Sorgulanan “Sahte Milliyetçilik” ve “Sahte Sol”dur
Onlarca seçim oldu. Hepsinde de, hem MHP hem de CHP yenik çıktı. Ama bu kez farklı bir şey izliyoruz.
Eskiden de eleştiriler olurdu. Bu kez eleştiriler, şimdiye kadar gördüklerimizden çok farklı gelişiyor.
Sahtelerin, sahteliğinin
deşifre olduğu bir döneme girdik.
Bireyselleşen ve bireysel çıkarlarının büyütülmesini isteyen belli bir kesim oluştu. Toplum içindeki önemli ayrışmaların maddi bir temeli var. Çıkarlarını büyütememesinin nedeni olarak, Amerika ve Avrupa’yı gördü.
Bu kitleler muhalefet tarafından önlerine konulan siyasetlerin Batı ve Amerikan merkezli olduğunu anladı. Her ne kadar iktidar da Amerikancıysa da, o kendisini milliyetçi olarak anlatabiliyordu. Dinci olarak anlatabiliyordu. MHP’nin ne dinciliği ne de milliyetçiliği bir işe yarıyordu. Çünkü iki anlayışın içinde de antiemperyalizm yoktu.
CHP içinde aynı şeyler geçerliydi. Sol diyordu. Her şeye Amerikan merkezli bakıyordu.
Bu kitleler, Amerika’nın ve Avrupa’nın yanında kalarak, ne çıkarlarının savunulacağına, ne de birlik ve bütünlüğün savunulacağına inancı kalmadı.
Birçok olay bu kitlenin gözünün açılmasına neden oldu.
Amerika Libya’ya asker dedi. Afganistan’a asker dedi. Muhalefet de olur dedi. Amerika Suriye’de bir siyaset yürüttü. Muhalefet de aynısını yürüttü. Irak’ın kuzeyinde Barzanistan kurulurken de muhalefet ses çıkarmadı.
Muhalefet olarak, NATO, OECD, DB, GB Amerikan gizli istihbarat anlaşmalarına ses çıkarmadı. Uluslararası tekeller, kurumları ile ülkemize yerleşirken, muhalefetten ses çıkmadı. Hatta destek geldi.
Özelleştirmelerle Cumhuriyetin maddi ve manevi birikimleri yağmalanırken muhalefet etmediler.
Muhalefet iktidarı, Batının eleştirdiği şekilde eleştirdi. Ulusal pazarlar yağmalanırken, ne MHP’den, ne de CHP tık çıkmadı.
Bahçeli’nin sicilinde zaten solculuğun her türü ile savaşmak vardı. Vatanı savunan solcularla da, Amerikan düzeninin kurulması için savaş vermişti.
Bu sebeplerden, şimdilerde, sorgulanan “sahte milliyetçilik” ve sahte “sol”dur.
AKP’ye giden oylar, bu anlamda, tepki oylarıdır.
Sol’un ve Milliyetçiliğin sahtesi olur da, dinciliği sahtesi olmaz mı?
Elbette olur. Ama sahte dinciliği nasılsa önümüzdeki günlerde yeterince sorgulayacağız.
CHP eski Genel Başkan Yardımcılarından Faruk Loğoğlu, Zaman Gazetesine köşe yazarı olmuş.
Dincilerin bile, Amerikancı diye dışladığı Fethullah’ın, en önemli yayın organında, köşe yazarı olmak, ne anlama geliyorsa, yorumunu size bırakıyorum.
İşte ülkemizin önüne sol diye konulan Amerikancılar bunlardır.
İşte ülkemiz önüne milliyetçi diye konulanlar bunlardır.
Sorgulan ne CHP’dir. Ne MHP’dir. Sorgulanan sahte milliyetçilik ve sahte sol’dur.
Amerika’nın dünyadaki etkinliği azaldıkça, Amerika’nın ulus devlet içindeki temsilcilerinin de etkinliği azalır. Bu hem iktidar, hem de muhalefet için geçerlidir.
Seçimin gerçek anlamı burada gizlidir.
Bir sonraki seçime MHP’nin AKP içinde eriyeceğine(ülkeye iki dinci parti fazla) inanıyorum.
CHP’nin de yeni bir parti doğurmaya gebe olduğuna inanıyorum.
Biz böyle tahmin ediyoruz ama şöyle de bir durum ortaya çıkabilir.
Biliyorsunuz ülke çok borçlu ve yeni sıcak paraya ihtiyacı var.
Amerika bu borcu vermek için yeni tavizler ister.(Federasyon vb.) Bu tavizlere hangi parti muhalefet eder, üretimden ve birlikten yana tavır alırsa, o parti öne çıkabilir.
bulentesinoglu@gmail.com