content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Oca

Siz Hangi Akıla Sahipsiniz?

Akıllı olduğunu düşünen onca insan, aklıyla analiz yaptığını düşünen onca insan aslında bu coğrafyada aklıyla düşünmemektedir.
Ve onun içindir çektiğimiz onca acı ve çekeceğimiz çile...
Yaşadığımız onca çileden dolayı onlardan alacaklıyız...
Yaşadığımız onca mutluluğu ise akıl süzgecinden geçirilmiş başarılara -başaranlara- borçluyuz.
İdeolojik pencelerimizden baktığımız duygusal kimliklerimizi -belki de duygusal akıllarımızı- anlayacağınız gelişmemiş akıllarımızın yerine kullandığımızdan, çoğumuz kendimizin duygusal işleme dayalı aklımızı bulunmaz zannediyoruz.
Bakın sözde yazılanlara, bakın sözde konuşulanlara, bakın o bulunmaz, burnundan kıl aldırmaz pozlara geçmiş dünyanın boş böbürlenmesini görürsünüz...
Hani derler ya, “boş tenekenin sesi çok çıkar” atasözünde olduğu gibi, duygusal akıllarıyla, içinde hayatın damıtılmasıyla oluşmuş hiçbir şey taşımmayan hamasetle yazılan ve söylenen sözlerin, adamcıklara bakın o kadar çok göreceksiniz ki etrafınızda...
****
Sevgili Münir Aktolga, önümüze konulan herşeyin akıl olmadığını, bilimsel aklı, duygusal bilinç-kimlik ile karıştırmamak gerektiğini belirterek; bilimsel aklı şöyle tarif ediyor: “Akıl bilişsel bir işleme bağlı olduğu için -buna rasyonel düşünmek de deniyor- şablon üretmek onun işi olmuyor, o, yani akıl dünyaya tek pencereden bakmaz. İdeoloji ise duygusal kimlikle birlikte oluşuyor ki, bu da koordinat sistemini kendi üzerine koyduğun zaman görünenlerin duygusal bilinci oluyor.”
Aktolga ardından, duygusal işlemlerimize ise bilimsel termolojide akıl denmendiğini şöyle tarif ediyor: “Duygusal işleme bilimsel terminolojide akıl denmiyor. Bu türden işlemlerin sonucunda, oluşan bilince -kimliği de duygusal bilinç- kimlik deniyor. Bu türden işlemlerin sonucunda üretilen bilgilere duygusal bilgi deniyor, ki bunlar beyinde bilinçdışı bir şekilde -implicid- olarak kayıt altına alınıyor. Akıl -ratio- ise bilişsel bilgiler deniyor. Bunlar her yerde, her zaman geçerli olan bilgiler olup -explicid- hafızadan her zaman aşağıya indirilerek bilinçli işlemlerde kullanılabiliyor.” Konuyla ilgili daha detaylı bilgiyi, http://www.aktolga.de/t2.pdf  adresinden okuyabilirsiniz.
****
Bu coğrafyanın en önemli eksiği bu galiba...
Akılla düşünmeyince, dünyayı inançlar ve ideolojiler üzerinden okumaya doğal olarak tek pencereli bakış açılarımızla büyük analizler(!) yapıyoruz. Ancak bu yapılan analizlere, sağdan sola kadar baktığınızda aynı argümanları okuyor oluyor ya da dinliyor oluyorsunuz.
İki süslü laf et, dünyanın en akıllı adamı ol...
İki süslü ideolojik söz söyle, 'ben neymişim abi, sen neymişsin be abi” moduna gir.
İki süslü gönüllere yönelik söz söyle, ne bulunmaz adammış moduna gir.
****
Okumaz, farklı görüşlere doğru yelken açmaz, duyduğu iki söz ile alim olur...
Hayatında okuduğu Teksas – Tommikis- bile değildir.
En son ilkokul, ortaokul, lise ya da üniversiten okuduğu kitaplar vardır.
Hele ki, üniversite mezunlarını çıkar, en azından çok kitap okumak zorunda kalmışlardır, ya diğerleri acınacak bir haldedirler.
Okuduğu bulvar gazetelerini ise, dünyanın en iyi üniversitesinin bilimsel makale yayınlayan dergisi zanneder...
Hele okuduğu köşe yazarlarını ise, -kendi duygusal aklına uygun olduğu için- dünyanın en alim adamları zanneder...
****
Bu coğrafyada duygusal gelişmemiş akıllarını, akıl zannedenlerin, büyük analizleri ile karşılaşmak, ahkamları ile karşılaşmak ne acıdır.
Eğitim sistemi yerlerdedir...
Yerlerde olan o sistem ise, aklıyla düşünen insanları değil, yönetenlerin istediği insan tipi olan duygusal aklıyla düşünen insanları yetiştirmektedir.
****

Duygusal akılları öne çıkartan bir eğitim sistemi ile 21. yüzyılda nasıl küresel aktör olacağız?
Bakın söylemlere hem iktidar hemde muhalefet anti-emparyalist söylemler...
Vay anam babam vay...
Gelişmenin farkında olmamak...
Yeni dünyanın paradigmasının es geçmek...
19. yüzyıl ideolojik pencereleriyle, 21. yüzyılın büyük değişimine duygusal akıllarımızla büyük analizler yaptığımızı düşünmek... Ya da anladığımızı düşünerek eski dünyanın çözüm önerilerini, reçetelerini sunmak..
Türkiye büyük bir dönüşümü yaşarken, duygusal akıl hocalarımızla, belki de o büyük değişimi ıskalama riskiyle karşı karşıya kalmak...

Bakın, etrafınıza ne çok duygusal akıllarıyla, gelişmemiş akıllarıyla devletin eski ve yeni sahibi olduğunu düşünen insanımız var...
Ve duygusal bilgimizle toplumu ötekileştirmek ve tarafgirlik üzerinden değişimden yana olmak ya da karşı olmak...
Galiba aklı öne çıkaramaz isek, kaybedeceğiz.. Hem de tüm kazanımlara rağmen...
Boş böbürlenmelerin bizi nereye götürdüğünü tarihe bakıp görememek...
Ve tarihteki hataları tekrarlayarak, aynı şeyleri yaparak 21. yüzyılın küresel aktörü olabileceğimizi sanmak... Ne acıdır...

Son söz: 'Siz hangi akla sahipsiniz?' sorusunun yanıtını kendi kendinize verebilirsiniz... Söylediklerinizin bulunmaz fikirler olduğunu ve ülkeyi kurtaracağını düşünüyor, bol salçalı emperyalist düşmanlar filan filan da diyorsanız, aklınızın adı belli: Duygusal aklınızla, emparyalist
dünyanın kalbine doğru cihat eylebilirsiniz
hadi sağdan sola, İslamcısıdan filanına kadar
yolunuz açık olsun...

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank