Sonbahar Yeli
Sonbahar geldiği şu günlerde, dışarıda esen rüzgar bizlere yaşamın en doğru yüzünü göstermekte. Yaz gelir yakar, kavurur ardından renkler değişir ve gözlerin gördüğü hazan rengine döner. İçlerde bir garip yaşanmışlık oluşur. Sararmaya başlayan yaprakların teker teker yerlere dökülüşünü izleriz.
Gönlümüz bir yandan giden yazın burukluğuyla bekler, bir yandan da yeni gelen hüznü karşılamaya hazırlanır. İçimizde bıraktığımız çocukluğumuz bize seslenir. Görsel şölen sunan ağaçları seyreder, ayrılığı yaşayacak dallarının savruluşunu izleriz.
Kendinizle konuştunuz mu hiç böyle zamanlarda. Kalbinizin konuştuğu oldu mu hiç. Size çağrıştırdığı cümleleri seslendirebildiniz mi?
Camdan bakarken uçuşan her ne varsa onlar gibi uçmayı düşlediniz mi?
İnsana bir başka hayal kurdurur sonbahar, her gelişin bir gidişi vardır der, her yeni renkleri size hediye getirilmiş gibi farz edersiniz.
Sarılar, kırmızılar, ağarmış yeşiller hepsine birer mucize gibi bakarsınız. Savruldukça çıkan hışırtıları kulaklarınız delinmişçesine dinler, esen rüzgarın soğukluğunu değil de size anımsattıklarıyla ilgilenirsiniz.
Deniz bile bir başka kabarır hazanda, dalgalar resim çizer gözlerinizin en güzel baktığı yerde. Bembeyaz köpükler sizi sarar ve hırçınlaşmasına rağmen tat alırsınız. Denizin konuştuğuna inanır, gönlünüzden geçenleri sizinle paylaştığını düşünürsünüz.
Bir başkadır Sonbahar, çamurlu yeşil yol gibidir. Battıkça daha da gitmek istersiniz. Kokusunu içinize çekmektir, adına şiirler yazılmış bu mevsimi doyasıya yaşamaktır bütün gayeniz.
Ayrılık mevsimi derler, yaz boyunca yeşeren ağaçların, güneşin altında kavrulan yaprakların şimdi bir düş misali kendiliğinden bitmesidir. Bu mevsim yeniliğin habercisidir, ayrılığın değil de yeni dünyanın kapısıdır. Zaten yeni şeylere gidebilmek için, insanın önce bazı şeyleri terk etmesi gerekmez mi? Ayrılık böyledir işte bu mevsimde. Sancılıdır, acılıdır ama her yeni renk, her yeni yel size hayat gerçeğini anlatır.
Yaz aşkları bu mevsimde mi biter. Yoksa adı çıkmış dokuza, inmez sekize misali bu mevsimidir bütün şuçları işleyen. Yazın hiç suçu yok mudur? Bu mevsimde yeni aşk başlamaz mı? Ve savurur sizi ordan oraya çırpınmanız nafiledir. Doyasıya izleyin kaçmanız gereksizdir.
Yemyeşil bir göl kenarında tadını çıkarın bu mevsimin gözleriniz kapayın ve dinleyin. Hazan deyip te atmayın bir kenara. Geçmişten bu güne, tartın içinizdeki hazanlara ait düşlerinizi. Ağaçların her yeni savruluşunda, sizde bulmaya çalışın kapatılmış kapılarınızın anahtarlarını.
Unutmayın Sonbahardır bu size mucizeyi düşleten, bulduğunuzda o anahtarları çevirten.
evet canım aynen anllattığın gibi,ki birde benim olduğum yerde görmeni isterim sonbaharın denizle ve doğayla muhteşem gelişini.insan içinde ve özünde mutluysa her mevsim bahardır,ister kar yağsın ister yağmur,görmek istediğin renklerle bakman yeterli.
Eylül 12th, 2010 at 20:13Her mevsim aslında ayrı bir güzeldir.Ama benim için nedense hazan mevsimi daha farklıdır.Belki de tam da yazında değindiğin gibi biraz yazdan kalıntılar öte yandan da kıştan izler getirdiği içindir.Hazan mevsiminin tılsımı ayrı bir güzeldir. Çok güzel betimlemişsin Nesrincim.Yine yüreğine sağlık.Sevgiyle kal....
Eylül 12th, 2010 at 22:02Yazınızı okudum
Eylül 13th, 2010 at 00:03Teşekkür ederim.
Çapar Kanat
Çiğ Süt üreticisi
Hepinizin yüreğine teşekkür ederim...
Eylül 14th, 2010 at 15:09eskiden sevmezdim sonbaharları hüzündü hazandı benim için ama olgunlaştıkça anlıyor insan sonbahar demek: bir başka bahar için yaprak dökümü demek.. kuzimm olgunlaşıyorsun ve hayatın tadını bir başka anlıyorsunn kalemine sağlık.
Ekim 9th, 2010 at 14:21