Strese Karşı Otojenik Eğitim
Stres kelimesinin sözlük anlamında "Stres; çevremizde ya da içimizde oluşan, tehlikeli bulduğumuz ya da gördüğümüz, huzurumuzu kaçıran ve bizim hareket kabiliyetimizi şu veya bu biçimde kısıtlayan olaylara karşı, bedenin ruhsal, duygusal ve bedensel bir reaksiyonudur" der.
Günümüzde yaşam koşulları bireylere aşırı sorumluluk yüklediğinden, stres bir moda kelime olmaktan çıkmış ve üstelik strese maruz kalmanın yaşıda düşmüştür. Bir çok insan, yaşadığı aşırı stresli yaşam yüzünden, sosyal yaşamının alt üst olması ile birlikte maalesef hayatınıda kaybetmektedir. Hayatı çok hızlı yaşadığımız bu yüzyılda her kim; kendisinin stresten korunduğunu söylüyor ise, o kişi ya ölmüştür ya da bu gezegende yaşamıyordur.
Strese neden olan etkenler çok yönlüdür. Vücudumuzdaki her hangi bir ağrının nedeni stres olabileceği gibi, duygusal bir faktör olan aşık olma da strese sebebiyet verebilir. Gürültü, yoğun trafik, parlak bir ışık, zaman baskısı altında olmak ya da yapmamız gereken önemli bir işi devamlı ertelemek, parasal sorunlar vb. strese neden olduğu gibi bir başkasına duyulan öfke bile stres nedenidir. Eger bedenimiz, beynimiz bir işin üstesinden gelmek için o konuya enerji harcıyor ise o konu stresin kaynağı olabilir.
Stres altında kaldığımızda Kas Tonusu gerginliği, belirgin bir biçimde artar. Devamlı stres bedende gerginlik, kasılma (kramp) ve adele sertleşmeleri gibi semptomlar oluşturur. Bu rahatsızlıklar ne yazık ki genelde spor yapmanın bir nedeni olmayıp, bedenin ruhsal yönden baskı altında olmasının neticesidir. Fark edemediğimiz, ve çok fazla önemsemediğimiz stres, bedenimiz üzerindeki etkisini göstermeye devam eder. Stres nedeni ile oluşan enerji tıkanıklığı bir saatli bomba gibidir. Genelde bizler bu bombanın fitili olan stres kaynağını arayacağımız yerde, "devamlı mızmızlanır, patrona karşı, rengi solduğu ve eskidiğinden dolayı gözümüze çirkin görünen bir koltuğa karşı" içimizi yer, kendimize zarar verici bir yaklaşımla bombaya daha çok patlayıcı madde ilave ederiz. Stres altında iken yaptığımız bir çok işin verimi, en az seviyeye düşer. Stres kaynağını değiştirebilmek için, o kaynağa başka bir bakış açısından bakabilecek enerjimiz, gücümüz kalmaz. Oysa "patron ile yapacağımız olumlu bir konuşma, koltuğun üzerine alabileceğimiz ya da dikebileceğimiz yeni bir kılıf " bizi mutlu kılacağı gibi patlamaya hazır olan bombanın fitilini söndürebilir. Bu şekilde bir davranış ile patlayacak olan bombanın vereceği zarardan kurtulmanın mutluğunu yaşar, bu güç ile ruhumuzu ve bedenimizi gerginlikten sıyırarak rahatlarız.
Stres altında iken yaptığımız işler ve hissetiklerimiz, tek yönlü bir yolda araba kullanmak gibidir. Arabayı kullanırken dışarıya bakmak, çözüm yolları aramak, fazla enerji harcadığımız stres kaynağı tarafından yasaklanmıştır. Otojenik Eğitimin öğretisi ile yaptığımız egzersizlerde, arabayı kullanırken dışarıya bakabilir, bir çok yan yolu görebilir, gitmekte olduğumuz yoldan vaz- geçip başka bir yöne sapabiliriz.
Otojenik Eğitim ile Stres Hormonu Kabı Kontrolu
Stresli olduğumuzda bedene stres hormonlarının salgılandığını biliyoruz. Şimdi bu salgılanan hormonların, bedende bir kab içince toplandığını ve bu kabın belli bir kapasitesi olduğunu düşünelim. Bizler bu kabımızı uzun süre, normal kapasitesinin üstünde stres hormonları ile doldurursak ve bu dolum işleminde sonunu göremiyorsak, kabımız alması gerekenden daha fazla Kortizon (stres hormonlarından biri) ile dolacaktır. Bundan korunmak isteyen hücrelerimiz, korunma mekanizmalarını çalıştıracak Membranı (hücre duvarı) kalınlaştıracaktırlar, bu davranışta hücrelerin sertleşmesine neden olacaktır. Bu hücrelerin kendilerini korumak için baş vurdukları bir yöntemdir. Bu yöntemin olumsuz bir neticesi olarak da, hücreler yeterli besin ve oksijen alamazlar. Yeterli beslenemeyen hücreler yaşamlarını sürdüremeyebilirler, bunun neticesi olarakta organlarımız zarar görmeye başlar ve görevlerini yapabilmekte yetersiz kalırlar. Bedende Pisikisomatik rahatsızlıklar kendini göstermeye başlar. Stres hormonu salgısına neden olan problemin ana nedenini bulmaksızın kullanılan ilaçlar, Genelde de yetersiz kalır, fayda etmez. Etmediği gibide aynı davranışlar ile devam etmemizi sağlar. Böyelece kabımız dolmaza devam eder, kabımız doldukcada, daha ağır hastalıkların baş göstermeside kaçınılmaz olur.
Otojenik eğitim ile, strese karşı bir savaş açabildiğimiz gibi, bedenimizdeki bu stes hormonu kabının kapasitesini aşacak bir biçimde, stres hormonları ile dolmasına da engel olarak, bedenimizi devamlı stresin kaçınılmaz sonu olan ağır rahatsızlardan koruyabiliriz.