Siyasi ve Kültürel Çaresizlik!
Kötü seçim acıya götürür diye felsefi bir yaklaşım vardır.
Mevcut siyasi iktidar, iktidar olmak için yola çıktığında, önünde iktidara varabilmek için çeşitli yollar vardı.
Onlar bir tercih yaptılar.
Başlangıçta, Amerika ile yola çıkmak emin ve güvenli bir yol gibi görünüyordu.
Zenginden ve güçlüden yana olursak, hem iktidara gelmemiz kolaydır, hem de güçlüden yana olma, iktidarın uzun ömürlü olması demektir.
Bu uzun sürede, gereken intikamlarımızı alırız, bu intikam süreci ile birlikte, halkı istediğimiz yönde dönüştürürüz.
Ekonomik kayırmacılık ve halk malının yağmalanması konusunda, Batı’dan tam destek aldılar.
Burada Amerika arkalarında olduğu için bir sorun çıkmadı.
Ancak gelişen ekonomik ilişkiler ile birlikte gelişen kültürün, onların özlemini duydukları kültür ile alakası yoktu. Yani emperyalizmin getirdiği ilişkilerden doğan kültür bunların kültürü değildi.
Dini, piyasa ile yarıştırmak diye bir kültür olamaz.
Ekonominin ürettiği yeni kültür ile de, yerleşik kültürümüz ile de çelişir duruma geldiler.
Her ne kadar, dini kültürü kendi kültürleri gibi, söylemleri olsa da, halkın dini kültürünün, bunların anladıkları dini kültür ile benzer yanları çok azdı.
Bunların, Hikmetyar’ın dizinin dibinde, öğrendikleri din başka idi, halkımızın ki başkaydı.
Yani halkın dini kültürü ile de bütünleşemiyorlar.
Çünkü Sünniliğin, Aleviliğe düşman olduğu bir mücadelenin içinden geliyorlar. Bu mücadelenin ürettiği kültür çatışma kültürüdür.
Emperyalizm ile birlikte oldukları için aydın kültürü ile de bütünleşemiyorlar.
Milli olan her yapılanmayı yıkmak için yola koyulmaları, milli kültürden, kendilerinin anladıkları anlamdaki din adına intikam almak istedikleri için, milli kültür ile de çatışıyorlar.
Siyasi tarafa geçtiğimizde ise durum daha da bir felakettir.
Amerika’nın bunlara verdiği görev; bölme görevi olduğu için içerdeki tüm siyasetler ile çatışıyorlar.
Milliyetçi/ ulusalcı olanlar ile çatışıyorlar.
Sosyalistler ile çatışıyorlar.
Samimi dindarlar ile çatışıyorlar.
Bölünmeye karşı olan tarikatlar ile çatışıyorlar.(Mesela Kadiriler)
Siyasi iktidar, aslında, bölünmeye karşı olan halk ile karşı karşıyadır.
Yaşadığımız travmanın nedeni budur.
Kalabalıklar kendisine benzeyen tanrılar seçer. Kendisine benzemediğini anladığı an; işler kaosa gider.
Devrimlerin başlangıç noktası da burasıdır.
21.10.2012,