Suriye’deki Durum On Yıl Sürerse…
Suriye’deki vekâlet savaşları 2011 Mart’ında başlamıştı. Altı yılını tamamlamak üzere.
Obama bölgedeki savaşın 30 yıl sürebileceğini ifade etmişti. Obama kendi görev süresinin bitmesinden sonra da, savaşın devam edeceğini söylemiş oldu.
Amerikan çıkarları yönünden, savaş otuz yıl sürse de, ABD tarafından kararlılıkla sürdürülebilir. Çünkü savaşın mali kaynağını Suudi Arabistan ve Katar üslenmektedir.
İsrail’in güvenliği de, 30 yıl sağlanmış oluyor.
Afganistan’daki Amerikan savaşının 15 yıl olduğunu biliyoruz. Irak işgali ise 13 yılı tamamladı.
Buradan giderek bölgemizdeki savaşın on yıl daha sürebileceğini düşünebiliriz.
Gelin bu on yılı şöyle bir gözümüzün önüne getirelim. Ve bu on yılın ülkemizi nasıl etkileyeceğini tahmin etmeye çalışalım.
Vekâlet savaşının silah ve mühimmat destekçisi Amerika, silah satmaya devam edecek. Dolayısıyla, ABD’nin bir zararı yok. Hatta çok uluslu silah şirketlerinin karı var.
ABD’nin masraflarını, Suudi Arabistan ve Katar karşılıyor. Sorun Suudilerin sorunu oluyor. Yemen ve Suriye bölgesindeki savaşı, Suudiler ne zamana kadar finanse edebilir?
Burada hassas olduğum yer Suudiler değil. İsterse batsınlar, umurum da değil. Ancak savaş uzadıkça, savaşın olumsuz etkisi, Türkiye’ye daha derin olacaktır.
Vekâlet savaşı on yıl daha sürerse, Türkiye’nin ABD ile olan ilişkisi nereye gelir?
Türkiye’nin Rusya ile ilişkisi nereye gelir?
Bunlardan daha önemlisi; Türk ekonomisi on yıl daha, bu şekildeki olağanüstü duruma nasıl dayanır?
Hem ABD, hem Rusya atına birlikte on yıl daha binebilecek miyiz? Hem savaş, hem savaş süresince iki ata binmek, sürdürülebilir bir yol değildir.
Ordumuz ve güvenlik güçlerimiz on yıl daha sürekli savaş alarmı içinde devam edebilir mi? Bu on yıl içinde, bir 15 Temmuz daha geçerse, tüm ordu lağvedilme noktasına mı varır?
Irak gibi ordusuz kalınma riski var mıdır?
Gelin bu karamsar tahminleri bir tarafa bırakalım ve çözüme bakalım.
Bölgede kesin çözüm; bölge ülkelerinin kendi aralarında varacağı anlaşma ile olur.
Savaşın on yıl daha sürmemesi ve bir çözüme kavuşabilmesinin birinci koşulu; Türkiye’nin resmi Suriye devleti ile uzlaşmasıdır. Rusya ile askeri işbirliği dâhil Suriye’de işbirliği yapmalıdır. Irak resmi devleti ile işbirliği yapmalıdır.
Olmazsa olmazı; Türkiye Suriye işbirliğidir. Bu işbirliği gerçekleşmezse, savaş on yıldan da fazla sürebilir.
Böyle bir antlaşmayı bu siyasi iktidar yapmaz.
İncirlik ve Diyarbakır hava üstleri Amerika’ya derhal kapatılmalıdır. Bunu yapmayan bir iktidar, ne Suriye’nin kuzeyinde kurulacak Kürt oluşumunu engelleyebilir, ne sürdürdüğü Suriye siyasetini sürdürebilir. Zaten bu siyaset sürdürülemez noktaya çoktan gelmiştir. Ülkemize zarar vermektedir.
Suriye ile anlaşmamak ve resmi Suriye devletine sen katilsin denmek, Rusya’dan da kopuşu getirecektir. Bunun anlamı da, ABD’nin kucağına daha fazla oturmak demektir.
Bir başka anlamda da, Rus uçağını bir kez daha düşürmek demektir.
Eğer Türkiye’nin menfaatleri bakımından bakarsak, mevcut iktidarın objektif şartları, ABD ile yürümesini imkânsız kılıyor.
Ancak Erdoğan, aynı anda iki ata binerek yol alacağını sanıyor. Artık bu imkânsızlaştı. Sıcak savaşın siyasetten en temel ayrılığı cephelerin netliğidir. Kimsenin kimseyi kandıramadığı yerdir.
Mevcut Suriye siyasetini, bırakın on yıl sürdürmeyi iki yıl bile sürdürülemez.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr