Siz Dersiniz Ama…
DİBÂCE
GÜL DİKENİ
VATAN BÖLÜNMEZ!
Ezan dinmez, Bayrak inmez, Vatan bölünmez.
Ezelde söz verildi dönülmez bu yoldan.
Destan yazdık Tarihe, ebedi silinmez,
Yeni bir emirle ilerleriz dört koldan.
CANLA/KANL/ İRFÂNLA, BİR DESTAN YAZILDI,
HAİNLERE/ KALLEŞLERE MEZAR KAZILDI.
KEMÂLİ
SİZ DERSİNİZ AMMA...
“Terörist öldürüldüğü zaman, “Devlet sivilleri öldürüyor” dersiniz.
PKK kanalı kapatılınca “Özgür basın susturulamaz” dersiniz.
Terör örgütü casusları tutuklandığı zaman “Gazeteciler susturulmak isteniyor” dersiniz.
Suriye’de PKK kamplarını vuvaracağımız zaman “Ne işimiz var Suriye’de” dersiniz.
Bombacı terörist yakalyanınca “O inşaat işçisi” dersiniz.
Terör propogandası yapılıp, terör istediğini ulaşmasın diye yayın yasağı getirilir, “Demokrasi darbesi” dersiniz.
Devletimiz PKK’ya operosyonlar yapar, “Tayyip iç savaş çıkarmak istiyor” dersiniz.
Kısacası teröre her türlü desteği verirsiniz, sonra birden utanmadan “Ankaranın göbeğinde patlama oluyor, nerde bu Devlet?” dersiniz.
İşte siz böyle sahtekâr, böyle kalleşsiniz”
Bu yürekten haykırış, feryat, gönülden duyuş bana gelen mesajlardan biri. Daha niceleri geliyor, birbirinden güzel, birbirinden ayrı özellikte...
Artık bu Milletin gözü de, gönlüde açıldı, duygularına, feryadına set çekemezsiniz.
Deryalara kavuşmak isteyen damlaların, sel olmasına mâni olamazsınız.
Devir “Devr-i Sabık”, “Millȋ Şef Dönemi” değil artık.
Şerre kullanılan teknoloji yanında, hayra kullananlarda az değil asrın kaosunda, hüsrânında, şerrin oyun ve tuzaklarında...
Devletin başında R.Tayyip Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanı var.Millȋ İradenin iktidar yaptığı bir hükümet var.
Birlik beraberlikten ayrılmayan, dirlik ve düzen sahibi bir Ümmet,Millet, Halk var.
Dinine,Milletine, değerlerine, Tarihine, Mazisine, Ecdadına sahip çıkan, Peygamberin izinden gitmeye çalışan insanlık, Müslümanlık var.
Sahtekâr ve kalleş olanlar, aynı zamanda hâindir.
Hazreti Âdemle başlayan insanlık savaşında; kâfir, münafık, hain, kalleş, yalancı, dolancı, şirret, hırsız, arsız, hokkabaz, şaklaban, yobaz, baron, menfaatperest..... gibi daha niceleri de var olmuş, Kıyamet’e kadarda olacaktır.
Yazımı bir şiirimle bitirmek istiyorum:
GÜNEŞ DOĞDU; DOĞACAK!...
(RECEP TAYYİB ERDOĞAN’A)
Bu Güneş her zaman, doğdu/doğacak,
Bâtıla yok aman, küfrü boğacak,
Sarsığlmaz bir iman, ağyâr kovacak,
Faziletli bir liman, gemi duracak.
ADI VAR ERDOĞAN, YİĞİD-İ ARSLAN,
HER DAİM GÜN DOĞAN, KÜNYE ERASLAN.
Son devrin adamı, Tarihler yazdı,
Bilir Çar, Madam, eserler kazdı,
Ağyârlar cüdâm, duruş ikazdı,
Biliyor Hüdâm, Dua, Niyâzdı.
SAKARYA YÜKLENDİ, SIRTINDA ÇİLE,
HAYKIRDI, GÜÇLENDİ, BİLMEDİ HİLE.
İç ve dış Düşmanlar, tuzaklar kurdu,
Şimdi de pişmanlar, Frenk kudurdu,
Baronlu Şişmanlar, ölüm buyurdu,
Ehil danışmanlar, kapladı Yurdu.
HAK SAKLAR NAZARDAN, KORUYAN O’DUR,
BİN TÜRLÜ PAZARDAN, GERÇEKTE BUDUR.
Bu millet biliyor, hizmet edeni,
Bu Ümmet diliyor, yiğit bedeni,
Kem olan siliyorn, niçin/nedeni,
Kalbinde eliyor, kaçıp gideni.
“MİLLȊ ŞEF DÖNEMİ”, KALDI GERİDE,
HAKİKAT SÖYLE Mİ, YAZMAZ CERİDE.
KEMÂLİ’den selam, Mevlâ saklasın,
Şiirlerle kelâm, ruhu aklasın,
Güç yetmez şer kalem, kendin paklasın,
Cumhursun vesselam, güller koklasın.
SELÂM OLSUN SELÂM, DOĞAN GÜNEŞ’E,
KELÂM OLSUN KELÂM, KUZGUNDA LEŞE.