Sonsuz Pencere
Işığa bakan, daima kapanmayacak bir pencereydi o.
Kalbini, ruhunu, gönlünü ilmek ilmek nakşeden bir cumhuriyet aydını, gerçek bir insandı. Haklı davasında kendinden asla ödün vermediği bir çizgide, kelimelerini ölümsüzlüğe taşıyan tabiatıyla, güneşe açılan bir pencerenin mütevazı sahibiydi.
İlhan Selçuk'tan bahsediyorum. Onun damarlarıma işleyen köşeleriyle
üniversite yıllarımda tanıştım.Belki benim için bir talihsizlikti bu.
Çok daha önce tanımak isterdim. Yazılarını okumak. Onun engin ruhunda gezinmek.
İnci inci kelimelerinin duyarlılığını fethetmek isterdim.
Turhan Selçuk için' üzgünüm sana kır çiçekleri toplayamadım' diyecek kadar da ruha inen bir gönül insanıydı.
Yarını bekliyorum. Gaddarların karşısında hesap sorma şansını ona tanımadıkları için, yarını bekliyorum. Her zaman ki penceresi hiç durmadan güne bakacak.
Yarın cumhuriyette, avukatı Akın Atalay'a verdiği savunmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Fakat hiç kuşkusuz, onun öldüğüne inanıp, sevinen bir takım kesimlerinde yüzlerine inecek bir tokat olacaktır, İlhan Selçuk'un bu savunması.
Öyle de olmalı.
Kamuoyu önünde, böyle bir aydınlanmanın bilgesinin yazdığı savunma, şüphesiz ki, önemli bir belge, kanıt, haklı derinliklere vuran bir çığlıktır.
Muhakkak ki, anlayana bütün bunlar.
Vicdanları da vardır elbet!
Bilmem, var mıdır ki?
İlhan Selçuk'un yaşadıkları elbette asla unutulmayacak. Pencere neden kapanmayacak ebediyen?
Çünkü onun açtığı pencerede, güneşler ve yıldızlar eksik olmayacak.
Kimler geldi kimler geçti. Yunus Nadi’ler, Uğur Mumcu’lar, Turan Selçuk'lar ve daha niceleri.
Bu meşale, elden ele, gönülden kalbe sonsuz bir aşkla damarlarda ebediyetle yaşayacak.
Atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyetin evladı,
Cumhuriyetin büyük değerlerinden biri olan İlhan Selçuk'u saygı ve sevgiyle anarak, mekânınız cennet olsun diyorum.
İlhan Selçuksuz kuşkusuz bir yanımız boş kalacak, fakat şu bir gerçek ki,
penceresi asla kapanmayacak!...
Sevgilerle...
talihsizlik geç bulmak değil hiç bulamamak.hemde gözünün önünde sesini duyurmaya çalışırken. bakıpta o kişiyi görememesi, o kişinin hiç birşey hissettirememesi insanın içindeki kayıp.. sizdeki bu doluluk bizede hissettiriyo, böyle duyguların olabiliceğini gösteriyo her yazınız farklı bi his, amaç taşıyo. yüreğinize sağlık.)
Haziran 28th, 2010 at 23:42