Suç CHP’de!
Yeni eğitim dönemine saatler kala henüz oyun çağındaki çocuklarımızın durumu okul zili çalmaya başladığında, sanırım gündeme damgasını vuracak. Sınıflara tıkış tıkış doldurulan çocuklarımızı pedagoji eğitiminden anlayıp anlamadığını bilmediğimiz ellere teslim edeceğiz.
Alt yapımız buna hazır mıydı, onu bilmem ancak, henüz altı bağlanmadan yeni kurtulan çocukların Sayın Başbakan’ın ders kitapları arasına sıkıştırılan mektubundan ne anlayacakları da tartışılır!
Bombalar patladı beynimizi dağıtırcasına! Ve her felaketin ardından köşe yazanları, akademik kariyeri olan bilim adamları, ağzından çıkanı kulağı duymayan politikacılar ilginç ve çok tartışılacak demeçleriyle çözümden çok, yaşanmış olayların yorumculuğunu yapmaktalar.
Geçin bunları artık geçin!
Ve halkımız ile birlikte hangi yaşanmış felaketlerin takipçisi olduk? Çok kolay hemen unutuvermek henüz sır perdesi dağılmayan ölümlerin sıcaklığında! Yeter ki yeni bir bomba patlamasın kucağımıza! Hemen beynimizin unutkanlık bölümü dağılıveriyor ‘ahlar ve vahlar!’la birbirimize bakıyoruz aptalca suçlamalar arasında…
Allah’ınızı severseniz;
Terörde,
Dış politikada,
Ekonomide,
Yargıda,
Eğitim ve doğa felaketleri gibi daha birçok konuda çözüm için neler üretiyoruz? Hangi çözüm önerilerini ciddice tartışıyor ve değer bulunanları hayata geçirip ortak noktada buluşabiliyoruz?
Toplum artık kutuplaşmış, "ak olana da kara, kara olana da ak" demeye başladık! Tek yaptığımız karşımızdakini suçlamak ve onu suç potansiyeli olarak görerek kendi zannettiğimiz doğruya inanmak! Ve sonuçta uzayıp giden tren sorunları… Pardon yolları!
Artık laf bezirgânlığının modası geçti! Felaket ardındaki demeçler insanlarımıza yavan gelmeye başladı. Halkımız politikacısından tutunda yazan çizenine kadar çözüm önerileri istiyor.
Örneğin sel olayının ardından kaç ay geçti? Dün neler yazılmıştı köşelerden ve unutuldu değil mi? Hangi dere yatağından evler başka yerlere kaydırıldı? Belediyeler ne gibi önlemler aldı? Yeni bir felaket gelmeden olayları takip edenler var mı?
Bombalar patladı cephaneliğimizde, canlar gitti iskeletin parçalanmışlığında. Zannediyor musunuz diğer cephaneliklerimizde Hindistan veya Pakistan gibi ülkeler olmasa da, gelişmiş ülkeler düzeyinde önlemler alınacağına?
Terör’de iktidar ve muhalefetin birbirine mektup yazma dışında yüz yüze görüşme cesareti gösteremediği, tartışamadığı, birbirlerinin görüşlerine değer vermediği bir ortamda neler yapılabilinir?
Neden PKK’nın Kandil’de yuvalanmasına destek çıkan dış güçlere aldırış etmeyen bir dış politika belirleyemiyoruz? Gerekirse nereye kadar gidilecekse hava ve kara harekâtını yapamıyoruz, “ya istiklal ya ölüm” diyerek.
Ve neden üç günlük askerlerimizi gerilla savaşının içinde kaybediyoruz? Örneğin teröristlerin en çekindiği bordo berelilerden oluşacak tümenlerin herhangi bir olayda hareket kabiliyetini daha da hızlandıramıyoruz?
Neler yapmalıyız?
Gündüz halk, gece terörist faaliyetini yapanları nasıl ayırt edeceğiz?
Dağa çıkan gençleri nasıl iş sahibi yapacağız?
Doğu’da PKK’ya yönelen ve devletine taş atan başta çocuklar olmak üzere halkı nasıl kazanacağız?
TIR, Kamyon ve iş makinelerinin yakılmadan doğu ekonomisini nasıl canlandıracağız ve yöre halkının kültür seviyesini nasıl yükseltip, mutlu bir toplum yapacağız?
Ankara Antlaşması gereğince Irak’ın sınır güvenliğinden sorumlu olduğunu onlara diplomasi dilince nasıl hatırlatacağız ve bu konuda ne gibi önlemler alacağız?
İşte Atatürk bu Cumhuriyeti nasıl önemli devrimlerin kararlılığında kurdu ise, bizde yukarıda küçük bir bölümünü belirttiğimiz konularda radikal kararları bir an önce cesaret ve kararlılıkla hayata geçirmemiz lazım. Sanırım bunun düğümü de, ABD’den icazet almadan bağımsızca karar vermemizden geçiyor.
Yoksa geçecek zaman kaybı ülkemizi daha istenmeyen felaketlere sürükleyecektir. Zira bağımsızlıklarını başka ülkelere teslim edenler, o ülkelerin kölesi olmaktan kurtulamazlar!
Bunun içinde aç kalacaksın ama kuyruğun dik olacak!
Yanılan var mı?
Seçimlerin bir sürülüğü yaklaşıyor… Oy için yine İsrail’e kükrenecek! “Van Minitler” havada uçuşacak. Unutan beyinler, bağırıp çağıran ve gürleyen siyasete, istem dışı el çırpacak! Bir makarna ve sütün gevşekliğinde bedenler yine uyuşacak… Karşı partilere suçlamalar meydanlarda gırla gidecek yine İsmet Paşa hatta Ataya kadar uzanan dillerde…
Yani çözümden çok suçlamaların oy avcılığı her yanınızı saracak!
Hollanda’da Dünya Kupası’na kötü başladık… Suç CHP’de!
Okullar başladı 1 nci sınıfların 87 kişi olacağı söyleniyor… Suç CHP’de!
85 yaşındaki sürücü benzinliğin marketine dalınca felaket kaçınılmaz olmuş, Suç CHP’de!
Adam karısına kurşun yağdırdı! Suç CHP’de!
Afyonkarahisar Valisi 25 parçalanmış şehidimizin acısına yanan Genel Kurmay Başkanı’na makamında hediyeler veriyor! Suç kimde? Tabi ki onu oraya atayan CHP’de!
Siirt Üniversitesi Rektör seçiminde 100 vaat verip 3 oy alabilen Prof Murat Erman Çankaya’dan birinci çıkarak rektör olarak atandı. Suç kimde yine CHPde!
Yolda giderken kafaya saksı düştü! Suç CHP’de!
Tavuk artık yumurtlamıyor! Suç kimde?
Hadi onu da siz bulun!
Ertuğrul Erdoğan