Suçluların Zafer: Genetik Kodlarda Değişim
Seçim yapıldı. Meclis öncekiler gibi yine dokunulmazlık zırhına sahip olacak, hırsızlar, katiller, teröristler, rüşvetçiler, görevi kötüye kullananlar gibi bir çok suçlularla oluşacak. Halk bile bile birçok işbirlikçi, liboş, din istismarcısı münafık, dönek maymunlaşan tipleri tercih etti. Peki ama neden, niçin?
Halk mı ahlaksızlaştı yoksa aklı mı tutuldu? Evet ne oldu? Yoksulluğun, yolsuzluğun, soygunun, talanın ayyuka çıktığı, zenginleşen bir avuç kesimin şatafat içinde yaşadığı yığınların işsiz, gelir düzeyi düşük olmasına rağmen böylesine bir tercih için bir neden olmalı.
Türkiye toplumu; dürüst, namuslu, ahlaklı olarak bilinen bir toplumdur. Adil yönetim, yüzyıllarca üç kıtada varlığını hissettirmişti. Hakkı, hukuku, adaleti şiar edinen bir toplumdu. Devlet gücünü istismar eden devleti yönetenlerin bile kellesinin gitmesine, mal varlığına el konulmasını getiriyordu. Yolsuzluğa, ahlaksızlığa geçit vermeme anlayışı hakimdi.
Peki ne oldu da son zamanlarda ahlaksızlar, yalancılar, dolandırıcılar, teröristler, katiller, işbirlikçiler, halk tarafından benimseniyor, seviliyor, tercih ediliyor?
Herkes yorum yapıyor. Yok oylar hizmete verilmiş, yok iyi çalışılmış gibi atıp tutan çok.
Halk sızlanmasına rağmen, yıllarca sorunlar oluşturan, çözmeyen, kendilerini ve yandaşlarını zenginleştirenleri, kendi sefaletine neden olanları niçin seçtiler?
Bakın; İnsan beyninin ürettiği dalgaları tespit etmek suretiyle düşünceler okunabileceğine ve kaydedilebileceğine ilişkin çalışmalar sürüyor.
Böyle bir icat gerçekleştirilmiş olsa ve bu aletten yeteri kadar üretilse, o zaman insanlar arası ilişkiler nasıl olacak, iletişim nasıl kurulacak, devlet işleyişi nasıl olacak sorusu soruluyor.
Bir düşünelim; güç ve yetki sahiplerinin elinin altında böyle aletler olsa ne yaparlardı? Herhalde, daha insan beynindeyken düşünceleri değiştirir veya insan beyninden silerlerdi.
Öyle ya insan düşüncesini okuyabilmek mümkün olursa, insan hafızasını silmek ve yerine birkaç dakika içinde yeni bir hafıza yerleştirmek de ardından gelirdi. Böylece; bu bilimsel kapasiteyi eline geçiren güç, bütün insanları robot gibi kullanabilirdi.
Aslında; insanları robot olarak kullanabilmek için düşüncelerini okumaya veya bilgisayardaki gibi hafızalarını silip yerine başka bilgiler doldurma yeteneğine sahip makinelere gerek de yok. Çünkü günümüzde de tarih bilincini, kimlik bilincini, beynindeki inanç haritasını değiştirdikleri insanları robot olarak kullanabiliyorlar.
İşte bugün; operasyonunu, insanların algılamasını değiştirmekle görevli, bilim adamları, yazarlar, gazeteciler ve televizyoncular yapıyor. Kısacası, devletlere, milletlere hâkim olmak isteyenler, bunu insanları ikna etmek suretiyle ve medya vasıtasıyla başarıyor!
Esasen, insanları medya manyağı, müzik manyağı, spor manyağı haline getirmek, derin güçlerin kullandığı yöntemlerdir.
İnsan; bilinçaltı, gürültü, ritim ve saldırgan sesleri, renk bakımından zenginleştirilmiş hipno-renk etkilerini, herhangi bir sanatla karşılaştırma yapılamayacak kadar büyük ve inanılmaz bir hızla benimser. Bu tahriklerle manevi zekA körelir, bilinçaltı ve tanımayı sağlayan genetik program bozulur.
Toplumun genetiği değişmiş durumda. Toplumu bu KABUSTAN kim, nasıl uyandıracak?
Önce hafızaları tazelemek gerekiyor. Yoksa, uyuşturulmuş sürü psikolojisine sokulmuş düşünme sorgulama yeteneğini kaybetmiş insan, insan olmak erdemliliğini, gerçekleri, kimin kim olduğunu anlayabilir mi ki?
Günün Sözü: İyilerle kötüler savaşında kaybetsen bile, yine de iyilik mücadelesi ver.