content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

16 May

Suçlular-Yasalar; Özgürlük ve Güvenlik

Türkiye’de, İstiklâl Savaşı ile temin, Kurucu Meclis ve 1924 Anayasası ile tesis edilen demokrasi, adalet ve hukuk 11 Kasım 1938 karşıdevrimi ile kesintiye uğradı. Yaklaşık 12 yıl süren istibdat, karanlık-kâbus-zulüm ve işkence 14 Mayıs 1950 günü gelen demokrasi ile sona erdi. Halk iktidarı acıları dindirdi. Fakirlik, açlık, işsizlik, yokluk-kıtlık, yoksulluk, cehalet ve pahalılık son buldu. Toplumsal refah, adalet ahlâkı, özgürlük, güvenlik ve hukuk mutluluk ve huzuru getirdi. İnsanlar hayat, seçim ve geçimlerinden memnun, hukuk devleti ve hükümetten yana mesut ve bahtiyar oldular. Demokrasi’nin vücut bulduğu; adalet ve hukukun hâkim ve hükümferma olduğu 10 yıl, tam bir Asr-ı Saadet dönemi idi. Hafızalarda böylece kaldı!..

18. dönem Sakarya Milletvekili ve (2001) DP Genel Başkanı Yalçın Koçak “Kervan Yürüyor” isimli makalesinde şöyle haykırıyor: (bak: www.gercekgundem.com)

“Demokrasi kökleşiyor, derinleşiyor mu? Yaşanılan sıkıntılar daha demokrat bir devlet olabilmek uğruna verilen mücadelesi midir? Örgütlü toplum, özgür birey olabilmenin olmazsa olmaz üçüncü şartı: devletin Demokrat olması, ya da demokrat davranmasıdır.

Anayasasında bunca yasak ve yasakçı mantıkla bu, asla olamayacakların istenmesidir.

Dayatmacı-bencil zihniyetler anayasada kaldığı ve bir zihniyet devrimi yapılmadığı müddetçe tam; kesintisiz bir demokrasi ve bağımsız cumhuriyetten söz etmemiz imkânsızdır.

Yargı kendi hükümranlık alanından ödün vermiyor. Hükümet ben siyasi iradeyim yaparım diyor. Miadını doldurmuş, çoktan fersude olmuş Anayasanın, değişen son maddeleri dahi tekrar değiştiriliyor. Parti kapatmak zorlaşmıştı, daha da zorlaşıyor, imkânsızlaştırılıyor. Yasalar halkın ihtiyaçlarına ve devletin yasaklarına karşı gelen suç’u tarif eder, yapanı suçlu ilan eder, karşılığındaki cezayı hukuk yapar, uygular.

Suçlular yasa yaparsa ne olur. Demokrasi adına acı esaretler kurulur…”

ACİLEN CEVAP BEKLEYEN SORULAR:

Anayasa değişiklik paketi ile 2709 Sayılı Kanunun ek: 15. maddesi ilga edilerek 12 Eylül’e yargı yolu açılır iken; Her melânetin milâdı 27 Mayıs niçin yargılanmıyor? Kuvvetler ayrılığı ilkesi niçin objektif ve orijinal hukuk normları yönünde ihya edilmiyor?  1960 vesayet cunta ve dikta kurumlarından olan askeri yargı neden kaldırılmıyor?  Keza HSYK siyaset’ten neden arındırılmıyor? Nereden buldun yasası ile devletin denetleme yükümlülüğüne ilişkin usul, yasa ve esaslar niçin yeniden düzenlenip tahkim edilmiyor? İnsan hakları adalet, vekâlet ve temsil hukuku yönünden ‘insanlık, ahlâk ve hukuk dışı’ dokunulmazlık/koruma/kollama, vergi ve sair kanunlardaki ‘antidemokratik himaye, eşitlik ilkesine aykırı koruma’ hükümleri;, 2820 S. Siyasi Partiler, 298 S. Seçimlerin Temel Hükümleri ve 2839 S. Milletvekili Seçimine dair kanunlar ve ilgili mevzuat neden ve niçin kamu yararı, hakkaniyet, adalet ve demokrasi” yönünde değiştirilip düzenlenmiyor? Siyaset hanelerin ticarethaneye, parti sahiplerinin sulta ve potansiyel dikta-sivil cuntaya dönüşmelerine fırsat veren yapısı neden?! “Millet iradesinin devlet idaresinde tecelli etmesine” imkân verecek biçimde değiştirilip-düzenlenmiyor!... Ve; Anayasanın 42. maddesi niçin hakkıyla ve lâyıkıyla uygulanmıyor da başörtüsü, türban gibi basit argüman ve aksesuar üzerinden siyasi istismara yol açılıyor?.. 

İNCİRLİK [ABD] ÜSSÜ

TC, NATO’ya ilk başvurusunu 11 Mayıs 1950’de (chp) yaptı, reddedildi. Bu kez 2. başvuru 01 Ağustos 1950’de (DP) tarafından yapıldı. NATO’ya 18 Şubat 1952 günü girildi.

Oysa İncirlik Üssü 4 Nisan 1949'da İnönü/CHP hükümetince imzalanan Washington Anlaşması ile kuruldu. NATO ve BM ile sonradan “kamufle biçimde” ilgilendirildi. Gerçekte tam bir ABD üssü... Mevcudiyeti, TC’nin evrensel hukuk, legal mevzuat, yasa, egemenlik ve hükümranlık haklarına bütünüyle aykırı!.. Peki, eğer TC özgür ve bağımsız bir devlet ise, tüm komşularımız, hür dünya ve bölge için menfur bir tehdit ve tehlike olan bu ABD üssü niçin hâlâ orada duruyor. ABD’de mukabil bir TC üssü var mı? Yoksa bu TBMM ve mütemmim cüzleri ne kadar meşru? Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin mi? Söyleyin bakalım!..  

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank