Soykırım Şantajı…
Almanya’da, soykırımı tanıyan ülkeler safına katıldı. 650 kişilik mecliste 250 kişinin katılımı ile karar alındı.
1- Almanlar dahil, herkes bilmektedir ki; böyle bir soykırım yapılmamıştır. Kaldı ki; o tarihte, Türk Ordusu Alman komutanların yönetiminde idi. Sadece, tehcir bölgesinde, üst rütbeli 80 Alman subayı görev yapmakta idi. Ortada bir suç varsa, en büyük pay, Almanlara aittir.
2- Şüphesiz; soy kırım lafını ağzına alacak en son ülke, Almanya’dır. Zira, sicilleri bellidir. Yahudi katliamı, hala hafızalardadır. Kaldı ki, Almanya bu ayıptan ders almamıştır. Hala, ırkçıdır ve Nazi ruhu taşımaktadır. Başta Türkler olmak üzere, yabancı düşmanlığı had safhadadır. Solingen faciası başta olmak üzere, yapılan saldırılar, işlenen cinayetler, yakıp-yıkmalar, birer yüz karası olarak sürüp gitmektedir.
3- Aynı parlamento, daha önceki yıllarda, tam aksine kararlar vermişti. Şimdi hem iç politika malzemesi, hem de Türkiye’ye şantaj aracı olarak, bu karar alınmıştır. Kaldı ki; Fransa’nın aldığı karar ile ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin lehimize verdiği karar da ortadadır. (Umarım, dış politikada acizliği sergileyen iktidar, başvuru yapmayı unutmaz.)
4- Şu anda; tüm Dünya’da, Vatikan’ın ve Siyonist-Evangelist işbirliğinin körüklediği bir Türk ve İslam düşmanlığı hüküm sürmektedir. Buna bağlı olarak, Türkiye dahil, tüm İslam ülkelerinde kaos yaşanmaktadır. Terör azdırılmıştır. Oluk oluk Müslüman kanı akıtılmaktadır. Her taraf harabeye dönmektedir. Ve ne yazık ki, İslam Dünyası; aciz-cahil-dağınık-demokrasiden nasipsiz ve sömürücü ülkelerin kölesi durumundadır. Hiçbir tepki gösterecek durumları yoktur. Aksine; her türlü tavizi vermekte, kendilerinden nefret edenlere yaranmaya çalışmaktadırlar. Kültür emperyalizmi ile tüm dini-milli ve ahlaki hasletleri yok edilmiştir. Zavallı duruma düşürülmüşlerdir.
5- Batı’nın tarihi, kara-iğrenç-insanlık dışı sahifelerle ve özellikle soykırımları ile doludur. ABD-Rusya-Çin-Japonya-İngiltere-İspanya-Portekiz-Almanya-Hollanda-Belçika-İtalya-İsveç-Norveç-Fransa-Ermenistan-Bulgaristan-Avustralya-Yunanistan-Avusturya; velhasıl tüm Batı, bugünkü zenginliğine, sömürü-katliam-hırsızlık ve uğursuzlukla ulaşmıştır. Tüm Afrika’yı- Asya’yı-Güney ve Orta Amerika’yı, soyup-soğana çevirmiş; yakıp-yıkmış; Kızılderili’sinden- Japon’una/Müslüman’ından- Yahudi’sine/ Zencisinden-Aborjinine , Sarı ırkına herkesi yok etmiştir. Ve yok etmeye de devam etmektedirler. Yağmacılıkları sürüp gitmektedir.
Kırım, Ukrayna, Hocalı, Bosna, Ruanda, Kongo, Güney Afrika, Tunus, Fas, Cezayir, Libya, Mısır, Uygur Bölgesi, Cezayir, Hindistan, Irak, Filistin, velhasıl saymakla bitmeyen katliam alanları. Ve en fazla da, Türk ve Müslüman kanı dökülmüştür. Kırım’da, Balkanlar’da, Anadolu’da akılları durduran facialar yaşanmıştır. Bizi suçlayan ülkeler, Ermenilerin, Rusya, ABD, İngiltere, Fransa gibi devletlerin uşaklığını yaparak; kahpece bizi arkadan vurduklarını ve en az 579 bin kardeşimizi şehit ettiklerini bilmezler mi? Bilirler de, Türk ve İslam düşmanlığı vicdanlarını/akıllarını/mantıklarını dumura uğrattığı için, bilmez görünürler.
6-Peki bizim hiç mi kabahatimiz yoktur? Aksine çoktur:
a) Tek kişinin aklına bağlı; kimseye danışmayan; agresif, herkese akıl veren, herkesin içişlerine müdahale etmek isteyen, dış politika sayesinde; tek bir dostumuz kalmadı. Dış itibarımız sıfıra indi. Bizi ciddiye alan yok.
b) Her gün konuşmakla; kavga ile, hakaret ile, şantaj ile, ‘’biz büyük devletiz’’ demekle, tehditle, ağzına her geleni söylemekle, bu duruma düştüğümüzü “haysiyetli yalnızlık’’ masalı anlatan iktidar hala anlamıyor.
c) Bu ülkenin çok değerli, halen emekli diplomatları mevcuttur. ( Faruk Loğoğlu- Nüzhet Kandemir- Yaşar Yakış- Onur Öymen- Osman Korutürk- Volkan Vural- Uluç Özülker, vs. vs.) Ama, iktidar bunlardan yararlanmayı, bir ‘’istişare ve strateji tespiti ekibi’’ kurmayı düşünmez. Gurur ve kibir, kişilere sadece kendi aklını tavsiye eder. Danışmaya tenezzül ettirmez. Neticede, soykırımı tanıyan ülke sayısı 29’a çıkar ve bunun 22’si, sizin döneminizde olur. Hiçbir ciddi tepkiniz de görülmez. Sadece, bağırır-çağırır ve göstermelik olarak büyük elçileri geri çağırırsınız. Almanya’daki 3,5 milyonu bile harekete geçirmez; 11 Alman yalakası (güya Türk asıllı) milletvekillerine bile söz geçiremezsiniz. Bu çalışmalar 14 aydır devam ettiği halde, oturur seyredersiniz. Vize muafiyetis masalları anlatırsınız. Bu arada, Afrika seyahatleri ve alınan 44 fahri doktora ile avunursunuz. Almanlara, hava üslerini bile kapatamazsınız. Sizin gücünüz; içerideki mağdur ve mazlumlara yeter.
Zaten, ülkenin bu durumu da, sizce önem arz etmez. Yeter ki, başkanlık sistemi gerçekleşsin. Tek adam iktidarı, iyice pekişsin. Ve Türkiye, Dünyadan iyice kopsun…