Sizce Evet Mi? Hayır Mı? Ne Dersiniz?
Hepimizin de bildiği gibi Türk ulusu tarihimizden bugünlere kadar çok zor dönemler atlatmıştır. Ancak; ne kadar zor günler yaşasa da cesurca üstün zekâsı ile hepsinin üstesinden gelmiştir. Fakat uzun yıllardan beri de Türkiye kendi gücü ile bir adım ileri gideceği yerde, her geçen gün batının modeli ve bazı ülkelerin karşısında boynu bükük kalarak onların emrinde olma gafleti içindedir.
Halkımızı saf ve çocuk sanıp istedikleri gibi bu güzel ülkemizi yanlış yönetenlere ne zaman ders vereceğiz?
SİZCE EVET Mİ? HAYIR MI? NE DERSİNİZ?
Öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz ki birileri bir koltuk kapmış ama acaba nasıl kapmış. Üstelik oturduğu koltuğun vereceği görevleri bilmeden gelmişler bir yerlere. O işi bilmeyince de sadece koltuğun verdiği yetkiye göre anlamadıkları, gelecekte olumlu ve olumsuz neler getireceğini bilmedikleri konularda kararlar verip, kanunlar çıkarıp ahkâm kesmekle vebal altında kalıyorlar.
Halkımız ne yapsın, halk suskun, halk çaresiz, halk aç, susuz, işsiz, başına öyle bir taş düşmüş ki kaldırabilene aşkolsun. Demokrasi var diyorlar ama halkı sözüm ona korkutup, susturup, bazı konularda gözdağı verip, demokrasiyi yok etmediler mi? Ülkemizde Demokrasi var diyen varsa Allah aşkına söylesin var mı?
Atatürk’ün izindeyiz diye ağızları söylüyor ama kalpleri ve icraatları Atatürk’ü unutturmak için atmıyor mu? En ufak örnek: Kaç tane yetkilinin makam odasında hatta kaç tane işyerinde, kamu ve özel sektörlere bağlı mekânlarda, acaba Atatürk’ün posteri var. Öyle ki Atatürk’ün ilkelerini, Cumhuriyet’i korumak ve yaşatmak şöyle dursun Atatürk posterine dahi tahammüller yok. Bazıları da başucuna asıyorlar ama ellerinden gelse Atatürk’ü unutturacaklar işte amaç görüntü olsun diye asıyorlar. Sanki anlamıyoruz. Yazıklar olsun.
İhaleleri, kredileri her şeyi kendi görüşündeki kişilere vermediler mi? Zaten zengin olanlar iyice köşe dönmedi mi? Fakir daha fakir olmadı mı? İşçi, Memur, Emekli Esnaf, Çiftçi, kan ağlarken, iki üç işte kan ter içinde çalışarak evine ekmek götürme derdinde iken, kendileri bütün sülalesi ve yağcıları ile ülke ülke gezmedi mi? Emekçi ve alnının teri ile çalışan halkımız ezildi ve ezilmeye devam etmiyor mu?
Bilhassa Anadolu’nun kırsal kesimindeki kadınlarımız siyasi obje olarak kullanılıp, oy almak uğruna kadınlarımızın kızlarımızın beyni yıkanmadı mı? Türk anası siyasetin tek dayanağı haline gelmedi mi? Kadınlar altın günleri adı altında evlerde, geleceğimizin güvencesi öğrencilerimizin de beyinlerini yıkamak için dershanelerde seferber olanlara ne demeli? Okul müdürleri bile bile bu olan olumsuzluklara sessiz kalmıyorlar mı? Tabiî ki kalırlar zaten atadıkları Okul müdürlerinin çoğu da de kendi adamları değil mi?
Ülkemiz büyüyormuş öylemi? Bırakın Allah aşkına gittikçe uçurumun kenarına gitmiyor mu? Dış borçlarımız gırtlağa dayanmış, ABD ve bazı ülkelerin karşısında ceketlerin düğmeleri iliklenmiyor mu? Yalan mı?
Eğitim konusunda neler oldu, her şey iyice arapsaçına dönmedi mi? Öğretmen şaşkın, öğrenci şaşkın, veli şaşkın, Okul yönetimi şaşkın değil mi? Çünkü neden: Eğitim konusunda karar verenler, kanun çıkaranlar da deneyimsiz ve eğitimsiz. Eğitimin içinden gelmeyenler eğitim hakkında nasıl karar verirler hadi gelinde aklınız durmasın Dershane furyası almış başını gidiyor. Ortada eğitim değil sadece kar amacı ve öğrenciyi avlamak yarışı yok mu? Yalan mı?
