content
21 Kas

Son Başlangıçtır!

Dünya hayatının fani olduğuna inanalar için her şekilde son diye bir durum söz konusu değildir.
Son, bir başlangıcın adıdır.
Sılamız, ahiretimizdir. Bu Dünya’da gurbetteyiz. Gurbet geçicidir. Asıl olan sıladır.

Bir sinema filminin sonunda yazan son da son değildir.

Belki Dünya’da son olarak ölümü düşünebiliriz, o da yukarıdaki anlattığım felsefe içinde son olamaz. Öyleyse son denen kelime bir yanılgıdan ibarettir.

Böyle bir vaziyet içinde kalan insanın bu kadar vasat yaşamasıdır asıl zulüm. İnsanın başına gelebilecek her türlü felaket, bu Dünya’ya aitse felaket değildir. Felaket, sıla hayatına zarar veren felakettir.

O zaman üzülmek anlamlı olur, anlamlandırabilen için.

“Bir büyük üstada hasta yatağında ölümü beklerken, öğrencileri dediler ki: Hocam bize son bir nasihat etseniz. Belki son değildi o nasihat, üstad şöyle dedi: Benden sonra, Tanrılık ve peygamberlik iddiasında bulunmayın. Öğrencileri: Aman hocam nasıl olur? Üstad: Söylediğiniz her şeyin anlaşılmasını beklemek bir peygamberlik iddiasıdır. İstediğiniz her şeyin olmasını beklemek bir Tanrılık iddiasıdır. İnsanı elim bir sukutun içine düşürüyor değil mi?

Bu istenen son nasihat, senin ilk nasihatin olsun. Çünkü son yok demiştik. Hep ilk var. Sonsuz bir hayata yelken açabilme adına. Sonsuzu talep etmek ve o bağlamda davranış göstermek. “Son” kelimesi ile amansız bir güreşe tutuşmak. Aslında olmayanla bir güreş, ne garip değil mi?

Geçici olana değer vermek, bir bozuk terazi vaziyetinden başka nedir?

Bu, ne karanlık bir bataklıktır. Batarken gülmek gibi, batarken… Karamsarlık çıkarma bu yazımdan dostum. Her kelimesi ümit vaat ediyor aslında. Ümitsiz yaşanmaz ki… Sıla beklentimiz de tamamen ümide bağlı, öyle değil mi? Aciz olan, sonsuz olanı kendi gayreti ile kazanamaz ki. İnsan Suresi’nden bir ayet: “Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz.” Yukarıdaki nasihatle birleştir, bir başlangıç kıl kendine. Seni harekete geçiremiyorsa, kendini iyice sorgula.

Yaşarken, gurbeti ihmale edemeyiz. Çünkü o, sılamız için yatırım yeridir. Bir zamanlar bu yazıya dayanak kıldığım vaziyeti bir şiir şeklinde terennüm etmeye çalışmıştım. Bir bölümünde özüne yaklaştım sanırım. Önce anlamak, sonra yaşamak. Bu gerçekleşmeden her şey güdük kalıyor.

“Dünya gurbet. Ahiret sıla

Âdem’den Muhammet’e

Var olabilmek

Gurbet içinde gurbet, sıla içinde sıla.”

Penceresi sonsuzluğa açılan bir Dünya tasavvurum var.

Gerisi beni ilgilendirmiyor. Sonlu olanla yoktur işim. Ben sonsuzluğa talibim. Hak eder miyim? Kim bilebilir ki, hak ettiğini ya da etmediğini.

“ Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz.”

Bu karışık durum içinde yaşıyoruz ya da yaşamaya çalışıyoruz.

Bir defa doğuyoruz, bir defa öleceğiz. Bir kere yaşama şansımız var. Bir atımlık barut meselesi, işin hülasası…

Yordum kendimi yazarken, yorul sen de okurken…

Haftaya da görüşebilmek umuduyla…

Hoşça bakın zatınıza…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank