content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

19 Oca

Şu Akkuş’un Gürgenler

Türküler bulundukları yerin özelliklerini en iyi anlatan folklorik yapılardır. Makamının yanı sıra türküde geçen sözler yörenin neşelerini, adetlerini, hüzünlerini ve daha birçok özellikleri hakkında bilgi verirler.

Biz bir Ege türküsü ile bir Karadeniz türküsünü kolaylıkla ayırt edebiliriz. Hem sözleri hem müziği birbirine benzemez. Bu sebeple türküler kültürümüzün önemli unsurlarıdır.

Lafı uzatmadan “Şu Akkuş’un gürgenleri” türküsü hakkında birkaç laf edelim. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bir türkü bulunduğu yöreye ancak bu kadar yakışır. Hem ezgisi hem de sözleri çok anlamlıdır. Akkuş’u bilmeyen bunu anlayamaz.

Aslında türkünün sözleri sabit değildir. Söylense çok uzar gider. Hiçbir türküde bu özellik yoktur. Halk müziği formunda olduğu halde beyitlerden kuruludur. Yani okuyucu iki mısraya bir anlam yüklemiştir.

Şimdi çok uzatmadan birkaç misal verelim:

Şu Akkuş’un gürgenleri yıkılmadı mı?

Yar üstüne yar sevmeye sıkılmadın mı?

Bundan açık ifade mi olur. Burada gürgenler bile yerinde sabit dururken; yar üstüne yar sevecek kadar ahdinde durmamak olur mu? Hem beldenin bitki örtüsü hakkında bilgi verirken hem de “utanma ve arlanma duygusu ile vefa” kavramları aynı anda dile getiriyor.

Reşadiye önünde akıyor ırmak

Her yiğidin kârı değil sözünde durmak

Yine coğrafi bir bilgi ile, insani bir temenni bir arada kullanılmış. Irmak Reşadiye önünde hep akar da; ancak yiğit olan sözünde durur. Aynı anda biri canlı diğeri cansız iki unsur bir arada kullanılmış.

Irmaklarım çağlıyor da çağlatma yârim

Yetimlikten büyüdüm de ağlatma yârim

Hüzünlenmeyi, içli içli ağlayarak gözyaşı dökmeyi, ‘ırmaklarım çağlıyor’ şeklinde harika bir benzeteme yaptıktan sonra; ‘yetimlikten’ büyüdüğünü çok çile çektiğini ima ederek ‘ağlatma yarim’ diye sesleniyor. Artık bu çileye kendisine gösterilecek sevgi ile son verilebilir olduğunu anlatmaya çalışıyor. Öyle olmasını istiyor. Çok şey mi istiyor yani?

Alçaklardan götürsünler benim Salımı

Düşmanlara bildirmeyin garip halımı

Yine ilk mısra da coğrafi bir bilgi saklanmış. Garip bir ömür sürüp bunu kimselere bildirmemek, başkalarına boyun eğmeden yaşamanın en veciz ifadesidir. Çünkü hayata ve belki daha güçlülere karşı sessiz bir direnişin, onurlu bir duruşun ifadesidir. Kısaca mertliğin bir değişik dile getirilmesidir. Ancak öldükten sonra yapacağı bir şey yoktur. Alçaklardan demekle yerleşim yerlerinin bölgenin daha yüksek kısımlarda olduğunu kastederek halini kimseye bildirilmemesini istiyor. Öyle ya belki hakkında ileri geri konuşacak olan tutar. Bu bir insani duruştur aslında ve hakkında çok söz söylenebilir.

Efendim yerimizin sınırlı oluşundan dolayı iki mısra ile son vermek istiyorum. Yoksa her mısra bir yazı konusu olacak kadar derin.

Keltepe’nin taşlarını koyun mu sandın?

Sevip sevip ayrılmayı oyun mu sandın?

Yine coğrafi bir bilgi ile soyut ve somut iki kavram. Keltepe Akkuş’ta bir yerin adı. Taşlar uzaktan çeşitli şekiller de görünebileceği gibi yapıları itibariyle koyunu andırmakta. Ayrıca koyunculuk ile de bilgi verilmekte. Ancak asıl anlatılan daha da derin. Siz Keltepe’nin taşlarını koyuna benzetebilirsiniz ama sevip sevip ayrılmayı nasıl izah edeceksiniz?

Göz yanlış görebilir. Ancak gönül bir yanılmaz. Demek siz gözünüzün gördüğüne iltifat ediyorsunuz. Fakat bu bir maharet değil. Bunun mazereti de olmaz, olamaz.

Evet sevgili okurlar. Akkuşlunun ne kadar mert ve insani duygulara sahip olduğunu bu mısralar göstermiyor mu?

Son olarak açıklama yapmadan iki mısra ile noktalayalım:

Şu karşı ki tarlayı da kime sürdürdün?

Sen gurbette ben sılada beni öldürdün.

Gurbette ve sıladaki bütün Akkuşlulara selamlar…

Zeki ORDU

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank