Suriye Halkı Direnmeseydi…
Eğer siz kendinize yardım etmiyorsanız, siz kendi topraklarınıza sahip çıkmıyorsanız, size sahip çıkacak devlet olmaz.
Tarih bunun örnekleri ile doludur. Kurtuluş Savaşında Türk halkı direnmeseydi, Rusya bize destek olmazdı.
Demem odur ki; siz çaba sarf ederseniz, size yardımcı olanlar olur.
Suriye devleti ve halkı, Batı destekli El-Kaide ve Müslüman kardeşler terörüne karşı direnmeseydi, ne Rusya, ne de İran sahip çıkamazdı. Çıkmazdı…
Suriye direnince, önce ABD’nin yelkenleri suya indi. Akasından alt-emperyal olacağını sanan AKP, pabucun pahalı olduğunu, işin sonunda kelle vermekte olduğunu anlamaya başladı.(İnşallah)
Rusya, Fransa’yı Mali müdahalesinde destekleyince, AKP,Suriye’ye karşı olan, bir müttefikini daha yitirmiş oldu.
Her halde Rusya, Fransa’nın Mali müdahalesini laf olsun diye desteklemedi.
Suriye’den elini çek antlaşmasının olduğu aşikâr.
Suriye devletinin ayakta kalması, AKP için beladır. Aslında Suriye halkı Türk halkı için de direnmektedir.
Hangi belanın içine girdiğini, hangi emperyalist oyunun içinde olduğunu bilmeyen, uşaklıkta önde giden, siyasi iktidar Suriye’nin içinden menfur elini çekmelidir.
Lübnan Bakanlarından Kerim Bakraduni diyor ki; Suriye direnişi, AKP’nin imparatorluk hayalini bozguna uğratmıştır.
Ama gördüğümüz odur ki; siyasi iktidar iç dünyamız ile bütünleşen büyük bir belaya doğru yol almaktadır.
Barzani, PKK açılımı için Amerikalı senatör diyor ki; Amerikan politikaları ile örtüşüyor.(Sanki asıl talimatı verenler kendileri değilmiş gibi…)
Kuzey Irak’taki petrole konacağını sanan, sözüm ona alt-emperyaller, Mehmetçiğin kanı ile bu işi halledeceklerine inanmaktadırlar.
Normal ticari yollardan, Irak merkezi hükümeti ile anlaşarak, petrol almak varken…
Başka ülkelerin toprak bütünlüğünü hiçe sayarak, iç istikrarımızı berhava ederek, kanla karışmış petrole ulaşmak istiyor.
Amerikan oltasında ki balık.
Irak’ı bölerek, elde edilecek petrolün bize yar olmayacağı aşikârdır.
1-Irak’ın kuzeyine yapılacak her hareket, İran ile Türkiye’nin karşı karşıya gelmesi demektir.
2-Suriye’nin düşmesi demek; İsrail’in karşısında hiçbir direncin kalmamasıdır.
3-Zaten emperyalizmin Türkiye’ye kurduğu tuzak; İran ile Türkiye’yi çatıştırmaktır.
Bunun başlangıç aşaması sadece Barzani’den alınacak petrol değildir.
İran’a sattığımız çelik için de Amerika kafayı takmış vaziyettedir.
Türkiye/Amerika Ekonomik Otak Kurulunda, Amerikalı senatör, İran’a çelik satmayacaksınız diyor.
Aldığımız petrole karşılık altın ile ödeme yapıyorduk. ABD olmaz dedi. Şimdi de, çelik karşılığında, petrol borcumuzu ödememize karşı çıkıyorlar.
Bunun iki anlamı var. Birincisi çelik sattığımız bir pazarı kaybetmek ve çelik üreticimizi zora sokmak, ikincisi para ile petrolü ödeyemeyeceğimize göre ne ile ödeyeceğiz?
Sözün kısası; Batı bizi İran ile savaşa doğru iteliyor. İran’ın sabrını tüketmeye çalışıyorlar. Suriye işini de İran meselesi ile birlikte planlıyor.
Çözüm; Amerika’ya bağlı bu siyasi iktidardan kurtulmaktır.
