content

07 Eki

Suçlu, Badelenler ve Af

Türkiye'de gücü, yetkiyi, unvanı, satüyü parayı eline geçiren ya dini açıdan badelenir pir olur ya da siyasi açıdan badelenir servet, makam, unvan sahibi olur.

Bir yandan askerler, bir yandan siyasal Kürtçüler, bİr yandan da adi suçlular, cezaevlerinde.

Türkiye; yandaş candaş olunmadıkça her an herkes için etkisizleştirme itibarsızlaştırma operasyonun yapılabileceği bir ülke.

Peki nereye varacak bu durum?

Evet yeni bir af beklentisi var. Hemen her kesimi memnun, mutlu ve bahtiyar edecek af.

Türkiye'nin Genel durumu nasıl?

Badelenmiş pir olmuş. 341 yıl hapis istemiyle yargılanan sahte tarikat şeyhi mahkemede kendini nasıl savunmuştu: "Müritler benden badelenme (oral seks) ya da cinsel ilişki talep eder. Kabul etmemem gibi bir tercihim olamaz. Çünkü ben de, tarikatın ölen lideri tarafından badelendim. Ölümünden sonra da pir oldum."

Demek ki neymiş; badelenip pir olunuyormuş.

Kimileri de badelenir iş adamı olur, kimileri milletvekili olur, kimileri üst düzey bürokrat olur. Olur da olur.

Peki hiç dinci, İslamcı, liboş, yandaş candaş, yalaka diye tabir edilen medyada, internet sitelerinde böyle konulara yer verildiğini gördünüz mü

Ya toplumda sorunlu olanlar! Onların yeri cezaevidir.

Kayıtlara göre, son 9 yıl içerisinde cezaevinde bulunan mahkum sayısı tam iki kat artarak cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştı. Artan suç oranlarıyla birlikte bütün cezaevleri full kapasite dolunca yeni mahkûmlar için koğuşlara ek ranzalar konulmaya başlandı.

Dikkat çekici başka bir nokta ise, tutukluluk sürelerinin uzunluğunu.

Verilere göre, tutukluların sayısı hükümlülere yaklaşmış. Buna göre yargılaması halen devam eden tutuklu ve hükmen tutukluların toplamı 53 bin 796, hükümlü sayısı ise 70 bin 278.

Türkiye'de toplam cezaevi kapasitesi 111 bin 945 olan 369 ceza infaz kurumu bulunuyor. 30 Nisan itibariyle cezaevlerindeki kapasite fazlası ise, 9 bin153. Bu kapasite fazlasının 647'si açık, 8 bin 506'sı kapalı ceza infaz kurumlarında. Ayrıca verilere göre, cezaevlerindeki 407 misafir tutuklu ve hükümlü bulunuyor.

Artan suç ve suç oranlarıyla birlikte Türkiye'de tutuklu ve hükümlü sayısında adeta patlama yaşandı. 2000 yılında Rahşan Affı olarak bilinen yasayla 50 bin kişinin salıverilmesiyle boşalan cezaevlerinde, 2002 yılında 59 bin 429 kişi bulunuyordu. Aradan geçen 9 yılda bu sayı, suç ve suç oranlarındaki hızlı yükselişle birlikte 124 bin 74'e ulaştı. Cezaların caydırıcılığının tartışıldığı bir ortamda 2005'te yürürlüğe giren yeni TCK'ya rağmen her yıl cezaevlerine düşenlerin sayısı ortalama 10 bin civarında artış gösterdi.

Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 30 Nisan 2011 tarihi itibarıyla Türkiye'deki çocuk eğitimevleri dahil olmak üzere kapalı ve açık tüm infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlü sayısı 124 bin 74'e ulaştı. Bunların, 117 bin 516'sı erkek, 4 bin 268'i kadın ve 2 bin 290'ı ise çocuk. Bütün mahkum ve tutuklar arasında, erkeklerin oranı yüzde 94.

Cezaevine giriş nedenleri arasında, en çok adli suçlar dikkat çekiyor. 113 bin 110 sanık veya hükümlü, adli suçlardan dolayı cezaevine kondu. Yine terör suçundan dolayı, cezaevlerinde şu anda 6 bin 850 kişi bulunuyor. Çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olmaktan dolayı hapis yatanların sayısı ise 2 bin 426. Bin 688 kişi ise, diğer suçlardan cezaevine düşmüş.

Her kesim af beklentisi içinde.

Günün Sözü: Adalet tarafsız ve eşit uygulanmazsa o adalet değil, zorbalıktır

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank