Siz Hangi Çocuğunuzu Öldürürdünüz?
Hayatında tek delikli kuruşu bile bir yoksulun boğazından geçmemiş vicdansızların ahkamlarından en büyük zararı mağdurlar ve yoksullar görmüştü.
Son birkaç yıldan bu yana deniz korsanlığıyla duyduğumuz Somali’de meğer neler oluyormuş. Savaşın, ölümün, kimsesizliğin, açlığın, susuzluğun, yoksulluğun, sefaletin kol gezdiği, insanların bir damla suya, bir lokma ekmeğe muhtaç bırakıldığı bir ülkeymiş Somali. Her izlediğim program ve haber beni biraz daha karamsar yapıyor. Ölümün en ağır yüzünü kalbimin en derin hücrelerinde hissediyorum.
Uyuyamıyorum geceleri. Gözlerimi kapattığımda yavrusunu ölümün kollarına bırakan çaresiz anneleri, açlıktan ve susuzluktan gözleri kabarmış bebekleri ve kemiklerini sayabileceğim çocukları görüyorum. Gözlerimi kapattığımda simsiyah gözleriyle nerede kaldın der gibi bakan, ellerini uzatan kara kıtanın kara yazgılı çocuklarını görüyorum. Bana, hangi çocuğumu ölüme bırakayım diye soran çaresiz anneleri görüyorum. Sonra, sırılsıklam uyandığımda bir daha kapatamıyorum gözlerimi.
Depremin, selin, açlığın vurduğu yerleri çok gördüm. Tsunami ve Deprem Felaketi yaşayan Endonezya’nın Açe bölgesinde de, Pakistanda da böylesine bir yıkım görmedim. Yiyecek tek bir buğday tanesinin, içecek bir damla suyun bile olmadığı bir durumu hayal etmek bile zor geliyor. Açlık ve susuzluk diğer hiçbir imtihanla benzeşmiyor.
***
Yoksula uzanan eller
Arkasında kimlerin olduğunu herkesin çok iyi bildiği Deniz Feneri E.V. ameliyatı ve kurgusu ile Türk milletinin mazlumlara duyduğu hissiyatın bitirilmesine çalışılmıştı. Gerçekten de Deniz Feneri E.V. ameliyatından sonra hem Türkiye Deniz Feneri ve hem de Diyanet, Kızılay, Kimse Yok Mu, İHH, Cansuyu gibi diğer kurumlarla, yardım ve dayanışma derneklerine yapılan bağışlarda önemli bir düşüş olmuştu. Hayatında tek delikli kuruşu bile bir yoksulun boğazından geçmemiş vicdansızların ahkamlarından en büyük zararı mağdurlar ve yoksullar görmüştü.
Ne hikmetse aradan geçen yaklaşık 4 yıllık sürede hep mübarek Ramazan ayında konu yeniden bir şekilde gündeme getiriliyor ve bu haberler hep Ramazanda yeniden ısıtılıyor. İnsan ister istemez şüphe duyuyor. Sanki, vatandaşlarımızın yardım ve dayanışma duyguları, en yoğun olduğu bu mübarek ayda katlediliyor gibi geliyor bana.
Sanıyorum bu pis oyunun kulisinde neler döndüğünü tüm Türkiye zaman içinde öğrenecek. Gerçekten tüy bitmemiş yetimin kör kuruşuna el uzatmayacağından emin olduğum Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, Zahit Akman, İsmail Karahan ve diğer gönül dostlarının bu mübarek Ramazan ayında neden çile doldurduğunu göreceğiz. Umarım adalet en kısa zamanda tecelli eder.
Zaman zaman gönüllüsü olarak çeşitli yardım faaliyetlerine katkıda bulunduğum hem Türkiye Deniz Feneri ve hem de Kimse Yok Mu, İHH, Cansuyu gibi diğer yardım ve dayanışma dernekleri ile Kızılay, Diyanet gibi kurumlarda yapılan bir çöp bağışının bile nerede, kime teslim edildiğinin hesabının her zaman verilebileceğine can-ı gönülden inanıyor ve güveniyorum.
***
Somali’yi unutmayın
Birkaç haftadan bu yana TV’lerde yapılan Somali’ye yardım çağrılarını vatandaşlarımız görmezden gelmiyor. Başbakanımızın da katkıları ile hem çeşitli kurum ve kuruluşlar, hem de vatandaşlarımız duyarlı davranarak tüm imkanlarını seferber ediyor.
Bu yazının yayınlandığı gün Başbakanımız Somali’ye gidecek. Umarım Başbakanımızın gidişi ile Somali’nin kara yazgısı değişir, el birliğiyle gönderdiğimiz gıda, tıbbi malzeme, ilaç ve diğer ayni ve nakdi yardımlarla milyonlarca Somali’li yaşama sımsıkı sarılır.
Savaşın, ölümün, kimsesizliğin, açlığın, susuzluğun, yoksulluğun, sefaletin ve kuraklığın vurduğu kara kıtaya bir el de siz uzatın. Tüm dünyaya bu milletin hayırseverlik ve yardım duygularının hiçbir ameliyatla köreltilemeyeceğini gösterin.
Biz ölümlerine ağlarken, her an bir yavrucağın daha gözlerindeki ışığının sönmesine izin vermeyin. Yaşanmamış acıklı hayat hikâyelerini okumayalım gazetelerde. Çaresizliğin, kimsesizliğin, acının ve ölümün kollarına bırakmayalım onları.
Basında okuduk. Çocuklarıyla birlikte yaya olarak yollara düşen anneler, açlık ve susuzluk nedeniyle, çocuklarını ölüme terk etme kararıyla karşı karşıya kalıyor. Açlığın ve kuraklığın pençesinde kıvranan Somali'de, kamplara sığınmak için çocuklarıyla yürüyen anneler, ellerindeki kıt yiyecekleri ve suları tükenmek üzereyken, "Hangi çocuğun yaşama ihtimali daha fazla, hangisini arkada bırakıp yola devam etmeli" şeklinde korkunç bir seçimle karşı karşıya kalıyorlar.
Siz Somali’li annenin yerinde olsaydınız hangi çocuğunuzu ölüme bırakırdınız?