Sağlık konusunda zaten hayat felç. Paran varsa yaşarsın, paran yok ise ölen ölür kalan sağlar bizimdir demiyorlar mı? Maddi durumunuz iyi değil ise hastalandıysanız yandınız. Paralı isen Türkiye’nin bütün Üniversitelerde Profesör ve Doçentlerin yüzünü belki görürsünüz. Hem dünyanın muayene parasını alırlar, yinede kırk naz ile muayene ederler. Yalan mı? Çünkü onlar sadece odalarının kapısını kilitleyip ders çalışmak, kariyer edinmek için varlardır. Nerede diye soranlara ise ya ameliyatta ya da bitip tükenmek bilmeyen sözüm ona toplantı da cevapları alırsınız. Siz hastanelerde sancı çeke çeke onları saf saf aramaya durun onlar kafa izni ile başka ile çoktan uçmuşlardır. Paran yoksa hastane polikliniklerinde sürünür sonra da çoğunlukla yanlış teşhis ve yanlış tedavi ile tesadüfen belki yaşarsınız. Sonra da ilaç israfı diyoruz, tabi ki olur.
Son yıllarda Türkiye’de her geçen gün şehitler vermeye devam ediyoruz. Kınalı kuzularımıza analar her gün ağıtlar yakmaya devam ediyor. Ateş düştüğü yeri yakar. Neden şehitlerimizin çoğu Anadolu’nun kırsal yöresindedir, buda mı tesadüftür sizce. Şu ana kadar hiçbir milletvekili çocuğu şehit oldu mu, Buda düşündürücü değil mi? Her dert garibin başına.
Sonuç olarak daha yazacak çok dertlerimiz var ama saymakla bitiremeyiz. Ülkemiz ve vatandaş öyle zor günler geçiriyor ki bunu hepimiz biliyoruz, farkındayız. Ama birileri çıkarları için susuyor çünkü işlerine böyle geliyor. Birileri gerçekleri görüyor ve haykırıyor ama onlarda susturuluyor. Halkı aydınlatıp, gerçekleri görmelerini sağlayanlar kimsenin işine gelmiyor. Çünkü kaymak öyle büyük ki yedi sülalesine yeter de artar bile. Bu durumda ise ezilen yine emekçi,. işçi, memur, esnaf ,çiftçi. Allah yardımcımız olsun demekten başka ne diyeyim.
TÜRKİYE ZOR DÖNEMLER GEÇİRİYOR. NE OLUR PENCEREDEN BAKMAYI BIRAKINIZ VE GÖREN GÖZLERLE YAŞANAN GERÇEKLERİ GÖRÜNÜZ.
Benden sizlere önerim ise şudur: İsterseniz etrafımıza tozpembe bakmayıp, kulaktan duyma bilgilere kanmayıp, kendi gözlemlediklerinizi değerlendirip geride kaybettiğimiz değerlere, halen yaşanan olumsuzlukları tekrar gözden geçirip ulus olarak azıcık ta olsa yaşadıklarınız karşısında kaderci değil, güçlü iradeniz ile gerçek Türk ulusu olarak cesur ve duyarlı davranmanızı öneriyorum.
Bunca yaşanan acı gerçeklerden sonra SİZCE EVET Mİ? HAYIR MI?
Elinizi vicdanınıza koyun ve kararı verirken vebal altında kalmayınız olur mu?
Daha yaşanılır bir Türkiye’de soluk almak temennimdir. Saygılarımla.
REFERANDUM TUZAĞI adlı makalemde neden HAYIR denmesi gerektiğini açıkça yazmıştım.
Aklıma çok güzel bir hikaye geldi, anlayana onu yazayım. Bu hikayeyi daha önce de yazmıştım
Bir zamanlar bir köyde tüm eşekler toplanmışlar ve köyün semercisinden çok şikayetçiymişler.Sonra biri TOPLANIP DUA EDELİM BİZE ALLAH YENİ BİR SEMERCİ YOLLASIN demişler ve öylede yapmışlar.
Bir hafta sonra semerci ölmüş ve köye yeni bir semerci gelmiş.Bir ay kadar güzel semeerler yapmış sonra o da işini savsaklamaya boşlamaya başlamış. Yaptığı semerler eşeklerin sırtına batıyor kanatıyor canlarını çok yakıyormuş. Eşekler 1 yıl dolunca yine toplanıp yine ALLAHIM BİZE YENİ BİR SEMERCİ YOLLA demişler
Bu durum defalarca tekrarlanmış semerciler geliyor gidiyormuş ve en sonunda eşekler toplanmışlar son defa
Şöyle dua etmişler
ALLAHIM BİZİ EŞEKLİKTEN KURTAR
Ağustos 5th, 2010 at 12:53