Suriye’ye Giriyoruz Ama İyi Mi ediyoruz?
Wikileaks belgelerinin ortaya saçılmasıyla özellikle Ortadoğu’da “Arap Baharı” olarak adlandırılan yeni bir süreç başla(tıl)mış oldu. Üstelik artık dünya “Wikileaks öncesi ve sonrası dönem”i yaşamak zorunda kalmıştır.
Burada bizi ilgilendiren boyut el an sıcak olan Suriye’deki halk ayaklanması. Zira Suriye ile geldiğimiz nokta ciddi boyutlarda. Öyle ki bugün yarın iki ülkenin karşı karşıya gelmesi söz konusudur.
Komşularıyla sıfır sorunlu (hedefleri olan bir) ülkenin geldiği nokta “tüm komşularıyla sorun” ise -ki bunun tek sorumlusunun Türkiye olduğunu iddia etmek insafa sığmaz- bölgede çok şeyin değişeceğini kestirmemek basiretsizliktir.
Arap baharının ilk günleriydi, ABD’nin meydana gelen halk ayaklanmasıyla ne kadar ilgili olduğu soruluyordu. Yanımda ağzı sıkı olmayan! bir arkadaş;
Her şey zor da, Suriye ne olacak sorusuna “galiba koridor açılacak” demesin mi? O günden sonra Suriye ile nasıl bir sürece gireceğimizi yakından takip etmek zorunda kaldım.
Bundan bir ay kadar önceydi, İstanbul’da Suriye ile ilgili bir sohbette köşe yazarı bir dostum;
“En geç Mart ayına kadar Türkiye bir şekilde Suriye sınırlarının ötesine girecek” dedi.
“Neye karşılık” soruma, Musul, cevabını aldığımda;
Dilerim iyi hesap yapılmıştır diye mırıldandım.
Birkaç ay önce Suriye konusunu yazmış, o yazıda Müslüman dünyasının kaygılarını giderecek bazı müşkülatlara açıklık getirmeye çalışmıştım. Asıl mevzu, Suriye rejiminin değişmesiyle başta Filistin olmak üzere Lübnan Hizbullah’ı olumsuz etkilenir mi sorunuydu. Şahsen bu konuda o gün yazdıklarımın hala geçerli olduğu kanaatindeyim. Fakat asıl mesele Türkiye ile Suriye’nin karşı karşıya gelmelerinin doğru olup olmadığıdır.
Suriye ile ilişkilerinde hükümetin izlediği politikayı biliyoruz. Söz veren Beşar ESAD, bunu kılını kıpırdatmadan geçiştiren de Beşar ESAD. (Bunu biraz karikatürize ederek Twitter’da “Sayın başbakan önce kardeşim Beşar ESAD, sonra başkan ESAD, daha sonra ESAD, en son BEŞAR diye seslendi. Yakındala BEŞOdediğinde kıyamet kopar” yazmıştım ve bu twit oldukça RT yapmıştı) Gelinen nokta Suriye Türkiye’nin bir müdahalede bulunacağını öğrenmiş oldu. Beşar ESAD ile başbakan R. Tayyip ERDOĞAN karşılıklı laflaştılar. Suriye çok küçük düşünüp önce Türk büyükelçiliğine saldırdı. Sonra bayrak yakma olayının ardından Hac’dan gelen hacı kafilesine bile saldırdı. Tabi bu gibi küçük hamleler sadece Suriye hükümetinin basitliğini gösterir.
Anladığımız kadarıyla ABD-Fransa-Türkiye Suriye topraklarına bir müdahalede bulunacak ve buna karşı Musul petrollerinin güvenliği için Türkiye’nin Musul’a girmesine destek verilecektir. Ancak, burada tahmin edilen şey doğru ise çok ciddi bir sıkıntı ile karşılaşabiliriz. O da şudur:
Eğer Türkiye Suriye Kürtlerini Irak Kürdistan’ı ile birleştirmeye çalışacak ise bunun altyapısının çok sağlam olmadığını bilmesi gerekir. Zira Suriye Kürtlerinin Güney Kürdistan ile değil, Mardin, Şanlı Urfa, Hatay illerindeki Kürtlerle yakın akrabalıkları söz konusudur. Yok, eğer Suriye Kürtleri Türkiye topraklarında saydığımız illerle birleştirilecekse (bakın ne kadar ürkeğim; Türkiye Kürdistan’ı diyemedim) o zaman plan tahmin ettiğimizden daha kapsamlı olmak durumundadır. Kürdistan bölgesel yönetimi ile Türkiye Musul petrolleri üzerinde mutabakat sağlamışlarsa PKK ile ilgili de Kandil’in silahsızlanması düşünülmüş olmalıdır işte, asıl soru(n) bu…
Neyse bu sorunu başka bir yazıya bırakarak Suriye ile ilgili bugünlerde dile getirilen “koridor”un nasıl olabileceğine bakalım;
Türkiye’nin Suriye’ye koridor açma konusunda ABD ve Fransa ile anlaşması askerin Suriye topraklarında –en azından orta vadede- kalması demektir. Bu durum Arap dünyasınca nasıl karşılanır faslını geçelim ve Türkiye’nin Suriye koridorunu büyük bir ihtimalle Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadıkları bölgeye doğru ve biraz daha içeri girerek açması söz konusudur. Bunu ABD’nin 1991 Irak müdahalesi ile Irak’ın kuzeyinde oluşturduğu “uçuşa yasak alan” gibi bir bölge oluşturulacak. Çekiç güç vazifesini de Türkiye üstlenecektir.
Bunu anladık anlamasına da bu Suriye ile bir savaş sebebi. Suriye de rejim değişikliğini de beraberinde getireceği kesin olan bu müdahale sonrası nasıl bir sonuç doğuracak?
Çünkü kesin olan Suriye BAAS rejiminden kurtulacak, ama sınırlar olduğu gibi duracaksa…
Bu da başka bir yazıda…