content
30 Nis

Sorunlar Yumağı

SORUNLAR YUMAĞI

Son Siirt olayları,
Daha önceki Mardin, Ş.Urfa, Diyarbakır, vs. vs. olayları,

Küçük yaştaki kız ve erkek çocuklara tecavüz.

Töre cinayetleri…

Kan davaları…

Kap-kaç ve hırsızlık çetelerine ucuz ve bol eleman…

Uyuşturucu madde kaçakçılığı…

Silah kaçakçılığı…

Büyükbaş hayvan kaçakçılığı…

İnsan kaçakçılığı…

Organ mafyası…

Başlık parası…

Berdel uygulaması…

Çok eşlilik, kuma…

Ağalık sistemi…

Feodal yapı…

Aşiretçilik…

Aşiretler arası çatışmalar…

Hızlı ve yoğun nüfus artışı…

İşsizlik…

Eğitim eksikliği…

Cehalet, cehalet, cehalet…

Tüm bunlar, bölgenin yıllardır süregelen sorunları.

Kendini Kürtlerin temsilcisi sayan Kürtçü partilerden bugüne kadar hiç biri, bu sorunların tek birine dahi, hiç ama hiç ilgi göstermedi, her nedense! Bırakın çözmeyi, çözmek için en ufak bir girişimde dahi bulunmadı, el atmadı ne yazık ki!

Bütün bunları bir kenara bırakıp, görmezden gelip ne dediler sürecin başlangıcında; “Kürt dili, Kürt kültürü, Kürtçe konuşulsun, Kürtçe eğitim serbest olsun. Kürtçe isim verilsin. Kürtçe Tv kurulsun” falan, filan…

“Tamam konuşun, tamam olsun, tamam verin” denildi, üstüne üstlük bırakın izni, Kürtçe TRT ŞEŞ kuruldu Devlet eliyle, böylece hazıra konmuş oldular.

Konuştular, dershaneler açtılar, isimler verdiler. Coşkuyla açılan dershaneler, ilgisizlikten hüsranla birer birer çok kısa sürede kapanıverdiler. Kurulan Kürtçe Tv’yi seyretmediler, üstelik eleştirdiler.

Kürtçe isimler verdiler birbirlerine, rahatlıkla birbirlerini tanıyabildiler, hitap edebildiler, seslendiler! Gerçi, bu isimlerin çoğu, hem de büyük çoğunluğu Farsçaydı ama, olsun yine de koydular, nüfus cüzdanlarına yazdırdılar Kürtçe isim diye.

Yetmedi; “Yerleşim yerlerinin eski Kürtçe isimleri geri verilsin” dediler.

Hemen yeni tabelalar basıldı, herkes gitmek istediği yere kolayca ulaşabildi bu sayede! Eskiden, kendi köyünü, tabelalar Türkçe olduğu için bulamıyordu vatandaş çünkü! Şükür, artık kolayca yolunu bulup gidebiliyor!

Her nedense, terör bunca açılıma rağmen bitmedi, hatta tersine arttı bile. Hâlbuki Kürt insanının, Kürt vatandaşın talepleri (!) birer birer yerine getirilmişti! Niye böyle oldu, hepimiz hayret ettik!
Yetmedi; “Kürt kimliği tanınsın, anayasal güvenceye alınsın” dediler, Apo’nun söylediği “Demokratik Özerklik Projesi”ni, “olmazsa olmaz” diye dayattılar.

Projenin özü şuydu; “Ben kendi kendimi, kendi istediğim gibi yönetmek istiyorum”du. “Kendi meclisimi, ordumu kurayım, kendi eğitim sistemimi uygulayım, kısaca kendi kendimi, her şeyimle ve kendim yöneteyim”di.

Ve, dikkat kesilin; “Türkiye’yi bölmeden”!!! Laf aramızda, “Daha nasıl bölünecekse!”…

Şimdilerde deniyor ki; “Apo’ya özgürlük, en azından ev hapsi”…

“Kabul edersen; ne alâ, yok etmezsen; savaş daha da şiddetlenerek yeniden başlar”.

Talep ve tehditler bitmiyor, görüldüğü gibi kabul edilemeyecek seviyede, giderek de artıyor.

Samsun’da bir vatandaş tarafından atılan “yumruk”, Giresun ve Ordu’dan gelen şehit haberleriyle, cenazeleriyle cevap buldu.

Şu günlerde şehit haberleri ve cenazeleri sıklaştı…

Allah rahmet eylesin.

Geride kalanlara, yakınlarına, vatandaşa; çokça “sabır”, birilerine de; az da olsa önce “akıl” ve sonra biraz da “fikir” eylesin Ya Rab…

Sabahattin Talu

sabahattintalu@gmail.com

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank