content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

14 Kas

Şunun İlaç Raporunu Yaz Hemşire

Bazı doktorların “insanlık” diye bir ders görmeleri gerekiyor. Hoş görseler de sınavı asla geçemeyecek olanlar da var bugünkü dahiliye doktoru gibi... Bu yaratıklar kendilerini ne sanıyorlarsa artık... Bir hava bir afra tafra... Neyse ki doktorlarımızın hepsi böyle değil… Örneğin ameliyatım sırasında karşılaştığım doktorların çoğu gerçekten çok özverili, çok anlayışlılardı. Bu yazım görevini hakkıyla yapanları kapsamıyor.

Odaya girdim doktor sürekli söyleniyor:

-Birinci dahiliye hastayı bitirdi, ikinci de bitirdi, bendekiler bitmiyor. Offf!

Sabahtan verdiğim tahlil sonuçlarım elinde göz ucuyla bana baktı.

-Şeker yüksek, kolesterol yüksek… Değerler yüksek… Neyin var?" dedi.

Yerinden kımıldama arzusu dahi yoktu doktorun. Hipertansiyon hastası olduğum halde tansiyonumu bile ölçmedi. Astım hastasıyım, buna rağmen sırtımı da dinlemedi.

-Hiçbir şeyim yok. Sağlığım yerinde, ilaçlarımdan çok memnunum. Sadece ilaç raporum bitti. Yaklaşık 20 yıldır bu ilaçları kullanıyorum, dedim.

Ne yapayım? Rahatı kaçmasın bari yahut rahatını bir de ben kaçırmayayım. Hemşire hanım da bilgisayara bakınca masanın altında pişirdikleri kahveyi taştı, oda berbat oldu. "Sistem cevap vermiyor." diye hastaları postaladılar saat 15'te... Onca işlerinin arasında muayene edemezlerdi, ben de rahatsız etmedim.

Hemşireye:

- Şunun ilaç raporumu yaz, dedi.

Ama hemşire çok meşguldü. Doktorların onca işlerinin arasında biz hastalar da çok fazla yük oluyoruz. Kusura bakmasınlar. Hani zamanın Milli Eğitim Bakanı “Şu okullar olmasa Milli Eğitimi çok güzel idare ederdik.” Dediği gibi bu doktor da “Hastalar olmasa doktorluğu çok güzel yapardık.” zihniyetinde bir dahi… Ah Levent Kırca ah... Az bile gırgır geçmişsin. Sen çok yaşa…

“Şu” dediği kişi benim! Hani bir eşya gibi küçümsediği ben... Okula ilk başladığında eminim meslektaşım onu küçümsememişti

üzüldüm. Hastanelerden nefret etmemin ve üç aylık emekli maaşımla dar bütçemle özel doktoru tercih etmemin baş sebebi bu... Para hatırına insanca muamele görüyorum, en azından “şu” demiyorlar, “hanımefendi” diyorlar ve üstelik ne espriler yapıyorlar... Zoraki gülümseme taklidi yapıyorum. Acı bir gülümseme ama hani anlayana… Soma’daki maden kazasından yaralı kurtulan işçimiz “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin.” diyordu. Hepimizin içi parçalanmıştı. İşte o işçi benim de yaşadığım bu olaydaki gibi hep böyle hor görüldüğü için doktorlardan azar işitmemek adına çizmelerini çıkarmaya yeltenmişti.

"Şunun ilaç raporunu yaz." dedi ama yazılmadı raporum, hemşire kahve pişiriyordu, çok yoğundu. Üstelik masanın altında küçük tüpte pişirmeye çalıştığı kahve de taştı. Canları iyice sıkıldı. “Sırası mıydı kahve bari ilaç raporum yazılsaydı da öyle taşsaydın! “ diye içimden kahveye sitem ettim. Odanın temizlenmesi lazımdı. “Sistem yok.” diyerek başlarından attılar benle beraber iki bayan hastayı da… Duvardaki “Şikâyetlerinizi şu telefon numaralarına bildirin.” yazısı gözüme çarptı. Hemşirenin biri biz gidene kadar kapı önünde nöbet tuttu. Çaresiz evime döndüm. Benim ilaç raporum o gün yazılmadı ama ben eve döner dönmez onları yazdım. Yarın gazetelerde okurlar artık…

Harika UFUK

ADANA

12.11.2014

18.50

 

 

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank