asın ki, asla bir daha açılmasın.

Çünkü, susturulmak istenen yerel basına sizler de tepkisizliğinizle, susturmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürerek, onlarla birlikte hareket edip, bize değil, onlara destek veriyorsunuz.

Bilinen hikayedir hani, Hitler Almanyası’nda geçen, papazın çevresinde bulunan herkesi almaya geliyorlar da, hiç birine sesini çıkartmıyor!..

En son papazı alıyorlar ve artık O’nun için de sesini çıkaracak kimse kalmıyor...

Şu an aynen böyle durumdayız.

İktidar, yerel basının sesini soluğunu kesmek için ihale yasasında değişiklikler yapıp, kamu ihalelerini internet ortamında yayınlayacak.

Anadolu’da yayınlanmakta olan 1300 civarında yerel gazete, bu resmi ilanlardan mahrum kalacak.

Daha önce de söyledim, yerel gazetelerin sadece abone ve bayram ilanları ile ayakta durması mümkün değil.

Bizi ayakta tutan resmi ilanlar.

Esnafın zaten ayakta kalacak mecali olmadığı için bize ilan reklam vermeyi aklına dahi getirmiyor.

Aboneler ise sadece kağıt ve dağıtım parasını ancak karşılıyor.

Resmi ilanlar da kesilirse, bizler de gazetelerin kapısına ya kilit vuracağız, ya da...

Dilim varmıyor, ama kartel medyası dediğiniz sektör nasıl işliyorsa, kimimiz istemeden de olsa o yöne sapacağız...

Artık adına şantaj mı dersiniz, tehdit mi dersiniz, yağdanlık mı koyarsınız, yalakalık olarak mı nitelendirirsiniz, bilemem.

Ama görünen köy de kılavuz istemez.

Yayınlanmaya devam edenler, bu yönlere tevessül etmeden, mümkünü yok dayanamaz.

Ondan sonra da, artık memleketin halini siz düşünün...

70 milyonluk Türkiye’de, yaygın basının toplam tirajı 5 milyonu dahi bulmazken, yerelin sesini duyuran yayın organlarının kapanması ile birlikte, çok merak ediyorum, belediye başkanlarından, bürokratlarına kadar, siyasi parti temsilcilerinden, sivil toplum örgütlerine kadar seslerini kamuoyuna nasıl duyuracaklar?

Her halde, her biri şimdiden birer megafon edinmenin yollarına bakıyordur!.. Aksi takdirde, meydanlarda yaptıkları basın açıklamalarını sadece önlerinde toplanan 20-30 kişiye yapmaktan öteye bir şey ellerine geçmeyecektir.

Herhalde, sizler de bunu bekliyorsunuz!..

Sadece bu gazetede 15 kişi sigortalı ve kadrolu olarak çalışıyor. Belki, lüks içinde yaşamıyoruz ama en azından hiç kimseye muhtaç da olmuyoruz.

Bizim gibi yüzlercesi var Anadolu’da.

Kapandığında, istihdam yaratamayan bu ülkede daha kaç kişinin, çoluğu ile çocuğu ile perişanlar ordusuna katılacağını düşünebiliyor musunuz?

..................................

Sözüm size iktidar partisi AKP!..

Belki, “seslerini ne kadar kısarsak o kadar iyidir” diye düşünüyor olabilirsiniz. Unutmayın ki, yerel basın bir gün size de lazım olacaktır.

Yoksa, yaptığınız icraatların, attığınız temellerin, ortaya koyduğunuz açılışların haberlerini, sadece yaygın basında mı göreceğinizi sanıyorsunuz?

Eğer öyle sanıyorsanız, size de şaşarım!..

Demokrasiden yana olduğunuz iddianız devam ediyorsa, demokrasinin sesi, soluğu, gözü, kulağı olan yerel basını susturmakla elinize ne geçeceğini de açıklarsanız, biz de öğrenmiş oluruz.

Ama yerel basını susturmadan önce iyi düşünmenizi de salık veririm...

..................................

Bu sözüm de size ana muhalefet partisi CHP...

Kendi içinizdeki kavgadan dolayı, memleketin haline hiç dikkat ettiğiniz dahi yok. Parti içi iktidar kavgası, Türkiye’nin sorunlarından çok daha önemli anlaşılan ki, ülkeyi ikinci hatta üçüncü plana ittiniz.

Ama normaldir de...

70’lerini çoktan devirmiş, yaşlı başlı adamların iktidar kavgası da böyle oluyor demek ki!..

Kaybettikleri bir başka iktidarlarını, koltuk iktidarı ile pekiştirerek, en azından manevi tatmine ulaşmanın mücadelesini verdiklerinden, ülkenin içinde bulunduğu sorunlar onların da umurlarında bile değil.

Zaten, sizler öteden beri basından, medyadan şikayetçiydiniz!.. “Medya bize yer vermiyor” diyenler siz değil misiniz? Hadi, artık kına yakmaya başlayabilirsiniz!.. Bakın, sizin de istediğiniz oluyor artık.

Yakında bizler de kapanıp, sesimiz soluğumuz kesilince, düğün bayram yapar, zil takıp oynarsınız.

Bakalım yaptığınız çarşaf çarşaf açıklamaları nerelerde yayınlatacaksınız?

Anlaşılan, sizin de zerre kadar demokrasiye inancınız yokmuş!.. Hepsi göstermelikten öte bir anlam ifade etmiyormuş.

Baksanıza, en ufak bir açıklama zahmetinde dahi bulunma gereği duymadığınıza göre!..

Hadi hadi sakın timsah gözyaşları da dökmeye kalkmayın. Şimdiden kınalarınızı hazırlayın, bugün olmasa bile yarın nasıl olsa lazım olacak!..

..................................

Bu sözüm de muhalefette yer alan MHP’ye...

Yerel basın organlarının kapanmasının, bir türban kadar değeri yok mu sizin gözünüzde?

Günlerdir, aylardır türbanla yatıp türbanla kalkıyorsunuz da, şu yerel basının kapanmamasına yönelik tek bir cümle etmek o kadar zor mu geliyor sizlere...

Sizlere de yazıklar olsun...

DSP de aynı durumda... Onlardan da tek ses çıkmadı bugüne kadar...

Sosyal demokratlıkmış!.. Haa bir de rahmetli genel başkanları gazeteci kökenliydi değil mi bunların!.. Bizim halimizden en iyi anlaması gerekenler bunlar olması lazım aslında... Ama nerede?

Biz yazıklar olsun da size beyler...

Tabii bu arada köpeklerden, kesilen ağaçlara kadar her fırsatta açıklama yapmayı kendilerine marifet gören kimi sivil toplum örgütleri ile esnaf ve işadamı örgütleri, size de... Size de...

Üç kuruşluk bir yardımda bulunduğunuzda telefon üstüne telefon açıyorsunuz, reklamınızı yapalım diye... Pardon haberinizi olacaktı değil mi!..

Eee, bakalım bundan sonra, el ilanı bastırıp, yaptığınız yardımları, sokak köpekleri için koparttığınız yaygarayı, bu şekilde duyurursunuz kamuoyuna.

Ola ki, iktidar inadından vazgeçmez, bizlerin kapılarına kilit vurmak için, kararını uygulamaya koyup, kanunu geçirirlerse...

Toplu kına yakma törenleri düzenlersiniz artık!..

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank