Sokaktaki Akil İnsanlar…
Aslında birçok akil insan var.
İsmi duyulmamış, resmini göremezsiniz.
“Aklın yolu birdir” diye kişisel mücadele veriyor.
Ve ne mutlu ki kazanıyorlar.
Kendi adlarına, milletin yararına.
*
İki örnek.
Biri kadın, diğeri erkek.
Münevver Yahnıcıoğlu İstanbullu.
Bir bankadan kredi alır, kendisinden “Dosya masrafı” ve “ Komisyon ücreti” adı altında kesinti yapılır.
Haksızlık olarak niteler, dava açar.
Banka “ İşlemimiz yasaldır” der, direnir.
*
Tüketici Mahkemesi davayı, “ Müzakere edilmeden hazırlanan sözleşme” olarak niteler, “ İyi niyet kurallarına aykırı olduğu açıktır” gerekçesiyle davacı lehine sonuçlandırır.
Münevver Hanım, bankaya karşı ilk raundu kazanmıştır.
Dosya, Yargıtay’a temyize gider.
13. Hukuk Mahkemesi, kararı oy birliğiyle onaylar.
Üstelik “karar düzeltme yolunu” kapatır.
Münevver Hanım, bankadan kredi çeken tüketiciler adına komisyon, dosya masrafını kaldırttı.
Bu çabası, yüz binlerce kişiye emsal olacak.
Tabii, parayla yatıp-faizle kalkan bankalar bir yolunu bulana kadar…
*
İkincisi Van’dan…
28 yaşındaki A.K, babasının annesine resmi nikâh yapamadan öldüğünü…
Baba nüfusuna kaydını yaptırmak istediğini belirterek dava açar.
Ancak ne belge, ne tanığı vardır.
Mahkeme davayı reddeder.
Israrlı ve inatçıdır. Olayı avukat aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşır.
86 yıldır bu davalar “ zaman aşımı” hükmünden düşmektedir.
Yani…
Anne doğum sonrası bir yıl içinde babalık davası açabilir, bir daha dava hakkına sahip olamamaktadır.
Yine 18 yaşına giren kişi, bir yıl içinde babalık davasını açabilir, açmazsa hakkını kaybeder.
Üstelik ömür boyu…
*
Anayasa Mahkemesi konuyu inceler, “ Hak arama hürriyetinin süreyle kısıtlanamayacağını” kararını verir.
Yasayla düzeltilmesi için hükümete gönderir.
Hükümet bir yıl içinde düzenleme yapmayınca mahkeme kararı kesinleşir.
Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girer.
A.K “Ailenin korunması açısından” önder olur, çığır açar.
Şimdi yaklaşık 600 bin kişi bu haktan yararlanacak.
Başta kendisi babasının soyadını alacak.
*
Böyle…
Akıllı diye seçiyor, Meclis’e gönderiyoruz.
Onlar “ Akil adamlar” arıyorlar.
Sanki kadın olmazmış gibi!
*
Aslında akıl; şan, şöhret, para, pulda değil.
Kaldırımda, sokakta, yanı başında…
Yeter ki “N’aber” diye hatırını sor!
***************