Sizi Nasıl Unuturum?
“Unutmak kolay mı deme” diye başlıyor Abdurrahim Karakoç bir şiirine. İnsan bir şeyi isteyerek unutamaz ki. Şunu unuttum demek kolay mı? Gönül bu, makine değil ki…
İnsan hayatı hayal ile hatıra arasında gidip gelir. Gençlik yıllarında hayaller vazgeçilmeyen şeylerdir. Gönül bu, için dün yoktur. Olumlu veya olumsuz geçmiş bir çırpıda silinir. Yahut o öyle sanır. Onun için her şey yarınlarda ne yapacağıdır.
İnsan ömrünü hayaller ve hatıralar açısından devrelere ayırırsak dört devre çıkar önümüze. En güzel seneler çocukluk zamanıdır. Çocuk demek oyun demektir. Çok kişinin ilgisi ve sevgisi çocuklar üzerinedir.
Çocukluk devresi çabuk geçer. Artık deli dolu çağlar başlamıştır. Kavak yelleri nasıl ve nereden eser belli değildir. Her zaman ilkler unutulmazdır.
İlk liseye giriş, liseden mezun oluş, üniversite hayalleri, ilk kalp çarpmaları, tozpembe bir dünya, dünyanın en güçlü veya en güzel kişisi, yarınlar, umutlar…
Sonra ilk meslek, mesleğin ilk günü, kırmızı gül, nikâh…
Daha sonra, hane nüfusu iki, üç…
Hayallerde artık başkaları da var.
Yıllar yılları kovalar. Kırklı yaşlar atlatılır. Hafızada “tüh”ler, “keşke”ler, “cızz”lar… “Şimdiki aklım olsaydı” diye başlayan cümleler…
Ve hatıralar…
Hatıralar insan hayatının vazgeçilmezlerindendir. Tecrübe denilen şeyin temelidir. Ancak bunların çok azı yarınlara kalır. Çok kişi sözlü olarak anlatsa da zaman içinde kaybolur veya aslının dışına çıkar. Uçar yani. Yazıya dökülenler bir başka neslin faydalanacağı eserler olur. Kısaca hatıra bir tarihtir. Bir gönül tarihidir aslında.
Belki bu sebepten olacak Samsun İl Milli eğitim Müdürlüğü bir yarışma düzenledi. Öğretmenler arası hatıra yazma yarışması. Eserlerden 55 tanesi kitaba alınacaktı. Yani yarınlara kalacaktı. Bu yarışmaya ben de katılmıştım. Meslek hayatında 35 seneyi devreden birinin yazacakları olmalıydı muhakkak.
Sonuçlar açıklandı. Samsun ilinde ilk iki derce Terme´den oldu. Böyle önemli iki dereceyi ilçemize getiren arkadaşlarımızla gurur duyduk. Birinciliği Kozluk Fen Lisesi Müdür Yardımcısı ve edebiyat öğretmenlerinden Sayın Ülkü İrtem Hanımefendi ve ikinciliği Terme Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi edebiyat öğretmenlerinden Yılmaz İmanlık Beyefendi hak kazandılar.
İlk yazısını Terme Bilgi Pınarı Dergisi´nde okuduğum Sayın Ülkü İrtem Hanımefendi ile Terme Bilgi Gazetesi´nden köşe yazarı arkadaşım Yılmaz İmanlık Terme´nin ve bizlerin dahi öğrencilerinin gururu oldular. Kendilerini başarılarından dolayı tebrik ediyor, ilçemize katkılarından dolayı da teşekkür ediyorum.
Onlarla aynı dergide yazı yazarak bizim de çalışmalarımız bir değer kazandığı kanaatindeyim.
Atalarımız “Söz uçar yazı kalır” demişler. Yarınlara bir şeyler bırakmak ne güzel. “Baki kalan kubbede hoş bir sada imiş…”